Batının Ukrayna aşkı ve riyakarlığı
Batı neden Ukrayna'dan kaçanlara karşı bu kadar hoşgörülü? Bunun bir sebebi olmalı! Suriyeliler kapılarına dayandığında avazları çıktığı kadar bağıranlar, Ukraynalılar karşısında sessiz hatta onları teşvik eden konuşmalar yapıyorlar. Hatırlayınız 2011 yılı sonrasını; Avrupalı devletler şaşkın ve öfkeli bir halde kapılarına dayanan yüzbinlerce sığınmacının engellenmesi için çare arayışına girmiş, Türkiye'nin kapısını çalarak aman dilemişti. Ne çabuk unutuldu o günler! Bir kez daha Batının o renksiz, meymenetsiz, çifte standartlı yüzüyle karşı karşıyayız.
Geçenlerde sınırına dayanan Iraklı, Suriyeli sığınmacıları silah zoruyla durduran Polonya, bugün sınırını ardına kadar Ukraynalılara açtı. Bir süre sonra Ukraynalılar Almanya'nın ve diğer yakın devletlerin yolunu tutacak ve buna o ülkeler dünden teşni.
Afrika'daki yoksulluğu politik malzeme olarak kullanan Batı, bol bol deri kemik haline gelmiş Afrikalı çocuğu göstererek kendi halkına durumunuza şükredin mesajı veriyor. "Beyaz" bir kadının yada erkeğin elinden su içen "zavallı" Afrikalı çocuğu o hale düşürenlerin kendileri olduğunu görmüyorlar. İşin özüne, esasına inmek yerine görüntüyle durumu kurtarmaya çalışıyorlar. Batı'da yoksul ülkeler için açılan kampanyaların göz boyamaktan öte bir anlam taşımadığını bilelim. Onlar için insanlar yoksulluktan ölmüş umurlarında bile değil! Öyle olsaydı Akdeniz'de batırılan göçmen botlarının yardımına koşar ve sınırlarına dayanan "kara kafalıların" elinden tutarlardı.
ABD/AB'nin başkentlerinde Ukrayna Bayrakları altında Rusya karşıtı eylemler organize ediliyor. Peki sormazlar mı Afganistan, Irak, Suriye işgal edilirken ve milyonlarca insan çöle gömülürken, milyonlarcası yurdunu terk etmek zorunda kalırken ABD/AB başkentlerinde Afganistan-Irak-Suriye Bayrakları taşıyarak ABD emperyalizmi ve NATO neden protesto edilmedi? Kuveyt vb gibi uyduruk devletimsi organizasyonlar kategorisinde yer alan Ukrayna bayrağı bayrak da Suriye'nin şanlı Bayrağı bayrak değil mi? Ukraynalılara hoşgeldin diyen Batı, Suriyeliye defol diyebiliyor ise burada ikiyüzlülüğün olduğunu anlamak için daha neler yaşanmalı?
Irkçılığı, yalnızca ırkçı-faşist örgütlere yükleme kolaylığına düşmeyelim. Emperyalist-kapitalist devletlerin özlerinden kaynaklanarak ırkçı/faşist ideoloji oluşur. Yabancılara yapılan sistemli ırkçı saldırıların devletlerden bağımsız gerçekleştirildiğini söylemek safdillik olur! Irkçı/faşist örgütler; istihbarat-siyaset ikilisinin desteği olmadan yaşayamazlar.
Meseleye bir başka yönden bakmaya çalışalım. Batı Avrupalı devletlerin Ukraynalıya bakışıyla Iraklıya bakışı aynı mıdır? Polonya sınırında soğuktan ölen Iraklı, Suriyeli sığınmacıya reva görülen her türlü baskı ve şiddet iş Ukraynalıya geldiğinde yerini kucak açmaya bırakıyor. Acaba neden? Sebebi belli çünkü ırkçılık ve yabancı düşmanlığı sistemlerin tüm kademelerini ve toplumu etkilemiştir.
ABD/NATO hayranları hani Batıda insanlık vardı, insan haklarına saygılıydılar? Hümanizmin (insancıl) doğduğu coğrafya olarak tanıtılan Avrupa, o hümanizmayı doğudan aldı. Binlerce yıllık doğu kültür birikiminin izdüşümleriyle Batı hümanizması oluştu. Ancak, batı merkezli anlayışların kulu kölesi olanlar bunu anlayamazlar. Zaten onlar Anadoluyu anlamadılar ki Avrupa'yı da anlasınlar!
Batı'yı bir yana bırakalım. Onlar zaten her zaman mazlumlar dünyasına saygı duymak bir yana düşmanlık içindedir. Ancak, Türkiye'de Rusya karşıtı ve Ukraynayı destekleyen eylemler yanlıştır. Bu türden eylemlerin olabildiğince engellenmesi ve yapılmaması yönünde uyarıların dillendirilmesi son derece önemlidir. Yönünü ABD-NATO'nun belirlediği oluşumların önünün kesilmesi ülkemizin yararına olacaktır. Sahte solun Rusya/Çin karşıtı eylem ve söylemlerini ise bir kez daha not ediyoruz! En kritik şartlarda esas düşman yerine dostların hedefe konulmasını unutmayız.
Hala ABD-NATO aşkıyla yanıp tutuşan CHP ve Millet İttifakı denilen şer cephesi ile aynı kulvarda koşanlar büyük suç işlemektedir ve hesap vereceklerdir. Bu olgu oy hesabıyla karşılaştırılamayacak kadar önemlidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" ulusal ve evrensel çapta önemli şiarını nesnel koşullardan soyutlayarak dillendirme uyanıklığını gösterenler; ancak sözde Atatürkçü fiiliyatta ise ABD/NATO'cu olurlar.
Ülkemizde müstemleke ruhlu solumsu "aydınlar" dün Amerikan emperyalizminin Irak işgali sırasında "Ne Sam Ne Saddam" sloganını utanmazca haykırarak ABD'ye nasıl hizmet ettilerse ve Ebu Gureyb hapishanesinde tecavüze uğramış kadınların acılı çığlıklarına kulaklarını tıkayarak Saddam Hüseyin düşmanlığında birleştilerse, bugünde aynı tavrı her alanda devam ettiriyorlar.
Aşık Mahzuni Şerif'in dediği gibi:
Bütün insanlık adına
Amerika katil katil