Acil servislerde yoğunluk: Yeni salgın alarmı!
Hastanelerin acil servislerinde yoğunluk son günlerde zirveye çıktı. Uzmanlar, kış aylarında artan salgın tehdidine karşı iki virüse dikkat çekiyor...
Influenza ve koronavirüs. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, Mynet’e yaptığı açıklamalarda bu iki virüsün ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ve savunma sistemindeki zayıflıkların zatürre (pnömoni) riskini artırdığını belirtti.
Son 10 Günün Tablosu: Artan Vakalar ve Hastane Yatışları
Prof. Dr. Akkoyunlu, son 10 gündür influenza ve koronavirüs enfeksiyonlarının yeniden yaygınlaşarak salgın oluşturduğunu ifade etti. Özellikle bu iki virüsün neden olduğu bağışıklık zafiyetine bağlı olarak zatürre vakalarının arttığını dile getirdi.
"Hastanelerde yatışlar belirgin bir şekilde arttı. Polikliniklerde bu yoğunluğu açıkça gözlemliyoruz. En sık görülen enfeksiyonlar influenza ve koronavirüs. Bunun yanında başka virüs ve bakteriler de salgında etkili oluyor" dedi.
Kapalı Alanlarda Risk Daha Yüksek
Kış aylarında kapalı mekanlarda geçirilen sürelerin artması, toplu taşıma kullanımı ve okulların açılmasıyla salgınların hızla yayıldığını söyleyen Akkoyunlu, bu durumun özellikle çocuklarda enfeksiyonlara yol açtığını belirtti.
"Okulların açıldığı ilk hafta hasta sayısı az görünse de, üçüncü hafta zirve yapıyor. Bu süreçten sonra hastalık yetişkinlerde de yayılıyor."
Belirtiler ve Hayat Kaybı Riski
Koronavirüs enfeksiyonlarında özellikle kalça ve sırt bölgesinde yoğun ağrılar yaşandığını, bunun yanı sıra hastaneye yatış ve yoğun bakım gerektiren ciddi vakaların bulunduğunu belirten Prof. Dr. Akkoyunlu, "Influenza ise daha çok üst solunum yolu enfeksiyonu semptomlarıyla (öksürük, hapşırık, burun akıntısı) ortaya çıkıyor.
Ancak zatürreye neden olduğunda kas-kemik ağrıları ve yüksek ateşle seyredebilir. Bu enfeksiyonlardan kaynaklı ölüm vakalarına da rastlıyoruz" dedi.
Korunma Yöntemleri
Salgına karşı alınabilecek en etkili önlemleri sıralayan Prof. Dr. Akkoyunlu, şunları önerdi:
Okullarda sınıfların havalandırılması, maske kullanımı ve hijyen koşullarının sağlanması.
Evde yaşlı veya kronik hastalığı olan bireylerle temasın sınırlandırılması.
Dengeli beslenme, düzenli uyku ve egzersizle bağışıklığın güçlendirilmesi.
Özellikle zeytin yaprağı çayı, kekik çayı gibi doğal savunma güçlendiricilerin tüketimi.
Savunma sistemi üzerinde etkili besinlerden narenciye, sarımsak, zeytinyağı ve zeytin yaprağının önemine değinen Akkoyunlu, pozitif bir hayata bakış açısının bile savunma mekanizmasını güçlendirebileceğini vurguladı.