Enflasyon baskısı azaltılacak
Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplandı ve arkasından yapılan yazılı açıklamada görüşülen gündem maddeleri sıralanırken enflasyon vurgusu dikkat çekti. İçeride tam olarak ne konuşulduğu bilmek elbette mümkün değil.
Ama öncelikle işverenden işçiye kadar tüm tarafların bir arada olduğu Ekonomik Sosyal Konsey toplantıları yapmak yerine, meseleyi bakanlardan ve bürokratlardan oluşan bir heyet içine hapsetmek yıllardır sağlıklı sonuç vermiyor; bunu artık anlamak gerekir.
Çünkü muhtemelen bir hiyerarşi içinde birilerinin konuştuğu diğerlerinin dinlediği, ara sıra söze girip açıklama yaptığı, bir iç toplantıdan öte bir anlam taşımıyor ve zaten sonuç da alınamıyor. Zira masadaki herkes, meseleye tek bir taraftan, hatta tek bir kişinin gözünden bakıyor.
Bu tespiti paylaştıktan sonra dönelim Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda konuşulduğu söylenen enflasyonla mücadele meselesine. Vurgu şu: “toplantıda enflasyon ve belirleyicileri değerlendirilmiştir. 2021’de maliyet yönlü baskıların fiyatlar genel seviyesi üzerinde belirleyici olduğu, diğer yandan kur geçişkenliğinin etkileri değerlendirildi. 2022’de bu çerçevedeki baskıların azaltılmasına yönelik tedbirler ele alınmıştır.”
Sözler güzel ve kelimeler de arka arkaya büyük bir özenle sıralanmış, ardından da açıklama metnine eklenmiş. İlk planda baktığınızda ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığını görüyorsunuz.
Ama biraz dikkatli okursanız enflasyona ilişkin baskıları azaltma iradesinin metne yansımış olduğunu görürsünüz. Şimdi burada nasıl bir baskı azaltmaktan bahsediliyor biliyor muyuz?
İçeridekiler biliyor mu; ondan da emin değilim. Mesela üretici fiyatlarının son açıklanan veri üzerinden baktığınızda yansıtılmamış yüzde 44’lük maliyet baskısını nasıl azaltacaksınız?
Kamu eliyle yapılan zamların enflasyon üzerine baskı yaratmasını, zamları yaptıktan sonra nasıl etkisiz hale getireceksiniz? Ücretler ve enerji başta olmak üzere durdurulamayan enerji fiyatlarını, petrol konusunda artan değerin yaratacağı baskıyı, dünyada yükselen enflasyonla birlikte oluşan ortamın getireceği baskılamayı nasıl bertaraf edeceksiniz?
Yetmedi... Şu an itibariyle kuru, belli bir seviyede tutmak için yaratılan bir maliyet var. Bunun ekonominin üzerine getireceği faturanın fiyatlara yansımasını nasıl önleyeceksiniz? Zam yapmazsanız, bunun maliyetini nereden karşılayacaksınız?
Kuru tutamadığınızda ne olacak? Şu anki haliyle bile enflasyon üzerinde artı maliyet yaratmaya gücü yeten dolar / TL kurunun yukarı yönlü seyretmesinin ardından ortaya çıkacak baskıyı nasıl ortadan kaldıracaksınız?
Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Ama bir gerçek var ki, Türkiye’nin enflasyonu da, dünyadaki enflasyon da yukarı yönlü bir seyir izleyecek. Bunun etkisini ortadan kaldıracak nasıl bir enstrümana sahibiz?
Çok basit, cevap ‘E’ hiçbiri... Çünkü sadece bir irade ortaya konulan, ama temenniler manzumesinden başka bir yapıyla yönetilmeyen ekonominin Türkiye’de nasıl sonuçlara neden olacağı bilinmiyor. Bilinmediği gibi, içeride toplanan bürokratların ve bakanların da enflasyon baskısının nasıl azaltacaklarına dair bir fikri olduğunu sanmıyorum.
Zira onların konsantre oldukları konular başka. İnsanların elindeki dövizi nasıl ele geçirebiliriz; yapılan zamları nasıl bizden değilmiş gibi anlatırız; faizi düşürdüğümüz halde enflasyonun düşmediğini nasıl açıklarız? Sonuç: Toplantı adına yapılacak değerlendirme iki kelimeden ibaret. Vakit kaybı...