Uzman uyarısı: 50 yaşından önce horlamak ciddi bir risk işareti olabilir! Horlama sorunu olanlar uyku apnesine dikkat!
Uykuda horlama alışkanlığına sahip genç yetişkinlerin ilerleyen yaşlarda felç ve kalp hastalığı riskinin önemli ölçüde artabileceği konusunda yapılan bir araştırma, uzmanlar tarafından vurgulandı. Uzman uyarısı: 50 yaşından önce horlamak ciddi bir risk işareti olabilir!
Uzman doktorlar, 50 yaşın altındaki bireylerde horlamanın ciddi bir "tehlike işareti" olarak dikkate alınması gerektiğini belirtiyorlar. Araştırma sonuçları, genç yetişkinlerin ilerleyen yaşlarda felç geçirme riskinin %60, kalp ritim bozukluğu geliştirme riskinin ise 5 kat daha fazla olduğunu gösteriyor.
Bu önemli araştırmanın sonuçları, Avrupa Kardiyoloji Derneği Kongresi'nde paylaşıldı.
UZMAN UYARISI: 50 YAŞINDAN ÖNCE HORLAMAK CİDDİ BİR RİSK İŞARETİ OLABİLİR!
Araştırmacılar, 20 ila 50 yaş aralığındaki 766 bin Amerikalı yetişkinin verilerini inceledi. Bu grupta, uykuda solunum kesintisine neden olan tıkayıcı uyku apnesi hastalığına sahip 7,500 yetişkin bulunmaktaydı. Bu hastalık, yüksek sesli horlamaya yol açarak hastaların uyku düzenini bozabilir.
10 yıllık bir takip süresini içeren bu çalışma, uyku apnesi hastalarının felç riskinin normal horlamayanlara göre %60 daha yüksek olduğunu ortaya koydu.
Bu grup içinde aynı zamanda, kalp ritminin düzensizleştiği ve hızlandığı bir durum olan atriyal fibrilasyon riskinin de 5 kat daha yüksek olduğu bulundu. Atriyal fibrilasyonun belirtileri arasında kalp çarpıntısı, baş dönmesi ve nefes darlığı yer alıyor.
Stanford Üniversitesi'nden Profesör Sanjiv Narayan, çalışmayla ilgili olarak şunları dile getirdi:
"Uyku apnesi, genellikle önemsenmeyen veya sadece küçük bir rahatsızlık olarak görülse de aslında oldukça yaygındır. Bu araştırma, kalp hastalığı riskinin boyutunu daha önce hiç bu kadar açık bir şekilde göstermemişti. Özellikle risk altında olan genç bireylerin bu tehlikeden haberdar olmaları önemlidir. Felç yaşamak, sadece bireyleri değil, aynı zamanda ailelerini de etkiler. Bu durum iş yaşamlarını olumsuz etkileyebilir ve bir kişinin gelecek 40 yılını mahvedebilir."
Uzmanlar, pratisyen hekimlerin hastalarına düzenli olarak horlama alışkanlıklarını sormalarını ve bu durumun kalp sağlığıyla ilgili bir "risk işareti" olup olmadığını belirlemek için daha fazla test veya tedaviye ihtiyaç olup olmadığını değerlendirmelerini önermektedir.
Birleşik Krallık'ta, yaklaşık 1.5 milyon yetişkinin tıkayıcı uyku apnesi hastalığına sahip olduğu tahmin edilmektedir. Ancak teşhis edilmemiş ve tedavi edilmemiş hastaların oranının %85'e kadar çıkabileceği belirtiliyor.
Özellikle yaşlı ve fazla kilolu erkeklerin uyku apnesine yatkın olduğu bilinmektedir. Solunumun kesilmesi, vücuttaki oksijen seviyesinin düşmesine ve kalbin kan dolaşımının bozulmasına neden olabilir.
Profesör Narayan, "Nefes alamadığınızda akciğerlerdeki basınç artar ve sonunda uyanırsınız. Bu durum kalpte basınç oluşturarak atriyal fibrilasyona yol açabilir" şeklinde açıklama yaptı.
Uyku apnesi, hastaların uyku sırasında maske kullanarak havayı pompalayan bir cihaz olan CPAP cihazı ile tedavi edilebilir.
Ulusal Sağlık Servisi (NHS), semptomların hafiflemesine yardımcı olacak yaşam tarzı değişikliklerini teşvik ederek, düzenli egzersiz yapılması ve gerektiğinde kilo verilmesini önermektedir. Ayrıca, yatarken yan pozisyonunun da uyku apnesini hafifletebileceği belirtiliyor.