Metin Akgerman
Metin Akgerman Köşe Yazısı

Fransız Total'den Rusya'da 'devam kararı ve Sarıyer balıkçısı

Fransız petrol üreticisi Total’in Rusya’daki faaliyetleri rutin olarak devam ediyor. Her ne kadar Rusya’ya son dönemlerde artan şiddetle finansal ve ekonomik ambargolar ve yaptırımlar uygulanmakta ise de anlaşılan Fransa pek üzerine alınmıyor. 

Total Enerji CEO’suna geçende sordular, “Rusya faaliyetlerinizi askıya alacak mısınız? Rusya’daki varlıklarınızı, gaz sahası ortaklık hisselerinizi satacak mısınız?”  CEO, katılmayacaklarını ve en üst seviyede (Macron’u kast ediyor) bu konuda onay aldığını açıkladı.

Batılı kapitalist sistemin göbeğindeki birçok Fransız firması da benzer açıklamalar yaptı. Fransız Auchan grubu yaptırımlara katılmıyor, Fransız Renault (Avtovaz) katılmıyor, Leroy-Merlin katılmıyor, Dekatlon katılmıyor, Fransız bankası Societe Generale (Rosbank) katılmıyor, Alstom katılmıyor, İsviçreli Nestle katılmıyor. Bu firmaların aktiviteleri kuşkusuz tedarik zinciri ve ödemeler sistemindeki kısıtlamalardan dolayı etkilenecek ancak büyük ölçüde şu zor günleri kalıcı zarar görmeden idare etme peşindeler. Renault, her ne kadar çekilmeme niyetindeyse dahi parça tedarik edemediği için üretim tesisleri çalışamaz durumda.

Batılı petrolcülerden BP ve Shell, Rusya’daki tüm varlıklarını satarak Rusya’dan çıkacaklarını açıkladılar. Fransız Total ise sadece yeni yatırımları askıya aldığını ve Ukrayna’ya karşı Rusya’nın saldırgan tutumunu kınadığını açıkladı.

Total’in Rusya’daki varlıkları ve yatırımları Fransa için terk edilemeyecek kadar tatlı.

SEÇİM ÖNCESİ ZOR İŞLER

1 Mart’ta Fransız Finans Bakanı’nın beyanını hatırlayalım: “ Rus ekonomisinin çöküşünü sağlayacağız, sonuna kadar gideceğiz, Putin’i hedef alacağız ancak Rus halkı da zarar görecek, başka yolu yok”.

Fransa’da Nisan’da seçimler var. Muhtemelen Macron, seçimlere kadar seçmenlere “Fransa ulusal çıkarlarını koruyan lider” pozları vermeye devam edecek. Seçimler sonrasında ise ipleri büyük patronlara teslim etmesi muhtemel. Zaten Macron’un seçimdeki rakiplerine bakınca sağcısından solcusuna, neredeyse hepsinin ABD’nin güdümünden uzaklaşmış, NATO ile mesafeli iş birliği yapan, bağımsız karar alabilen bir Fransa hedefi var. Fransa’da alttan gelen bir anti-Amerikancı dalga var ancak bu dalga politik elit sınıfa ulaşmıyor.

Fransa ve belli başlı Avrupa ülkelerinin dev firmaları, Rusya yaptırımlarını alttan alıp idare etme politikasındayken herhalde Türkiye’den aklı başında hiçbir politikacı, Rusya’ya karşı kamu veya özel sektör firmaları üzerinden yaptırımlara katılmasını bekleyemez.

SARIYERLİ BALIKÇIYA AV YASAĞINDA İŞ İMKANI SAĞLAMAK

Denizlerimizde av yasağı sanıyorum şu aralar ya başladı ya başlamak üzeredir. Karadenizli balıkçılara, Sarıyerli balıkçılara, şu yasak döneminde nasıl ilave iş imkanları yaratılabilir? Güçlü motorları olan, gelişmiş su altı tarama sistemleri olan ve kışın sert ikliminde çalışmaya alışık yetişmiş denizci personeli olan bu ekipleri, av yasağının başladığı şu dönemde değerlendirebilir miyiz? Rusya, Ukrayna arasındaki sorunlu dönem ve Karadeniz’deki gelişmeler ışığında atıl durumdaki Sarıyerli balıkçılara ne gibi iş imkanları sağlayabiliriz?

Akla ilk gelen fırsatlar şunlar olabilir:

Sarıyerli balıkçılara fırsatlar

1) Karadeniz limanları arasında mavna çekerek ticari taşımacılığa katkı sağlanabilir mi?

Rusya’ya birçok konteyner firması servis kesti ve açığı kapatmak için ilave deniz taşıma kapasitesine ihtiyaç olacak. Bu kapasite, özellikle Karadeniz’de gerekecek. Sarıyer limanlarındaki balıkçı teknelerinin bir kısmı, güçlü motorları ile mavna çekmeye uygundur. Ayrıca boğazdaki rehber ve römork tekneleri de mavna çekmeye uygun olabilir. Karadeniz limanları arasında ticari mal taşınması için, içine konteyner konabilen, kuru yük ve sıvı yük konabilen mavna tasarımları Tuzla tersanelerinde çalışılabilir. Hidrodinamik tasarım kriterlerine göre ve Karadeniz mevsim şartlarına, balıkçı teknelerinin motor güçlerine uygun şekilde tasarlanacak bu kilitli mavnalar ile Sarıyer limanı ile Karadeniz limanları arasında doldur-boşalt şeklinde kilitli mavnaların çekilmesi ile Rusya, Ukrayna ve Türkiye arasında ilave deniz taşımacılık kapasitesi oluşturulabilir. Deniz şartlarına göre mavnalar balıkçı teknelerinin sancak ve iskele taraflarına yarı esnek bir kol düzeneği ile bağlanabilir. Mavnaların üzeri güneş paneli ile kaplanarak küçükte olsa bir elektrik motoru beslenebilir.

Bu mavna standartlarını oturtabilirsek, Marmara denizi limanları veya rıhtımları arası taşımalarda ve İstanbul içi lojistiğin daha ucuz ve çevreci hale getirilmesinde de kullanılabilir.

Ayrıca kıyı şehirlerindeki afetlere, acil durumlara destek konusunda önemli ölçüde kapasite artışı ve esneklik sağlar. Yarın bir gün olası savaş durumunda ise lojistik ve taktiksel kullanım imkanları sağlanabilir. Mavnalara ileriki dönemlerde yapay zekâ tarafından yönetilen yelken sistemleri takılarak limanlar arası taşımalarda enerji ve maliyet tasarrufu sağlanabilir. Ticari kargo taşımacılığında yelkenli sistemlerin kullanımının çevreci akımlar paralelinde arttığını gözlemlemekteyiz

Bu işlerin yapılabilmesi için uluslararası deniz taşımacılığının karmaşık bürokratik ve evraksal süreçlerini basitleştirici ikili mekanizmalar devreye alınabilir. Bu iş kabotaj ayrıcalıklarına yakın seviyede kolaylaştırılabilir ve mevcut sözleşmeler için çeşitli istisnalar devreye alınabilir.

2) Balıkçı teknelerin bir kısmı Türk Donanmasına sözleşmeli ve geçişi süreli iş yapabilir mi?

Karadeniz’de dönem dönem TSK’ya taşeron hizmet verecek, sınırlı askeri eğitim almış personel ile balıkçı teknelerinden çeşitli alanlarda fayda sağlamak mümkün olabilir.

Denizaltı tespiti, mayın tarama, mayın temizleme, mayın döşeme, radar sinyal alanını genişletme, denizaltı ikmal, sualtı telekom kablosu, gaz hattı güvenlik, belirli sualtı sinyal istihbaratı ekipmanlarının yerleştirilmesi veya kaldırılması, SAT komandolarına görev desteği, denizaltı imhası, denizaltı sürükleme, sualtı kurtarma operasyonları, helikopter ikmal, gözetleme balonları idaresi, sinyal karıştırma, sinyal istihbaratı, donanma personeli değişimi vs. ilk akla gelen kullanım alanları olabilir.  Genel olarak kıyılara yakın bölgelerde maliyet etkin olarak Türk donanmasının etkinliğini artıracak bir unsur olarak kullanılabilirler.

Balık yasak sezonu döneminde, balıkçı teknesi personelinin kriterleri karşılayan bir kısmı için donanma gemi ve denizaltılarında sınırlı bir askeri eğitim verilerek yarın bir gün olabilecek çatışmalarda veya amfibi operasyonlarda donanma asker ihtiyacının yedeklenmesinde / desteklenmesinde bu unsurlardan faydalanılabilinir. Bu hizmet karşılığında TSK’dan ilgili personele ücret ödenebilir. Doğu Akdeniz’de ve Ege’de namlular Türkiye’ye dönmüşken askeri eğitimi olan ilave denizci kadrolarını yedekte hazır tutmak kötü bir fikir olmayabilir.

Sivil alanda, Karadeniz ve diğer Türk denizlerindeki bazı atık kimyasal varillerin veya balık ağlarının, plastik atıkların deniz dibinden temizlenmesi, deniz dibi temizlik çalışmaları ve balık üreme alanlarının oluşturulması için belirli ekipmanların yerleştirilmesi sağlanabilir. Filyos bölgesindeki petrol sondaj çalışmaları, boru döşemeleri ve bazı akademik kurumların denizbilimi çalışmalarında da bu ekipler görevlendirilebilir.

Sarıyer orduevi veya Altınkum askeriye tesisleri askeri eğitimler için uygun mekanlar olabilir.

3) Balıkçı tekne ve ekiplerinin balıkçılık yasağı olmayan dünyanın başka denizlerinde sezonsal çalışmaları sağlanabilir mi?

Bazı Afrika ülkeleri kıyılarında Karadenizli balıkçılar belirli dönemlerde gidip balıkçılık yapıyorlar. Bu iş bir nevi yurtdışı müteahhitlik hizmetlerine benziyor. Türkiye’ ye hem döviz girişi hem istihdam artışı hem uzmanlık oluşumu sağlıyor. Yeni hedef ülkeler ile bu imkanları artırarak dünya denizlerinde Karadenizli balıkçıların etkinliğini artırabiliyor olmalıyız. Ayrıca Atlantik’teki endüstriyel balıkçılık faaliyetlerini Ukrayna gibi bazı Karadeniz ülkeleri yapabiliyor. Bu faaliyetleri, Türk balıkçılarının da ilgili endüstriyel balıkçılık gemileri sağlandığı takdirde yapabiliyor olması beklenmeli.

istanbul Ukrayna türk Deniz karadeniz balıkçılık son mart