Tırnak Şekilleri Sağlığınız Hakkında Sizi Uyarıyor!
Tırnak şekillerine göre hastalığınız hakkında fikir sahibi olabilir hatta gelecekte yakalanabileceğiniz sağlık sorunları için önceden önlem alabilirsiniz. Bu inanış M.Ö. tarihlere uzanıyor olsa da günümüzde de doğru sonuçlar veriyor.
Tırnaklarınızın şekli sağlığınızın durumu hakkında bizi uyarırken gelecekte hangi sağlık sorunları ile karşılaşabileceğimiz hakkında da fikir veriyor. Bu inanış eski zamanlardan gelen bir düşünce olsa da en azından modern tıbbın babası Hipokrat'ın zamanından beri kabul edilen bir şeydir.
Antik Yunan zamanından bu zamana gelen inanışta tırnağın üzerindeki işaretler, kistik fibroz, karaciğer sirozu ve tiroid gibi rahatsızlıkların belirticisi olabilir.
Tırnak Şekilleri Sağlığınız Hakkında Sizi Uyarıyor
Hastalığa işaret edebilecek bir diğer tırnak değişikliği de Lindsay'in tırnaklarıdır yani tırnaklarınız iki parça gibi görünüyorsa dikkat etmeniz gerekiyor. Burası bir veya daha fazla tırnağın yarısının beyaz, yarısının kırmızımsı kahverengi olduğu yerdir. Kronik böbrek hastalığı olan kişilerin yaklaşık %50'sinin tırnakları bu şekildedir. Ancak aynı zamanda karaciğer sirozunun ve kan damarlarında iltihaplanmaya neden olan nadir bir hastalık olan Behçet hastalığının da bir belirtisi olabilir.
Bir veya daha fazla tırnağın buzlu cam görünümüne sahip olduğu Terry tırnakları aynı zamanda karaciğer sirozunun bir belirtisi olabilir, ancak aynı zamanda tip 2 diyabet, böbrek yetmezliği ve HIV ile de ilişkilidir.
Muehrcke'nin tırnakları yani tırnakların üzerinden bir veya daha fazla yatay çizginin geçtiği tırnaklar, biraz daha tıbbi ve caddedeki tırnak barlarına biraz daha az benziyor. Bu tırnak şekli kanda en çok bulunan protein olan albüminde azalma olduğunu gösterir. Bu tırnak işaretleri böbrek hastalığının bir göstergesi olabilir.
Ancak bazen tırnak renginde ve deseninde meydana gelen değişiklikler kötü niyetli değildir ve yalnızca yaşlanma belirtileridir. Üç farklı renk bölgesine sahip olması nedeniyle bu adı alan Napoliten tırnaklar sıklıkla 70 yaş üstü kişilerde görülür ve endişelenecek bir durum değildir.