Pasifik Yüzyılı
Dünyanın en kapsamlı serbest ticaret bölgesi RCEP, 1 Ocak 2022’de yürürlüğe girdi.
Alman iş dünyası temsilcileri,ekonomileri için önemli kayıplardan kaçınma konusunda uyardılar.Almanya’da yeni kurulan üçlü koalisyon içinden Asya ile ekonomik ilişkiler alanında mesafe koyma ve geliştirilen ilişkileri engelleme çabaları artarken, ekonomi temsilcileri bunun aksi tutum içindeler. RCEP bölgesinden dışlanmamak için her çabayı gösterme çağrısı yapıyorlar.Önceki Başbakan Angela Merkel’inde içinde bulunduğu, sanayici ve iş insanlarıyla yakın ilişkisi olan muhafazar politik çevreler Asya ile ilişkilerde ısrar ediyorlar.
ALMAN İŞ ÇEVRELERİ ASYA İLE İLİŞKİLERİ GELİŞTİRME YANLISI
Küresel çaptaki Atlantik Avrasya kamplaşması Avrupa sathında ve özellikle Almanya’da,bütün önemli alanlara yansımaktadır. Özellikle Atlantik etkisindeki politik çevrelerle ekonomik kuruluşlar ve yatırımcılar arasında bu karşılaşma çok açık olarak hissedilmektedir.
Alman dış politika bülteni German Foreign Policy (GFP) 7 Ocak bülteni, RCEP ilanı ile oluşan yeni gelişme bağlamında Asya’dan dışlanmamak için ekonomi çevrelerinin gerekli tedbirleri alma çağrısını dile getirdi. Bültendeki makalenin başlığının ''PasifikYüzyılı'' olması özellikle Almanya başta AB açısından çok kutupluluğun gerçek karşılığı olan''Asya çağı'' olgusunun kabul edilmesi olarak görülüyor.
GFP, “Almanya ve AB, dünyanın en önemli büyüme bölgesinden dışlanma tehlikesiyle karşı karşıya” saptaması ile Batı’nın gittiği yöne dikkat çekiyor.15 ülkenin katıldığı RCEP,toplam küresel ekonomik üretimin üçte birini oluşturuyor.
EKONOMİK GÜÇ ATLANTİKTEN PASİFİK’E KAYMIŞTIR
Almanya iş çevreleri durumu şöyle görüyor: “Yeni serbest ticaret ittifakı (RCEP), ekonomik gücün Atlantik'ten Pasifik'e kaymasının, eski sömürgelerin, sömürgeci güçlerden ayrılmasının yapısal bir ifadesidir.” Bu nedenle iş dünyası temsilcileri, Alman endüstrisi için yaklaşmakta olan kayıpları önlemek üzere hızla eyleme geçme çağrısında bulunuyorlar.
Asya-Pasifik bölgesinin 15 ülkesinden oluşan RCEP içinde dünyanın 2. Ve 3. Ekonomileri, Çin ve Japonya’nın bulunması Almanya için önem taşıyan önemli bir unsur.
Asya-Pasifik serbest ticaret anlaşması RCEP (Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık), Kasım 2012'de Kamboçya'nın Phnom Penh kentinde yapılan zirvede ilk müzakereleri başlatan Güneydoğu Asya ASEAN ittifakının bir girişimine dayanıyor. Arka planda, ASEAN'ın halihazırda imzalamış olduğu çeşitli serbest ticaret anlaşmalarını tek ve net bir sözleşmede bir araya getirme planı vardı.Bu, RCEP ile başarıldı. Jakarta'daki ASEAN Sekreterliği RCEP'in idari desteğinden sorumludur. Örneğin, "onay belgeleri ASEAN Sekreterliği'ne iletilir". 1 Ocak'tan bu yana altı ASEAN üyesi (Vietnam, Laos, Kamboçya, Singapur, Brunei, Tayland), Çin ve Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda tarafından uygulanıyor. Güney Kore, Şubat ayı başlarında, kısa süre içinde de Endonezya, Malezya ve Filipinler'den de onay gelmesi bekleniyor. Myanmar, onay belgesini Jakarta'ya zaten teslim etti. Darbe nedeniyle kabulü beklemede.
SÖMÜRGECİLER VE BATINÜFUZ ALANLARINI KAYBEDİYOR
GFP’nin özetlediği durum tespiti oldukça gerçekçi: “Teknik olarak, RCEP uzmanlar arasında fazla talepkar olarak görülmemektedir. Ancak stratejik olarak RCEP oldukça önemlidir. Dünyanın ikinci ve üçüncü büyük ekonomileri Çin ve Japonya’yı, Japonya ile Güney Kore'yi ilk kez serbest ticaret ittifakında bir araya getiriyor; Çin-Japon ticaretinin daha da yoğunlaştırıyor. ABD'nin,Çin Halk Cumhuriyeti'ni Batı ve müttefiklerinden koparma çabalarına engel oluşturuyor. Bu birlik, Asya-Pasifik ticaret anlaşmasıdır. Uzun bir süre boyunca, özellikle Güneydoğu Asya'nın eski sömürgeleri, Avrupa ve Kuzey Amerika'nın eski sömürgeci güçleriyle ticarete güçlü bir şekilde yöneldiler.Ancak şimdi kendilerini onlardan tamamen ayırıyorlar ve sistematik olarak Asya içi ticarete yöneliyorlar. Bu, Batı'nın uzun vadede daha fazla nüfuz kaybıyla karşı karşıya olduğu anlamına geliyor.”
RCEP ALMAN EKONOMİSİ İÇİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR
Bölgeye doğrudan Alman yatırımları 178 milyar avro; Çin’e yönelen tek başına bunun yaklaşık yarısını oluşturuyor. Alman şirketleri ABD’ye daha fazla yatırım yapmıştı - toplamda 391 milyar avro. RCEP ülkeleriyle olan dış ticaret hacmi, kriz öncesi 2019 yılında 363 milyar avroya ulaştı-Alman dış ticaretinin yüzde 15'i; Amerika kıtasının tamamıyla ise dış ticaret sadece yüzde 11. Sadece AB, Alman ekonomisi için RCEP ülkelerinden daha önemlidir. Pekin'deki Alman ekonomi delegesi Jens Hildebrandt şunu açıklıyor:
Japonya’nın Çin’de özellikle otomobil sanayisinde daha fazla pazar erişimine sahip olması, daha güçlü rekabet doğuracak. BM ticaret ve kalkınma kuruluşu Unctad tarafından yapılan bir araştırmaya göre, AB'nin RCEP ülkelerine ihracatını 8,3 milyar avro ve ABD'nin ihracatını 5,1 milyar dolar azaltacak. Buna karşılık Asya ekonomileri büyüyecek: Güney Kore 6,7 milyar, Çin 11,2 milyar ve Japonya 20,2 milyar dolara ulaşacak.
Uluslararası tedarik zincirleri için geniş kapsamlı değişimler de belirgin hale geliyor. RCEP kurallarında, AB'den gelen ön ürünler engellenmez, ancak RCEP ülkelerinden gelen ön ürünlerin kullanımını öncelikle destekler. Bu, Avrupa ve Kuzey Amerika'dan gelen tedarikçilerin yanı sıra RCEP dışında kalan Hindistan ve Tayvan gibi Asya ülkelerinden gelen tedarikçileri de zayıflatma eğilimindedir. Hindistan'ın yokluğu, Çin'in RCEP içindeki etkisini güçlendiriyor. Asya içi ticaretin teşviki, Çin'i "Asya bölgesine ihracat platformu olarak" kullanma eğilimini de teşvik ediyor, Köln Enstitüsü'nden Jürgen Matthes’e göre, bu durum “benzer bir alan olabilecek Almanya'nın zararına olabilir.”
Eski bir Amerika devlet çalışanı ve şu anda Asya Toplum Politikaları Enstitüsü Başkan Yardımcısı olan Wendy Cutler şuna dikkat çekiyor:Ekonomik ağırlığı nedeniyle, RCEP ittifakı ticaret ve sanayi için "yeni kurallar ve yeni standartlar" geliştirmeye karar verecek” diyor.
EKONOMİK AĞIRLIK KESİN OLARAK ASYA- PASİFİK’E KAYMIŞTIR
Sonuç olarak, Avrupa ve Kuzey Amerika devletleri ilk kez (RCEP gibi) önemli küresel ekonomik kurumlaşmaların dışında kaldılar. Bu,ekonomik ağırlığın Asya-Pasifik bölgesine kaymasının açık bir kanıtıdır. ABD Başkanı Joe Biden, bu konudaki hoşnutsuzluğunu daha adayken, Kasım 2020'de ifade etmiş ve ABD'nin "Çin'in ve diğerlerinin sonuçları dikte etmesine izin vermek yerine dolaşım kurallarını belirlemesi" gerektiğini ilan etmişti.Raporlara göre, Washington'da, Asya'da standartlar ve normlar belirleme konusunda ABD'nin denetimini güvence altına almanın ve böylece RCEP üzerinde etki yaratmanın yollarını arama çalışmaları uzun süredir devam ediyordu.
Alman iş dünyası temsilcileri de Endenozya ve Hindistan’la serbest ticaret anlaşmaları görüşmelerini bağlayarak ağırlık kazanmak istiyor.Alman Ticaret ve Sanayi Odası (DIHK) dış ticaret başkanı Volker Treier, RCEP ülkelerinde Almanya ve AB için "bağlantıyı kaybetmemek çok daha önem kazanmıştır" dedi.