Murat İnce
Murat İnce Köşe Yazısı

Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri: Atatürk dönemi ders kitabı

Hazırlayan: Muallim Abdülbaki ( Abdülbaki Gölpınarlı)
Yayınlayan: Kaynak Yayınları
Sayfa: 109 sayfa

Güncel olması bakımından Cumhuriyetin ilk dönemlerinde "din dersleri" hangi içerikte verilirdi ve ne zamana kadar sürdü? Buna en güzel yanıtı "Cumhuriyet Döneminin Din Dersleri" kitabı vermektedir. Bizede kitabın tanıtımı düştü.

Bazı kitaplar vardır dimağlarımızda kalıcı iz bırakır. Okuduğunuz her satır dün ile bugünü gözlerinizin önünden bir film şeridi gibi geçirir. Bazen hayıflanır ve bazende iyi ki o güzel tarih yaşandı dersiniz. İşte Gazi Mustafa Kemal Atatürk dönemi böyledir. Cumhuriyet Devrimlerinin gücü günümüze kadar ulaştı ve tamamlanması sürecini yaşıyor.

Türkiye halkının güzide aydınlarından Abdülbaki Gölpınarlı'nın hazırladığı "Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri" 3., 4. ve 5. sınıflarda okutuldu. Kaynak yayınları üçünü birleştirerek kitap halinde bizlere ulaştırdı. Kitabı okumaya başladığınızda yüzünüzü gülümseme ve yüreğinizi cumhuriyetin esintisi kaplar.

Kitabın sunuş bölümünde açıklandığına göre:  "1927 yılında başlayan din dersine katılma, öğrenci velilerinin onayına bağlanmıştır. (...) 1931-32 yıllarında ortaokul düzeyindeki okullarda din dersi kaldırıldı. İlkokullarda ise, din dersinin verilmesi sadece tavsiye ediliyordu. Din dersi, 1935'te ilkokullarda da kaldırıldı; din eğitimi aileye bırakıldı. Bu süreç, 1928 yılında, "Devletin dininin İslam olduğu" ibaresinin Anayasa'dan çıkarılması ile bağlantılıydı. Laiklik, 1937 yılında Anayasa hükmü oldu. (...) Din dersinin zorunlu olması kuşkusuz laikliğe aykırıydı." tespitleri yer alır.

Yorum yapmak yerine kitaptan özgün alıntıları sunmanın daha yararlı olacağını düşünüyoruz. Zaten kitap yorum yapmaya gerek bırakmıyor!

HAKİKATLERİ SÖYLEMEK ESASTIR

3. Sınıf Din Dersi Programında "Hz. Muhammet'in hayatı ve ahlakı kısa bir surette, yalnız tarihi hakikatler söylenecek, çocukları alakadar etmeyen ayrıntılardan kaçınılacaktır. Mucizelerden ve harikulade menkıbelerden bahsolunmayacaktır." denir. Bu sözlerin yazıldığı tarih günümüzden neredeyse yüz yıl öncesi. Devrimci anlayışın bu özgün söyleniş biçimi özünüde belirliyordu. Çocukların bilimle buluşmasını esas alan derslere imrenmemek elde değil!

"Bayram günleri, bizim en büyük sevinç günlerimizdir. Milli bayramlarımızın en şereflisi, Ekim 29. günüdür." sözlerin ardından "hain padişahla soysuz vatansızları ülkemizden kovan" Gazi'ye ve yaptıklarına yer verilir. Dinin bir avuç çıkarcının kullandığı malzeme olmaktan çıkaran milli eğitim sisteminin o sağlam ayakları gericiler tarafından her dönem hedef alınmıştır. Bayar/Menderes dönemiyle beraber dinci gericiliğin önü yeniden açılmış ve günümüze kadar gelmiştir.

Çocuklara yaşları dikkate alınarak paylaşmacılık öğretilir. Bireyselciliğin yerine birlikte hareket etmenin ve güçlerini birleştirmelerinin avantajları anlatılır. Sadaka, Zekat ve Kurban derilerinin kötüye kullanılmaması için  Kızılay, Yeşilay, THK, Darülaceze gibi cemiyetlere verilmesi önerilir ve nedenleri açıklanır. "İslamın imanı, dini ile milli iman bizi birbirine bağlıyor" denilerek çocuklara ülke sevgisi aşılanıyor.

4. Sınıflarda okutulan Din Dersi'nde ise, "Aklın gösterdiği her çareye başvurmadan tevekkül edenler, daima mahrumiyete uğrarlar." denilir ve akla dayanarak hareket edilmesi önerilir. Kimsenin inancına ve dinine karışılmaması gerektiğini şu sözlerle ifade ederler, "Biz, herkesin inandığı şeye hürmet edersek, başkaları da bizim inandığımız şeylere hürmet eder."

Tembelliğin, miskinliğin, bedavadan geçinmenin, ahlaksızlığın eleştirildiği derslerde, "Yoksa Cumhuriyet'ten evvelki zamanlarda olduğu gibi, bir köşeye çekilip gece gündüz ibadet etmek, kimseye faydası dokunmamak, Müslümanlık değildir." sözleriyle çalışkanlık özendirilir. Hz. Muhammed'in "evinde de kendi işini kendisi görür, karısına yardım ederdi." cümlesi ise tarihi önemdedir ve de bugün aynen geçerliliğini koruyor.

VATANI SAVUNMAK

Vatan savunmasına kutsaliyet derecesinde yaklaşılan derslerde şu okutulur: "Vatan, eski kafalı kör bağnazların zannettikleri gibi, dua ile korunmaz. Silahla, kuvvetle, askerle korunur. Askerimiz, silahımız olmasaydı İstiklal Harbi'ni kazanabilir miydik?"

Tembelliği sürekli eleştiren ders kitaplarında kadının eve hapsedilmesine karşı çıkılır ve ikna edici bir dille derslerde işlenir. "Müslümanlıkta yalnız erkek değil, kadın da çalışacaktır." fikri çocuklara öğretilir. Hazreti Muhammed'in yeniliğe, ilme çok önem verdiğini ve bugün yaşasaydı, "medeni bir başlık olan şapkayı ümmetine giydirirdi." denilerek çağdaşlığa açılan kapının ışığı çocuklara verilirdi.

Din Derslerinde ibadetin gösterişten uzak yerine getirilmesi ve başkasını rahatsız edecek şekilde ifa edilmemesi istenir. "Namazların gösteriş için kılınması" Hz. Muhammet tarafından eleştirilmiştir.

"Din vergisi demek olan sadakayı, zekatı kendileri alırdı" sözlerini sözde din adamlarına yönelik uyarı olarak kitapta yer almış. "Allahın kuru ibadete hiçbir ihtiyacı yoktur." sözleri din sahtekarlarının maskesini indirmek için kullanılmıştır. "Peygamber'i boyuna namaz kılar, oruç tutar, dua ederdi zannedenler yanılırlar. Namaz kılardı, fakat daima değil. Orucu da öyleydi. Hatta yola, savaşa giderken herkesin önünde oruç yedi ve halka da oruçlarını bozmalarını, yolcu iken oruç tutanların kendisine asi olacaklarını söylerdi."

DİN İLE DÜNYA İŞLERİ AYRILMALIDIR

5. sınıf Din Dersi'nde ise "Dünya işlerini, milletin idaresi için konulan kanunlar tayin eder." denir ve din ile dünya işlerinin ayrılığı işlenir. İslam dininde ruhban sınıfının bulunmadığını ve "İslam dininde Allah ile kul arasında vasıta yoktur. Her Müslüman Allah'ına bizzat ibadet eder. İslamda din reisleri yoktur, çünkü dine göre bütün Müslümanlar eşittir. Namaz kılmayı bilen herkes namaz kıldırabilir." denilerek İslam dininde kastların oluşması reddedilir.

Türkçenin önemine değinen derslerde Türk Milletinin ananelerinin korunmasına önem verilir. "İslamlık, yalnız Araplara mahsus olmadığından, her millet, Allah'ına kendi diliyle hitap eder, şükür ve dualarını kendi diliyle eda ederse, daha kalbi ve samimim olacağı için etkisi daha çok olur.", "her millet, Allah'a kendi dili ile hitap eder."

İnananlar için: "Allah'a ulaşmak, ona halimizi anlatmak için evliyalara muhtaç değiliz." ve "Allah gökyüzünde değildir ve göklerde öyle kat kat altınlı, mücevherli saraylar yoktur. Bize fennin dediği her şey doğrudur. Fenne, akla uymayan şeyler, dinde yeri olmayan yalanlardır."

Dinin siyasetten arındırılması ve vicdanlara konulması pek çok sorunun doğmasını engeller. Siyaset din ilişkisi ayrılıkçılığı körükler ve farklı inançtaki insanların arasına kama sokulmuş olur. Ülkemiz bu kötü anlayışlardan çok çekti.

Din Derslerinde öğretilen şu cümle ne kadar etkileyici, "çocuklar, siz ne mutlusunuz ki, Cumhuriyet devrinde yaşıyorsunuz. Kafanızda medreselerin köşelerindeki örümcekler yaşamıyor."

SONUÇ YERİNE

Ülkemiz tarihsel zenginliğiyle, insanıyla, coğrafyasıyla sayısız medeniyetlere ev sahipliğiyle eşsizdir. Her gelen bir şeyler bırakmış ve o bırakılanların birikmesiyle Anadolu halk kültürü oluşmuştur. Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın deyimiyle "Ses bayrağımız Türkçe" bizleri birbirine bağlayan, benzeten ana sütüdür. Pertev Naili Boratav hocamızın 2 ciltlik "Folklor ve Edebiyat" kitabında belirttiği gibi: "Bir milletin dilini en güzel konuşan ve onun bütün insanların anlayabileceği kadar güzelleştiren bir insan ""milli sanatkar" mertebesine erişmeye hak kazanır."

Cumhuriyet çocuğunun Din Dersleri kitabını bitirdiğimizde Köy Enstitüleri'nin öncüsü Atatürk'ün eğitim/öğretim sisteminin olduğunu görürürüz. Köy Enstitülerinin temelinin Atatürk döneminde atıldığını rahatlıkla saptayabiliriz. Dün olmasaydı bugün, bugün olmasaydı yarın olmazdı!

1931-1941 yılları arasında Liselerde okutulan dört ciltlik "TARİH" kitaplarını okumalıyız. Resimlerle, haritalarla bilgi sunan ciltler her eve girmeli. II. Ciltte 77. sayfadan başlayan "İslam Tarihi" bölümü, IV Cilt'in 206. sayfasından itibaren 40 sayfa tutan "Dinin, Hukuki Devrim ve Reformlar" başlıklı bölümü yeniden okunmalıdır. Atatürk'ün Bütün Eserleri'nde de din üzerine görüşleri yazılıdır.

Kaynak Yayınları kitabın sonuna eklediği Abdulbaki Gölpınarlı'nın hayatı üzerine yazısıyla beraber bir kampanya başlattığını da duyurur. Öneri şöyle: "Din dersleri kitapları değiştirilmeli ve ilkokullarda Atatürk döneminin din dersi olan elinizdeki kitap okutulmalıdır." Öneriye aynen katılıyoruz. Gerçi en doğrusu din derslerinin kaldırılması ve etik dersleri içinde işlenmesidir.  

"Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri" kitabı dini inancı olan ya da olmayan, kendisine ilerici, milliyetçi, devrimci, sosyalist, komünist diyenlerin mutlaka okumaları gereken bir kitaptır. Yazıyı hazırlarken ikinci defa okuduk ve çok yararlandık.

Kitap önerileri:

- ATATÜRK Din ve Laiklik Üzerine - Kaynak Yayınları
- Devrimci Cumhuriyetin Eğitim Politikaları - Kaynak Yayınları
- Din ve Allah - Doğu Perinçek
- Dinin Türk Toplumuna Etkileri - Muzaffer Sencer
- Dinlerin Kökeni ve İslamda reform - Abdullah Rıza Ergüven
- Kur'an İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni - Muazzez İlmiye Çığ
- Allah İle Aldatmak - Yaşar Nuri Öztürk
- Turan Dursun Kitapları
- İlhan Arsel kitapları
- İslam'ın İnsan Kültürüne Katkısı - Haidar Bammate
- Hazreti Muhammed - Maxime Rodinson - İki cilt- (Marksist bakış açısıyla)
- Sosyalizm Kemalizm ve Din - Alpaslan Işıklı
- (...)

türkiye atatürk cumhuriyet Doğu Perinçek dünya Vatan yardım din Murat İnce