Metin Akgerman
Metin Akgerman Köşe Yazısı

İstanbul'dan vapur ile Sivastopol 16 saat, Moskova'dan Lefkoşa havadan 3 saat

İstanbul'da mesai sonrası işten çıktınız, saat 18.00'de Beşiktaş'tan yolcu vapuruna bindiniz, akşam yemeği vapurda, kamaranızda biraz Ulusal TV izlediniz, sonra uyudunuz. Sabah deniz manzaralı bir kahvaltı ve saat 10 da Sivastopol'dasınız. Limanda indiniz, iş veya turistik gezi her neyse günü geçirdiniz, akşam 6 da limandan vapura bindiniz, sabah 10 da Beşiktaş’tasınız. Veya hafta sonu Sivastopol ‘da geçirdiniz, pazar akşamı bindiniz, pazartesi sabahı İstanbul. Nasıl program? Fena değil, değil mi? İstanbul iş hayatının stresine kısa bir mola vermek, ara sıra bünyeye iyi gelebilir.

MEVCUT MU BU SERVİS?

Var mı böyle bir servis? Zannetmiyorum. İstanbul'dan Sivastopol'a feribot seferleri bir aralar vardı ancak elbette 16 saatten uzun süreler söz konusu. Kırım Rusya'ya geçtikten sonra zannetmiyorum seferlerin çalıştığını.

Böyle bir gemi seferi neden yok? Bir sebebi Kırım'ın Rusya'ya geçmesi ve Türkiye'nin Kırım'ı Ukrayna toprağı olarak tanımasından dolayı yok. İkinci sebep ise 434 deniz mili olan mesafeyi 16 saatte geçebilmek için 27 deniz mili ile gidecek bir yolcu vapuru gerekli, bu da bizde yok.

27 DENİZ MİLİ YAPACAK YOLCU GEMİSİ İNŞA ETMEK

Bizim İDO feribotları 35 mile kadar çıkıyorlar ancak bu kadar süre yolculuk oturma düzenindeki feribotlar ile olacak iş değil. Bu işin oluru, gezi (cruise) tipi kamaralı yolcu gemileri. Bunların ortalama hızı 20 mildir ve bu güzergahı iki şehir yaşam saatlerine uygun olarak bağlamak için yeterli değildir. 27 deniz miline yolcu gemisinde çıktığımızda bize gerekli gemi tipi "Queen Mary 2" ayarında, 30 mile çıkabilen yolcu gemisi sınıfıdır. QM2 gemisi, İngiltere ve New York arasında çalışıyor yani Atlantik’i düzenli olarak geçmek için tasarlanmış bir gemi. Bizim Karadeniz’de Atlantik kadar olmasa da hafife alınacak bir deniz değildir. QM2, 2600 yolcu kapasitesi ile elbette İstanbul-Sivastopol hattı için fazla büyük, bize gerekli olan belki 400 yolcu kapasiteli bir gemi. Bunu doldurabilirsek daha büyük kapasiteliyi de yapıp devreye alabiliriz. Bu tipte bir gemi, Gölcük tersanelerimiz için de güzel bir pratik olur doğrusu. Yapacağımız bu gemi, 16 saatte liman-liman mesafesi yapabildiği için her limanda 4 saat bekleme, servis, yakıt ikmal, temizlik vs. süresi olacak, yani tek gemi ile günaşırı İstanbul çıkışı sağlayabiliriz, iki gemi koyarsak her akşam İstanbul'dan Sivastopol çıkışı sağlayabiliriz.

İSTANBUL, RUSYA'YA YAKINLAŞTI

Kırım'ı Rusya'nın alması ile beraber İstanbul ile Rusya arası mesafe denizden birkaç saat daha kısaldı ve Rusya İstanbul'a hayli yakın bir komşu haline geldi. Deniz sınırı açısından ise bizim Sarıyerli balıkçılar herhalde önümüzdeki senelerde Karadeniz'in kalkan balıkları rekabeti konusunda Rus balıkçılar ile yakın çalışacaklar.

SİYASİ BOYUT

Gelelim işin siyasi boyutuna. Kırım bundan sonra bir daha Ukrayna'ya döner mi? Pek zannetmem. Zaten etnik ve politik olarak Rus yanlısı bir çoğunluk vardı, askeri operasyon sonrası muhtemelen Ukrayna yanlıları iyice azalmıştır. Bu saatten sonra Kırım'ın Ukrayna'ya dönmesini herhalde ne Kiev'de ne Washington’da kimse beklemiyordur. Peki madem durum böyle, Kırım'da yaşayan iki milyonluk nüfusu izolasyon ile cezalandırmak neden? Kırım'da yaşayan siviller bu askeri operasyonlardan sorumlu değil ki.

TANIMADAN TİCARET MÜMKÜN

Türkiye'nin Kırım'ı Rusya toprağı olarak tanıması ayrı bir konu, Kırım'a yolcu seferleri başlatması ayrı bir konu. Dünyada pekâlâ tanımadan ticari ve turistik ilişkiler yürüten ülkeler ve şehirler var. Kırım'ın Rus toprağı olarak tanınması zaman içinde bütün ülkelerce yapılacaktır, bu belki 5 sene belki 15 sene belki 50 sene sürecek ancak bu yolun dönüşü yok. Kırım'ın Türkiye'ye, ve özellikle ekonomik ve nüfus merkezi İstanbul'a coğrafi yakınlığından dolayı, bu kararın faturası Türkiye için daha ağır. Türkiye bu ticari ve sosyal ilişkileri erken başlatırsa önemli ölçüde ekonomik fayda sağlar, kaybedilen her senenin fırsat maliyeti ve ekonomik kayıp bedeli olacaktır.

KONUYU KTC'YE BAĞLAMAK

Gelin bu konuyu Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile de bağlayalım. Madem Türkiye, Atlantik cephesini karşısına alarak Sivastopol'a gemi seferleri başlatacak, Rusya'nın da KTC'ye direk uçak seferi başlatması ancak makul bir beklenti olabilir. Tanınma konusu ayrı bir mesele ancak bu karşılıklı turistik ve ticari ilişki bağlantılar tanınma meselesinden bağımsız olarak yürütülebilir.

SINIRLI POLİTİK RİSK

Türkiye bu hamle ile sınırlı ve ölçülü bir jeopolitik risk alacaktır, bu batı ile bağları kopartacak bir hamle değildir, batı tarafından ve hatta Ukrayna tarafından dahi anlaşılabilecek bir hamle olacaktır. KTC'nin haksız izolasyonu konusu zaten kanayan bir yara ve Türkiye'nin bu konudaki durusunu dünya âlem biliyor. Kırım'ın Rusya'ya referandum ile katılma konusu da pekâlâ Türkiye'nin sebep olduğu bir durum değildir.

BEKLENEN SONUÇLAR

İstanbul'un Sivastopol’e yolcu vapuru ile bir gece konaklama zamanı ile bağlanmasının ne tür sonuçları olmasını beklemeliyiz? Rusya'dan İstanbul'da turist akışının artmasını beklemeliyiz, Kırım'da ve Rusya'da Türk yatırımlarının ve nüfusunun artış eğilime girmesini beklemeliyiz, Türk-Rus karma evliliklerinin artmasını ve her iki ülkenin genel ticaret ve denizcilik alanlarında iş birliğinin artmasını beklemeliyiz, İstanbul havalimanının, Kırım'da kısmı izolasyon altında yaşayan 2 milyon insanı kapsama alanına almasını ve dünyaya bağlamasını beklemeliyiz.

KTC'ye bu işin yansıması nasıl olacaktır? Elbette KTC ekonomisinin artan Rus turist sayısı ile güçlenmesini ve Rusya'nın bazı varlıklı vatandaşlarının, Güney Kıbrıs'taki yatırım ve paralarını KTC'ye aktarmalarını beklemeliyiz.

Ukrayna ile Türkiye ilişkileri bu gelişme ile bir miktar yıpranabilir ancak Ukrayna ile, Rusya'ya karşı zaten gereğinden fazla askeri iş birliği yapılmıştır, pekâlâ Ukraynalı dostlarımız da bir daha asla Ukrayna'ya dönmeyecek bir bölgeye ulaşım bağlantısı sağlanması ve karşılığında KTC'nin izolasyonunun kısmen azalmasının Türkiye'nin ulusal çıkarları açısından önemini kabul edeceklerdir. Ayrıca pekâlâ aynı deniz bağlantısı, benzer bir yolcu gemisi projesi ile İstanbul-Odesa arasında da yapılabilir. Odesa şehri de 1 milyonluk nüfusu ile İstanbul'a ve İstanbul havalimanına gece seferli yolcu vapurları ile bağlanmak isteyecektir.

Bu projelerin kaçınılmaz olarak politik sonuçları olacaktır, fakat projeleri sosyal ve ticari açıdan vurgulayarak pazarlamak, Türkiye'nin mevcut siyasi durusuna uyumlu olabilir.

İSTANBUL'UN KÜLTÜREL HAYATINA ETKİLER

İstanbul'un kültürel hayatına da bu deniz bağlantılarının önemli renk katacağını öngörebiliriz. Avrupa'daki şehirler birbirlerine nispeten kısa tren veya araba yolculuğu ile bağlıdır ve bu Avrupa topluluklarının kültürel hayatına bir zenginlik katar. İstanbul'dan arabaya atlayıp 1-2 saat araba kullanarak, nispeten makul maliyetler ile farklı kültürlere ulaşmak pek mümkün değildir. İstanbul'un deniz bağlantı imkanlarını akıllı şekilde geliştirebilirsek, şehrin kültürel gelişimine de önemli katkıda bulunabiliriz.

YATIRIMA TEŞVİK

İstanbul -Sivastopol deniz bağlantısının kullanımını teşvik etmek ve bu alana yapılacak yatırımın fayda üretmesini ve oluşturulan kapasitenin dolmasını sağlamak için Rusya ve Türkiye vatandaşlarına vize konusunda ve kısa süreli turistik ziyaretler konusunda kolaylıklar sağlaması faydalı olacaktır. İlave olarak şu konular değerlendirilebilir:

Diğer

1) Kırım'ın Rusya'ya katılması ile Rusya'nın Karadeniz’de geniş bir deniz yetki alanı talep etmesi beklenmelidir. Önümüzdeki senelerde Kırım'ın Rusya'ya bağlılığı diğer ülkelerce tanındıkça Rusya bu alanda daha güvenli hareket edecektir. İçinde olduğumuz konjonktürde ise Türkiye, Rusya ile deniz yetki alanları konusunda daha kolay ve Türkiye lehine anlaşma yapmayı sağlayabilir.

2) Aynı durum balıkçılık konusunda da geçerlidir. Sarıyerli balıkçıların avcılık sahasını genişletecek şekilde, Kırım kıyılarında da Türk balıkçılarının balıkçılık yapabilmesinin önü açılabilir.

3) Karadeniz'deki yeni deniz sınırları nasıl olacaktır? Rusya ile Bulgaristan'ın deniz sınırından bağlantısı olacak mıdır? Olacak ise Türkiye ile Ukrayna'nın, Moldova’nın ve Romanya'nın deniz sınır bağlanışı olabilecek midir? Bu deniz sınırları sadece ticari açıdan değil aynı zamanda ileride yapılacak deniz altı boru/gaz hatları, deniz altı Telekom hatları, hava sahası bağlantıları açısından da önemlidir. Bu konuların Rusya ile vakitlice halledilmesi Türkiye'nin menfaatine olacaktır. Türkiye'nin Ege ve Akdeniz'de yeterince deniz sınır problemi mevcuttur, Karadeniz'de bu alanda yeni problem oluşması ne Türkiye'nin ne Rusya'nın işine gelir.

4) Benzer bir deniz bağlantısı belki Trabzon ile Abhazya'nın başkenti Sohum ( Sukhumi) ile veya Samsun ile Soçi arasında da kurulabilir.

5) Gazimağusa ve Tartus arasında işletilecek bir feribot seferi de benzer şekilde Moskova-Girne hattının desteklenmesini sağlayabilir.

6) Önümüzdeki senelerde Kırım'ın ve özellikle Sivastopol'ün nüfusunun Moskova bölgesinden göç alarak hızla artmasını ve ekonomisinin hızla büyümesini beklemeliyiz. Bölgede Rusya'nın denizcilik, sivil ve askeri tersane alanında büyük yatırımlar yapmasını beklemeliyiz. Bu yatırımlar yapılırken elbette Türkiye hem tersanecilik becerileri ile hem yetişmiş işgücü becerileri ile projelere ortak olmalı ve donanmasını ve ticari filosunu güçlendirecek teknolojileri Rusya'dan transfer edebilmelidir.

7) 27-30 deniz mili ile Karadeniz'i geçebilecek yolcu gemileri konusunda Türkiye İngiltere tersaneleri ve belki de Rolls Royce motorları ile işbirliği yapabilir. Gemiler yerli üretilmeli ancak bazı motor ve mühendislik teknikleri İngiltere'den pekala alınabilir. İngiltere-Rusya arasındaki husumet konusunu, son yıllarda hızla ilerleyen Türkiye-İngiltere ticari iş birlikleri ve fırsatları konusundan ayrı yürütebilecek diplomatik becerinin ortaya konulması gerekebilir.

8) Böyle bir servis olursa ideal İstanbul limanı hangisi olur? Belki yeni havalimanı civarında, Karadeniz kıyısında bir yolcu terminali yapılarak Karadeniz şehir bağlantıları bu terminalden yapılabilir. Hem Boğazdaki düşük hız kısıtı ve trafik sorunu çözülür hem havalimanına doğrudan bağlantı sağlanır.

9) Rusya’nın Sivastopol limanı ile LNG işine girmesi beklenmelidir. Türkiye’nin Karadeniz’deki petrol ve gaz arama, çıkarma ve LNG tedarik çalışmalarında Rusya ile iş birliği, yakınlaşan Kırım‘ın yaratacağı fırsatlar sayesinde daha kolay olabilir. Kırım’da önümüzdeki senelerde bolca Türk müteahhide iş çıkması da şaşırtıcı olmayacaktır.

10) Kırım'ın Rusya'ya geçmesi ile Don-Volga kanalı ile Hazar Denizi’nin Karadeniz bağlantısı da daha işlek hale gelebilecektir. Bu kanalın Hazar bölgesi ve Türkistan bölgesi ile Türkiye arasındaki ticari ilişkileri güçlendirmesi beklenmeli, ve bu hattın etkinliğini artırıcı çalışmalara öncülük edilmelidir.

türkiye rusya Ukrayna karadeniz batı Ulusal son askeri