Bora Özizmirli
Bora Özizmirli Köşe Yazısı

Türkiye çok kutuplu dünyada kendi kutbunu kurmaya çalışmaktadır

Türkiye'yi Rusya ile çatıştıracak herhangi bir adım, herhangi bir kışkırtma ülkemizi ateşe atabileceği gibi Türkiye'ye de herhangi bir yararı olmayacak, ama, böyle bir durum en çok ABD ve Batılı emperyalist ülkelere yarayacaktır.

Ne mutlu ki, içimizdeki Amerikancılara rağmen Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğindeki Türkiye'nin tüm milli kuvvetleri, sürece müdahalede bulunup Amerikan çıkarları uğruna ülkemizi Rusya ile karşı karşıya getirecek uygulamalardan kaçınmış, Rusya'ya herhangi bir yaptırım uygulanmayacağı açıklanmıştır.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, hem Ukrayna'yı hem de Rusya'yı kaybetmek istemediğini belirtmiş, tavrını ortaya koymuştur.

Türkiye böyle bir kararla başka bir ülkenin çıkarları yerine, kendi milli çıkarlarını düşünen bir çizgide olacağını ilan etmiş bulunmaktadır.

Okuyucularımız emin olsun, Türkiye'nin bu tavrı son derece doğru bir tavırdır.

Aksi takdirde, Türkiye zor bir sürecin içinde olacaktı.

ABD, TÜRKİYE'YE YÖNELİK BASKILARINI ARTTIRACAKTIR!

Üstelik, ABD'nin Rusya'dan sonra en büyük hedefinin Türkiye'ye saldırmak olduğu düşünülürse, Türkiye'nin bu politikası çok daha anlamlıdır.

Önemle belirtmem gerekir ki;  daha medyada yansımasa da  ABD'nin son günlerde ülkemize yönelik tehditleri iyice artmıştır ve öyle gözüküyor bu tehditler önümüzdeki dönem daha çok artacaktır.

Yani ABD'nin, Rusya ve Ukrayna savaşı sonrası Türkiye politikasını değişeceğini savunanlar çok büyük yanılgı içerisindedir.

ABD'nin, Türkiye'ye yönelik saldırgan politikasında değişiklik yoktur.

TÜRKİYE MERKEZ ÜLKE HALİNE GELMİŞTİR

Diğer taraftan Türkiye, Rusya ile çatışmaya girmediği gibi Ukrayna ve Avrupa Birliği'ni de kaybetmek istememiştir.

Türkiye'nin Ukrayna'yı kaybetmek istememesi, bir çok dostumuz tarafından anlaşılmayıp, yadırgansa da, aslında son derece doğru ve tutarlı bir adımdır.

Avrupa açısından ele aldığımızda ise;  açıkçası Avrupa Birliği, ABD çıkarları için öyle aptalca hareket etmiştir ki, yakın bir zamanda bu yanlış hareketleri ile kendisini vuracak noktaya gelmiştir.

Avrupa Birliği'nin, bırakalım Rusya ve Ukrayna arasındaki krizi çözmeyi, tam tersine krizi daha çok arttıran, geren taraf olduğunu söyleyebiliriz.

Avrupa Birliği  aynı zamanda ırkçı kararlara da imza atmıştır. ( Rus sanatçılarından,Rus kedilerinin yasaklanmasına kadar aldığı kararlar skandal düzeydedir.)

Türkiye'nin ise; sorunların çözümünden yana almış olduğu akılcı, tutarlı, dengeli dış politikası “aranılan merkez ülke” haline gelmesinin önünü açmıştır.

Üstelik ülkemizin; Avrupa Birliği'nin bu yanlış politikalarına rağmen akılcı ve toparlayıcı hareket etmesi, yakın bir zamanda Avrupa Birliği'ne de yarayacaktır.

Her ne kadar Avrupa Birliği, şimdilik Rusya'nın karşısında olan bir çizgide yer alsa da, kanaatimce ilerleyen zamanda bu tutum değişecek ve Avrupa Birliği, ABD'den kopacaktır.

Özetle ABD bu işin sonunda yalnızlaşacaktır!

TÜRKİYE KENDİ KUTBUNU KURMAK ZORUNDADIR!

Aslında buraya kadar anlattığım kısım; Batılı ülkelerin tehditlere karşı Türkiye'nin çok kutuplu Dünya'da kendi kutbunu kurma çabasıdır.

Rusya'daki analizcilere baktığımızda ise; onlarda Türkiye'nin kendi kutbunu kurma çabasını görmekte ve bu duruma razı olmaktadırlar.

Çünkü onlar da biliyor ki; Türkiye ile Rusya'nın Amerikan tehditlerine karşı çok büyük işbirlikleri var ve Türkiye'nin kendi kutbunu kurma çabası Rusya'nın aleyhine değil, yararınadır.

Ancak bir çok dostumuz dünyayı tek kutuplu ya da çift kutuplu olarak düşündüğü için Türkiye'nin bu çabalarını anlayamamakta ve yanlış yorumlamaktadırlar.

Türkiye bir taraftan Rusya ile hareket ederken, diğer taraftan kendisine yönelik her türlü tehditleri savuran Avrupa Birliği'nden kopmamasının sebebi budur.

Sayın Erdoğan bu noktada büyük düşünmektedir.

Çünkü önümüzdeki dönem, dünya ne tek kutuplu, ne de çift kutuplu olacaktır.

“Yeni Dünya”da çok kutupluluk söz konusu olacaktır.

Türkiye de, oluşacak çok kutuplu dünyada dost devletlerle birlikte kendi kutbunu kurmaya çalışmaktadır.

DÜNYANIN TEKRAR TÜRKLERİN İNSANLIĞINA İHTİYACI VARDIR

Sayın Cumhurbaşkanımız Türkmenistan'da çok önemli bir şey söylemişti.

Sayın Cumhurbaşkanımız “500 milyonluk büyük bir topluluğuz, kendi aramızda her şeyi üretebiliriz” demişti.

Bu 500 milyonluk topluluk hem üretim merkezi, hem de pazar demektir!

Türk devletlerinin yanına Pakistan'ın da yer alacağı bir dönemdeyiz.

Bu kadar büyük bir coğrafyada uzay teknolojisinden mikro tıbba kadar her şeyi kendimiz yapabileceğiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu vizyonda şimdi.

Yani, aslında adı koyulmamış olsa da, bizim Avrasya stratejimiz bu yönde.

Erdoğan büyük düşünüyor.

Biz Pakistan, Azerbaycan ve Türk devletleri ile yürüyeceğiz.

Bu sürece İran, Afganistan, Bengladeş, Nepal gibi ülkeler de dahil olacaktır.

Türkiye sadece Türklerin değil, aynı zamanda mazlum milletlerin de lideri olacaktır.

Türkiye, Asya'da yeni bir odak merkezi haline gelecektir.

Pakistan ve Hindistan arasında, yıllarca İngiliz emperyalistlerinin kışkırttığı ayrılıkları çözmede de Türkiye'ye öncü rol düşüyor. Bunu başardığımızda ise, Türk-İslam coğrafyası 1,5 milyarı aşan büyük bir nüfus ve etki alanı yaratmış olacaktır.

Batılı ülkelerin yozlaştırdığı insanlık Asya'dan tekrar dirilecektir.

Bugün, dünyanın tekrar Türklerin adaletine, fedakarlığına, hoşgörüne, yardımlaşmasına, insanlığına ihtiyacı vardır.

Nasıl ki, geçmişte atalarımız gittikleri yerlere bu kıymetli değerlerimizi insanlığın hizmetine sunduysa, bugün de sıra bize gelmiştir; görevi devralacağız.

Bu ülkenin aydınları, yazarları olarak en çok önem vermemiz gereken noktalar, Türk varlığını biçimlendiren bu değerlerimiz olmalıdır.

abd türkiye rusya Ukrayna erdoğan cumhurbaşkanı türk yaptırım dış politika