Bora Özizmirli

Bora Özizmirli

Köşe Yazısı

Ateşkesi ABD Değil Bölge Ülkeleri Sağlayacaktır

ABD'den "ateşkes" beklemek çok büyük bir hatadır. Bırakalım ABD'den "ateşkes" medeti ummayı ABD İsrail ile birlikte Gazze'de yaşanılan katliamın baş sorumlusudur.

Unutulmaması gereken ateşkesler her iki tarafın da bunu kabul etmeye ve buna bağlı kalmaya istekli olmasıyla mümkündür. Ama Gazze'de her iki taraf için böyle bir durum şuan için pek mümkün gözükmüyor. Üstelik savaş diğer bölgelere yayılma eğilimindedir.

Elbette, dünya haklarının katliama karşı ayağa kalkması çok önemli bir gelişmedir ama bu ateşkes için yeterli değildir. ABD gerçekten büyük krizde ve bu krizi askeri gücünü kullanarak çözmeye çalışacaktır.

Yazının Devamı

Filistin Zaferi Türkiye'nin Zaferidir

Geçen yazımda Ukrayna-Rusya arasındaki savaşını konu almıştım. Bu yazımda tekrar Ukrayna - Rusya savaşını uzun uzun yazmayı düşünmüyorum ancak bu savaşı bilmeden İsrail'deki olayları da bilemeyiz.

Özetle ABD ve batı koalisyonu Ukrayna cephesinde büyük yara aldı. Batılılar ellerindeki stoklarının önemli bölümünü bitirdiler ve Ukrayna'ya yardım gönderemez duruma düştüler. Hatta ne ABD'nin nede diğer batılı ülkelerin yeni bir cephe açmaya mecali yok. Fakat emperyalizmin bir özelliği de yenildiği an yenilgiye doymaz ve yeni cepheler açma arayışına girmesidir. Şuan İsrail ve Filistin'de yaşanılan durumun özeti budur. Atlantik cephesi Filistin'de yeni cephe açma arayışı içindedir.

En önemli ihtimallerden birisi İsrail'in Gazze'ye kara operasyonunu gerçekleştirmesidir. Böyle bir durumda olayların önü alınmaz ve savaş büyür. İsrail'in Gazze' ye kara operasyonu büyük bir katliama yol açar, Arap ve Müslüman dünyasını ayağa kaldırır, Hizbullah'da savaşa dahil olur ve diğer ülkeleri de kapsayarak cephe genişler. Aslında böyle bir durumda ne ABD'nin nede İsrail'in başarı şansı vardır . ABD ve İsrail'in böyle bir adımı tüm Arap ve Müslüman dünyasını ayağı kaldırır ve İsrail'in 500 yıl unutamayacağı travmatik yenilgi almasını sağlayacaktır. Ancak bahsettiğim gibi emperyalizm yenilgiye doymayacak en ufak şansını bile savaş çıkartmak için harcayacaktır.

Yazının Devamı

Batı Bloku Dağılıyor

Batılı siyasetçiler ve analizciler Ukrayna'ya silah yardımının yeterince yapılmamasının açıklaması ise genelde şöyle yapıyorlar: Ellerinde silah miktarının azaldığını, var olan silahın çoğunluğunu ise zaten Ukrayna'ya gönderdiklerini yada silah gönderseler bile Ukrayna ordusunda Patriot gibi, M1 Abram tankları gibi çeşitli savaş araçlarını kullanabilecek kalifiye personelin kalmadığını söylüyorlar. Çünkü Ukrayna ordusun Rusya'ya başlatmış olduğu taarruz nedeniyle ordusunda büyük bir erime söz konusudur. Ukrayna'nın Rusya'ya olan taarruzda kaybedilen personelin büyük çoğunluğu NATO'nun eğitiminden geçmiş askeri personelin olduğu belirtilmektedir. Ukrayna ordusunun en büyük handikaplarından birisi budur. Ukrayna ordusu küçük bir köyü alabilmek amacıyla çok sayıda savaş aracıyla birlikte on binlerce insan kaybını verdi. Şuan itibariyle Ukrayna mezarlığa dönmüş durumda olup, batı tıkanmıştır. Örneğin  Eski CIA uzmanı Larry Johnson konuyla ilgili açıklamasında Ukrayna ordusunda tecrübeli personel azlığını belirterek “Onlar (Ukrayna askerleri) dokuz yıl boyunca NATO tarafından eğitildi. Tecrübeli bir subay kadrosu, askerleri vardı, insanları öylece sokaktan toplayıp üniforma giydirmiyorlardı. Ukraynalı askerler çok yetenekliydi. Fakat öldürüldüler.Sıfırdan bir ordu kurmak durumundalar. Ancak bu sefer ellerinde sağlık açısından uygun insanlar yok.” ifadelerini kullandı. Yine geçtiğimiz günlerde İngiltere'den yapılan açıklamada ise, İngiltere'nin Ukrayna'ya modern savaş uçakları tedarik etmeyeceğini, çünkü bunun eğitim süresinin uzunluğu nedeniyle etkili  olmayacağı belirtildi.

 Typhoon ve F-35 savaş uçaklarının teknolojisinin gelişmiş olduğunu ve ustalaşmak için uzun süren eğitim gerektiğini vurgulandı. Brüksel'deki NATO Karargahında Askeri Komite Başkanı olan Amiral Rob Bauer ise NATO'nun cephanesindeki silahın tükendiğine ve yeterince stoklarında silah bulunmadığına dair açıklamada bulundu. Pentagon eski danışmanı Albay Douglas McGregor sosyal medya paylaşımında" Washington ve müttefiklerinin Ukrayna'ya yönelik cephanesi, ekipmanı ve iç desteği tükeniyor.Stark'ın gerçeği Ukrayna'daki vekalet savaşının kaybedildiğidir." ifadelerini kullandı. Buraya kadarki aktardığımız gelişmeler ABD'nin Ukrayna cephesinde büyük bir çöküş içerisinde olduğunu göstermektedir. Tabii bu çöküş sadece Ukrayna cephesinde değil kendi iç siyasetine de yansımıştır. ABD'de Ukrayna Savaşı'na karşı çıkan büyük bir kitle oluşmuştur. Savaşa karşı çıkan Cumhuriyetçiler , Demokratlara karşı güç kazanmıştır. ABD'deki Biden hükümeti kapanma sorunu ile karşılaşmış ve bu nedenle Ukrayna'ya ayrılan yardım bütçeden çıkartılmıştır. Açıkça ABD'de iktidar ve muhalefet Ukrayna nedeniyle birbirine girmişlerdir.

Öte yandan ABD'nın Orta Avrupa'daki gücüde kırılmış durumdadır. Orta Avrupa'da çok büyük değişim vardır. Slovakya, Macaristan ve Sırbistan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e ciddi yakınlık göstermesiyle Orta Avrupa'da gidişat değişti. Slovakya'da batıcı hükümet düştü, önümüzdeki dönemde Avrupa'da ABD'ye kafa tutan partiler iktidara gelecektir .  Şuan Putin' e yakınlık gösteren Slovakya, savaşın başında Ukrayna'ya savaş uçağı teslim eden ilk ülke olarak bilinir. Slovakya'nın bu durumu Orta Avrupa'daki değişimin en önemli işaretlerden biridir. Özellikle hem Slovakya'daki gelişmeler hem de Macaristan'daki gelişmeler takdire şayandır. Orta Avrupa'da ABD büyük bir yenilgiye uğramıştır. Aslında bazı eksikliklerimize rağmen( en büyük eksikliğimiz Türkiye'ye yönelik en büyük tehditin ABD ve NATO'dan geldiğini halkımıza yeteri kadar açıklanmamasıdır.)  Orta Avrupa'nın ABD'ye direnebilmesinde de Türkiye'ye ihtiyacı vardır. Türkiye; 15 Temmuz'dan bu yana ABD ile dişe diş mücadele etmektedir. Elbette Orta Avrupa, ABD ile olan mücadelesinde Türkiye'nin tecrübelerinden, birikimlerinden ve lider ülke konumundan mutlaka yararlanmalıdır. Türkiye Orta Avrupa'daki gelişmelere ilgisiz kalmamalıdır.

Yazının Devamı

Rusya Kuşatmayı Yarıyor

“Savaşın Ukrayna aşaması sona erdi. Birinci Dünya Savaşı sırasında Batı Cephesinde Müttefik kuvvetlerinin kaybettiği oranda asker kaybediyorlar. 1918'de Batı Cephesi'nde savaştığımız her gün ortalama bin adamımızı kaybettik"... bu cümleler Pentagon başkanının eski danışmanı Albay Douglas McGregor'ın sosyal medya paylaşımından.

Elbette Ukrayna taarruzu sonrası Albay Douglas McGregor açıklamasına benzer pek çok kişinin açıklaması mevcuttur. Ukrayna'da yaşananlar bizim Türkiye'de anlatılanların tam tersi durumda. Ukrayna meselesi artık batıda bile tartışılır olmuştur.

Batılıların dayatması ile hava desteğinden yoksun olarak şuursuzca taarruza geçen Ukrayna ordusunda büyük çapta erime söz konusudur. Şu an yaşanan gerçek, Ukrayna'nın silah altına alacak genç bulmakta zorlandığıdır.

Yazının Devamı

ABD ve NATO kötü emellerini hiç bir zaman saklamadılar

Direk yazımızın başında belirtelim.

Yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle Batılı ülkelerin Türkiye'ye yönelik politikasının değişeceğini, Batılı ülkelerin Türkiye' ye yönelik politikasının yumuşayacağını sanan dostlarımız var.

Oysa bu dostlarımız büyük yanılgı içerisindeler. Bırakalım Batılı ülkelerin Türkiye'ye yönelik politikasının değişeceğini ummak , Türkiye' nin " yok " sayılacağı yeni bir döneme girmiş bulunmaktayız.

Yazının Devamı

Yüzyılın felaketi ve kaos planı

Yazılarımda Türkiye'de ayrışmayı arttıran hiç bir açıklamada bulunmam.

Bütün açıklama ve yazılarımda birleştirici ve bütünleştirici bir dil kullanmayı özellikle dikkat ederim. Çünkü içinde bulunduğumuz şartlar;  birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde olmamız gerektirdiğini emretmektedir.

Ancak yaşadığımız deprem sonucu bazı çevrelerin kullanmış olduğu dil benim bile tahammül sınırlarımı zorlamıştır.

Yazının Devamı

Tarihin en büyük felaketine karşı en büyük dayanışmayı göstermek zorundayız

Tarihimizin en büyük yıkımı ile karşı karşıyayız.

Çeşitli deprem uzmanlarına göre son 100 yılın en büyük depremi ile karşı karşıyayız.

Hatta uzmanlar yaşanılan depremlerin Hiroşima'ya atılan atom bombasından 60 kat daha etkili olduğunu bile açıkladılar.

Yazının Devamı

Türkiye NATO'dan çıkıyor mu? İsveç'teki eylem Türkiye'yi dışladıklarının tekrar ilanıdır

İsveç'te yakılan Kuran-ı Kerim ile birlikte çok övülen Batı'nın aslında ne kadar barbar olduğunu bir kez daha görmüş olduk.

Ezilen dünyadan ve dünyanın bir çok yerinden provokatif eyleme karşı tepkiler yağarken NATO ve Rusya'dan bir birine zıt iki açıklama geldiğini de belirtmek gerekir.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, provokatif eylemlerle ilgili “ifade özgürlüğü” açıklaması yaparken Rusya Dışişleri Bakanı  Mariya Zaharova, İsveç ve Hollanda’daki Kuran-ı Kerim kışkırtmalarına tepki gösterdi.

Yazının Devamı

Orta Asya ABD'ye kapatılıyor

Türk Devletleri Teşkilatı'nın Özbekistan'da gerçekleşen zirvesi sonrası 12 Kasım'da Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başta Amerika olmak üzere Batı'nın Rusya'ya sınırsız saldırdığını" vurgulayarak şu açıklamada bulunmuştu:

Aslında Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu açıklaması sadece Rusya'yı savunma amaçlı sıradan bir açıklama değildir. Çünkü Ukrayna üzerinden Rusya'yı çevreleme stratejisi uygulayan ABD'nin başına çektiği Atlantik kampının gözünde yakın gelecekte Türkiye ve Türk coğrafyası vardır.

Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu açıklaması bir nevi "Türk devletleri ABD ile birlikte olmayacak, orayı Amerika'ya bırakmayacağız" anlamındadır.

Yazının Devamı

Çinli ve Türk bilim insanlarının Türkiye'de bulduğu elmaslar

Öncelikle yazımın başında belirtelim.

Batılı ülkelere karşı vermiş olduğumuz "TAM BAĞIMSIZLIK" mücadelesini sadece siyasi ve askeri olarak değil aynı zamanda ekonomik olarak da vermek zorundayız.

Yazının Devamı

AK Parti Türk Avrasyacılığı'nı devlet politikası haline getirmelidir

Öncelikle yazımın başında belirtmek istiyorum. Bu yazımın esas konusu TÜRK AVRASYACILIĞI olsa da Ekim ayında Prag'da düzenlenecek olan Avrupa Siyasi Topluluğu Toplantısı'na Sayın Cumhurbaşkanımıza davet gelirse, Sayın Cumhurbaşkanımız daveti geri çevirmemeli ve bu toplantıya mutlaka katılmalıdır. (Bu toplantı için Avrupa'dan Türkiye'ye davet gelme durumu yüksektir.

Çünkü; yazımın ilerleyen bölümlerinde bahsedeceğim gibi, son gelişmeler göstermektedir ki;  Avrupa da artık ABD'nin “düşman hedefleri” arasındadır.

Esas yazımın konusuna dönersek, bu yazımda;  değerli dostum ve meslektaşım Ali Rıza Özkan'ın yıllar önce bana bahsettiği, şu anda da üzerinde beraberce fikir yürüttüğümüz TÜRK AVRASYACILIĞI'nı ele almak istiyorum.

Yazının Devamı

Rusya ve İran Suriye'yi doğru çizgiye çekecektir

RUSYA VE İRAN; SURİYE'Yİ DOĞRU ÇİZGİYE ÇEKECEKTİR

Daha önce yazılarımda defalarca belirttiğim gibi, Türkiye’nin tekrar Batılı ülkelerin güdümüne girmesi mümkün değildir. Artık bu iş bitmiştir.

Batılı ülkelerin Doğu Akdeniz, Ege, vb.  bölgelerde tehditleri bir yana Türkiye önümüzdeki  5, 10 ve 50 yıllık süreçlerde Tam Bağımsızlık temelinde yönünü Asya’ya kaydırmıştır. Artık bu işin tartışması bile kalmamıştır.

Yazının Devamı

Yenilenme mücadelesi Denizli'den başlayacaktır!

Son yazımın son kısmında;  AK Parti'nin şuanki  Denizli kurmay kadrosunun çok önemli bir bölümünün geleceğin Denizlisinde yer almayacağını anlatmaya çalıştım. Anlatmaya çalıştım fakat, kendi genel başkanını savunmaktan aciz bir parti kurmay kadrosunun geleceğin Denizlisinde yer almayacağını tahmin etmek için elbette müneccim olmaya da gerek yok. Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir. Okuyucularımız emin olsun; şuanki kurmay kadrosunun önemli bir bölümü  geleceğin Denizlisinde yeri olmayacaktır. Okuyucularımız Ankara'da mecliste, kürsüde , TV’de Sayın Cumhurbaşkanımızdan övgüyle söz  edenlere bakıp da aldanmasın. Kastettiğim mecliste, kürsüde vs. Sayın Cumhurbaşkanımızın övülmesi değildir. Kürsüde Cumhurbaşkanımız övülürken, o övenlerin kendi memleketleri olan Denizli'de Cumhurbaşkanımızın adı bile basında, medyada vs. anılmıyor. Cumhurbaşkanımızın ismini ananlar ise çok büyük baskıyla karşılaşıyor. Önemli olan Ankara'da kürsüde, kameralar önünde Cumhurbaşkanımızın övülmesi değil, kendi şehirlerinde Cumhurbaşkanımızın övülüp fikirlerinin yaşatılmasıdır. Kendi genel başkanlarını savunmaktan aciz, nerde ne konuşulacağını bilmeyen, AK Parti'yi ve Türkiye'yi uluslararası kamuoyunda zor duruma düşürtecek açıklamaları yapan parti kurmay kadrosunun artık Denizli'de yeri yoktur. Devletimiz ve milletimiz bu insanlara her türlü imkanı vermiştir fakat bunlar bu imkanı değerlendirememiş, kıymetini bilememiştir. Türkiye, eski Türkiye değildir! İkinci  Kurtuluş Savaşı verdiğimiz böylesi önemli bir dönemde, böylesi acizliğe asla izin  verilmeyecektir. Partiyi temsil edecek makamlarda oturanlar, eğer partiye ve Türkiye'ye zarar verecek konuşmaları yapabiliyorsa ve bunun farkında bile değillerse, bunun adı cehalettir! O zaman bu insanların o makamları hak etmedikleri ortaya çıkmaktadır. Geleceğin Denizlisinde bu tür insanların da yeri olmayacaktır.

Daha önceki yazımlarımda bahsettiğim gibi, batılı emperyalist devletler Türkiye'yi ve Sayın Cumhurbaşkanımızı hedefe koymuştur. Biden yönetimindeki ABD yönetimi, Sayın Cumhurbaşkanımızı devirme siyasetini uygulamaya çalışmaktadır. Ancak, Türkiye'nin vatanseverleri, Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik bu siyasetin karşısında durarak ölümüne mücadele halindedir. Buradan tekrar ilan ediyoruz! Bu ülkenin vatanseverleri olarak ülkemizi emperyalistlere ve onların uşaklarına bırakmayacağız! Emperyalizme direnen Sayın Cumhurbaşkanımızın ve emniyet güçlerimizin her daim yanındayız!

Aslında şunu net olarak söyleyebiliriz! AK Parti liyakat bakımından, çalışma azmi bakımından "nasıl istenilen seviyeye gelecek?" sorusunun cavabı da, aslında burada yatmaktadır! En önemli kıstaslarımızdan bir tanesi liyakat olacaktır! Liyakatsız insanlar engellenirse, işte o zaman AK Partimiz de liyakat bakımından düzelir, liyakatsiz insanlar gider, liyakatlı insanlar gelir. Bu şekilde Sayın Cumhurbaşkanımızın eli güçlenir. AK Parti'mizin  de, Türkiye'nin de önü açılır, şov amaçlı olan insanlar değil, gerçekten liyakatlı insanlar söz sahibi olur ve  dünya siyasetinde hedeflenen noktalara geliriz. Elbette daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, ülkemiz dünya siyasetinde " merkez ülke" seviyesine gelmiş olsa da bahsettiğim koşulların uygulandığı takdirde esas istenilen, hedeflediğimiz seviyeye gelmiş olacağız. Liyakatlı insanlarımız, AK Partimizi geleceğe taşıyacaktır! İşte o zaman Türkiye'yi ve AK Parti'yi hiç bir güç tutamayacaktır.

Yazının Devamı

Vatansever olmak, Denizli'de suç mu?

2021 yılının Eylül ayındaki yazımda; ABD'nin Türkiye'de " kaos" ve "kargaşa" planını devreye soktuğunu anlatmaya çalışmıştım.(1) Bu "kaos" planında özellikle yerel basınımız ABD'nin en önemli hedefleri arasındadır. Bazı şehirlerimizde basın ve medyada tahmin edilenden çok büyük bir kuşatma söz konusudur .

Milli haberler ve milli haber yapanlar önem arz etmektedir, çünkü gerçekten ülkemiz olağanüstü, tarihi bir dönemden geçmektedir. ABD, Fransa ve Yunanistan gibi ülkelerin başını çektiği Batılı ülkeler ; -  Her yıl Türkiye'ye karşı işgal tatbikatları düzenlemektedir. (Noble dina tatbikatları) - Mehmetçiğin katili PKK'ya her yıl binlerce tır silah yardımında bulunmaktadır. - 7.62 mm mermiden, savaş uçağına ve bir çok silaha kadar Türkiye'ye ambargo koymaktadır.

- Kurtuluş Savaşı'nı kazanan önderlerimizi düzmece yalanlarla "soykırımcı" ilan etmektedirler. - Dahası ülkemize"soykırımla kurulan ülke"  tanımlamasında bulunmaktadırlar. Tüm bunlarla birlikte Amerika, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedefe koymuştur. Biden yönetimindeki ABD;  Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı  iktidardan devirme siyasetini uygulamaya çalışmaktadır. "Erdoğansız AK Parti" projesini gündeme getirmektedir. Türkiye'ye kurulan komplonun farkında olan vatanseverlerimiz ise;  siyasi görüş, ırk, renk, cins farkı gözetmeden Amerika'nın  "kaos" planına ve Sayın Cumhurbaşkanımızı devirme siyasetinin karşısında durarak tarihi bir görev üstlenmiştir. Bu nedenle  ben dahil,  vatansever çizgideki bir çok kesim, emperyalistlerin ülkemize yönelik  bu saldırılarına karşı aynı Mehmetçiğimiz gibi ölümüne mücadele halindedir. Buradan tekrar ilan ediyoruz! Bu ülkenin vatandaşları olarak ülkemizi emperyalistlere ve onların uşaklarına bırakmayacağız! Emperyalizme direnen Sayın Cumhurbaşkanımızın ve emniyet güçlerimizin her daim yanındayız! DENİZLİ'DEKİ GELİŞMELER SKANDAL DÜZEYDEDİR! Tüm bunlarla birlikte AK Parti'nin Denizli'deki kurmay kadrosunun  Türkiye'ye yönelik saldırılardan haberi mi yok,  yoksa; durumun ciddiyetinin farkında mı değildir, anlamak mümkün değil! Türkiye'ye yönelik tehditleri  ve  devletimizin bu tehditlere karşı cevaplarını işleyip gündeme taşımak çok önemli bir görevdir. Ancak bu görev benimle birlikte, 1-2 basın mensubuyla ve sadık- cefakar AK Parti tabanı ile sınırlıdır. Ankara'da kürsüde Sayın Cumhurbaşkanımız övülmektedir, fakat Denizli'de Sayın Cumhurbaşkanımız sansürlenmektedir. Ankara'da kürsüde Sayın Cumhurbaşkanımız övülmektedir, fakat Denizli'de Sayın Cumhurbaşkanımızın izinden gidenler ezilmektedir. Denizli'deki  bu durum nasıl siyasi bir anlayıştır? DENİZLİ'DEKİ AK PARTİ KURMAY KADROSUNDAN BİR KİŞİ BİLE AÇIKLAMADA BULUNMADI! 8 Nisan'daki yazımda Denizli'de yayın yapan ŞİFRE HABER Genel  Yayın Yönetmeni Bülent Öztürk'ün haberinden bahsetmiştim. (2) Öztürk'ün yaptığı haberde ikisi AK Partili biri CHP'li olmak üzere belediyelerin aynı 2 firmaya ait 11 siteye aylık ödemeleri söz konusu idi.(3) ( BÜLENT ÖZTÜRK'ÜN HABERLERİNİN LİNKLERİ YAZININ SONUNDA EKTEDİR)

Yazının Devamı

Garo Paylan’a cezası mutlaka verilmelidir!

Biden Başkanlığındaki ABD yönetimi bizi yine yanıltmadı.

Biden, Türkiye'ye yönelik düşmanca politikalarından vazgeçmediğini kanıtlarcasına " Sözde Ermeni Soykırımı" yalanını tekrarladı.

Böyle bir yalan, tam da Ermenistan'ın Türkiye'ye boyun eğdiği bir zamanda olmuştur.

Yazının Devamı

Denizli'de HDP'lileri kimler destekliyor?

8 Nisan'daki son yazımda, Denizli'deki antiemperyalist çizgideki vatansever basın mensuplarının baskı altında olduğunu ve bu sorunun çözümü için Ankara'nın müdahale etmek zorunda olduğunu anlatmaya çalıştım.

Anlatmaya çalıştım çünkü; AK Parti içinde veya dışında anti-emperyalist çizgideki milli duruşu olan her aydın, gazeteci Denizli'de hedeftedir.

Bu yazımda tekrar tekrar yazıyorum!

Yazının Devamı
  • 1
  • 2