Türkiye obezitede dünyada kaçıncı sırada?
Pandeminin de etkisiyle Türkiye’de obezite görülme oranı kadınlarda yüzde 40, erkeklerde yüzde 25 sınırına yaklaştı. TBMM Obezite ile Mücadele Yöntemleri ve Önlemleri Komisyonu tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye obezitede Avrupa'da 1'inci, dünyada 4'üncü sırada yer alıyor.
Pandemi Türkiye’de obezitenin tansiyonunu yükseltti. TBMM Obezite ile Mücadele Yöntemleri ve Önlemleri Komisyonu tarafından hazırlanan rapora göre, 2021’de kadınlarda obezite görülme oranı yüzde 40, erkeklerde ise yüzde 25 sınırına dayandı. Nüfusun yüzde 34’ünün aşırı kilolu yani obezite sınırında olduğunun belirtildiği raporda, obezite oranının doğudan batıya gittikçe arttığı saptandı. Türkiye bu oranlarla Avrupa'da 1'inci, dünyada 4'üncü sırada yer alıyor.
Nüfusun yüzde 34'ü aşırı kilolu
Farklı çalışma grupları tarafından yapılan araştırmalarda, obezitenin doğudan batıya gidildikçe artış eğiliminde olduğu tespitine yer verilenen raporda, son yayınlanan çalışmalara göre, Türkiye'de obezitenin en yüksek görüldüğü bölgeler yüzde 37,5 ile Batı Karadeniz, yüzde 36,9 ile Orta Anadolu; en az görüldüğü bölgeler ise yüzde 24,2 ile Güneydoğu Anadolu, yüzde 24,5 ile Ortadoğu Anadolu oldu. İstanbul'da obezite oranı ise yüzde 30,7.
Rapora göre, kadınlarda obezite oranı yüzde 39,1; erkeklerde ise yüzde 24,5. Nüfusun yüzde 34'ü aşırı kilolu. Bu oran erkeklerde yüzde 39,9, kadınlarda ise yüzde 27,6.
Obezite sıklığındaki artışın nedenleri
Obezitenin, enerji alımı ve tüketimi arasındaki dengesizlik nedeniyle oluştuğu, en önemli nedenin ise yüksek kalorili besinlerin aşırı tüketilmesi olduğu belirtilen raporda, şu ifadelere yer verildi:
"Obezite hastaları temel ihtiyaçlarını karşılamalarına rağmen gereksinimlerinin çok ötesinde aşırı yemek tüketimine ve yanlış beslenmeye devam ederler. Obezite sıklığındaki artışın temel nedeni; insan biyolojisinin modern dünyanın değişen yaşam koşullarına uyum gösterememesidir. Burada hem genetik yatkınlık hem de çevresel koşullar önemli rol oynar. İnsanlık giderek daha az hareket etmekte ve giderek daha fazla kalori içeren besinler tüketmektedir. Gelişen teknoloji ile akıllı cep telefonları, televizyon, bilgisayar, tablet, asansörler, arabalar, uzaktan kumandalar gibi yaşamımıza girmiş ve hareket süremiz kısalmıştır.
Hayatı kolaylaştıran söz konusu faktörler günlük hareketleri önemli ölçüde sınırlanmış ve fiziksel aktivitenin azalmasına neden olmuştur. Öte yandan modern yaşam giderek daha stresli ve daha yarışmacı bir hale gelmektedir. Stres, kaygı bozukluğu ya da depresyonu bulunan kişilerde yeme bozuklukları daha fazla görülmektedir. Beynimizdeki haz merkezi ile tokluk merkezi komşudur. Tokluk duygusu, insana en fazla haz veren duygulardan birisidir. Duygu durum bozukluğu olan kişilerin yemek yiyerek haz merkezlerini tatmin etmeleri sık görülen obezite nedenleri arasında yer alır. Obezite hastaları kendilerini sakinleştirmek, hoş olmayan durumlardan kaçmak, olumsuz duyguları azaltmak için aşırı yemek yiyebilmektedirler."
"Türk kadınlarının obezite sıklığı dünya ortalamalarından yüksek"
İnsanlığın beslenme alışkanlıklarının hızla değiştiği belirtilen raporda, "Fast-food olarak tanımlanan sağlıksız besinler rafine karbonhidratlardan zengin, bitkisel liflerden fakir, aşırı yağlı ve enerji yoğundur. Vakit kaybını önlemek için ayaküstü hızlı yenen gıdaları tercih etmek, hazır gıdalara her yerde ve her an ulaşabilmek bu durumu iyice kötüleştirmektedir. Ayrıca öğün sayısının ve ekmek tüketiminin artması, porsiyonların büyük olması, sık aralıklarla çok düşük enerjili diyetlerin uygulanması da diğer faktörlerdendir." denildi.
Her 3 kişiden 1'i obez
Raporda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de 15 yaş üstü bireylerde obezite oranının 2008'de yüzde 15,2 iken, 2014'te bunun yüzde 31,1 oranında artış göstererek yüzde 19,9'a ulaştığı, artış trendinin devam ettiği bildirildi.
Dünya Sağlık Örgütü 2018-2019 yılı obezite verilerine göre, Türkiye'de her 3 kişiden 1'i obez.
OECD tarafından 2019'da yayınlanan rapora göre, obezite sorunu yaşayanların sağlık hizmetlerinden daha sık yararlanma eğiliminde olduğu, obezlerin normal bireylere göre yaklaşık 2,5 kat daha fazla sağlık harcaması yaptığı tespitine yer verildi.
OECD ülkelerinde, obezite kaynaklı hastalıkların tedavisinin, toplam sağlık harcamalarının yüzde 8,4'ünü oluşturduğu kaydedildi.