Ocak 2022 Nükleer Silahsızlanma (NPT) Toplantısı için hazırlıklar ne alemde?
Muhtemelen Dünyanın en önemli anlaşması. 1968'de imzalanan ve 1970'de devreye giren Nükleer Silahların Yayılımını Engelleme Anlaşması ( NPT: Treaty on the non-proliferation of Nuclear Weapons).
Yaygın olarak vatandaşlarımız, bu anlaşmanın isminden ötürü şöyle düşünürler: "Bu anlaşma, Nükleer silahları olan beş B.M. Güvenlik Konseyi ülkesine (Daimi uyelere P5 denir veya anlaşmada NWS: "Nuclear Weapons States" olarak geçer. Amerika, Rusya, Cin, İngiltere, Fransa) imtiyaz tanır, bu ülkelerin her türlü silahlanmasına izin verir ancak başka ülkelerin nükleer silah edinmesine izin vermez."
Oysa bu yanlıştır. Politika yapıcılarımızın bu anlaşmanın ne olduğunu çok iyi anlaması, bu konuda milli politikamızın netleştirilmesi ve Ocak 2022'de New York'ta yapılacak toplantıya hazırlıklı gidilmesi gerekmektedir.
NPT Anlaşması nedir?
NPT Anlaşması 3 temel konuyu kapsar:
1) Silahsızlanma: NWS ülkeleri nükleer silahlarından gönüllü olarak vazgeçme hedefiyle müzakereler yapacaklar (geliştirmeyecekler, azaltacaklar ve zaman içinde sıfırlayacaklar)
2) Yayılımın Engellenmesi: NWS ülkeleri diğer ülkelere nükleer silah veya ilintili ekipman transfer etmeyecek, nükleer silah geliştirme konusunda cesaretlendirmeyecek, desteklemeyecek.
3) Barışçıl Nükleer Enerji: Taraf olan ülkeler, enerji üretimi başta olmak üzere sivil nükleer teknoloji konusunda işbirliği ve bilgi değişimini serbestçe yapacak ve bu alanda teknoloji paylaşımı teşvik edilecek.
Silahsızlanma
NPT anlaşmasının bizim için en önemli kısmı bir silahsızlanma anlaşması olmasıdır. Bizim bu anlaşma ile ilgili yapılacak tüm toplantılarda hedeflememiz gereken bölüm budur. Bu anlaşma ile NWS ülkeleri, nükleer silahlarından gönüllü olarak belirsiz bir zaman içinde vazgeçme amaçlı çalışmayı taahhüt etmişlerdir. Maalesef bunun için bir tarih belirtilmediği için her toplantıda ilgili ülkeler nükleer silahları nasıl azalttıklarını ilerleme gibi anlatmaktadırlar oysa amaç tam olarak vazgeçmedir. Bu anlaşmanın üzerinden 50 yıl geçmiş, hala nükleer silahlardan vazgeçmemişler. NWS ülkeleri, bu anlaşma kapsamında üzerlerine düşeni yapmamışlardır.
Yayılmayı Engelleme ve Barışçıl Nükleer Teknoloji
NPT anlaşmasının diğer iki maddesinde ne durumdayız? İşbirliği denen şey, zamanında Türkiye dahil birçok ülkede deneme reaktörleri kurulmasıdır. Türkiye örneğinde pek de bir işe yaramamıştır. Türkiye ile kimsenin doğru düzgün sivil amaçlı nükleer teknoloji paylaşımı da olmamıştır. Yayılım engellenmesi konusunda sınırlı bir başarı sağlanmıştır. Daha kötüsü olabilirdi ancak yeterince kötü bir yayılma durumu da mevcuttur. NPT anlaşmasındaki beş nükleer silahlı devlet, bugün itibariyle dokuz adet olmuştur.
Bu anlaşmayı imzalayan ülkeler, anlaşmada belirtilen kuruma (Uluslararası Atom Enerji Ajansı: IAEA) denetim yetkisi verirler. Denetimi bu kurum yapar, anlaşmanın polisliğini NWS ülkeleri yapar.
NPT'nin Uzatılması
NPT anlaşmasının 25 yıllık süresi tamamlandığında anlaşma 1995 yılında süresiz ve şartlı olarak uzatıldı. Bu uzatma anlaşmasındaki kararlardan biri Ortadoğu’da nükleer silahsız bölge oluşturulması idi. Bu şart yerine getirilmedi.
Kritik Noktalar
Uranyum zenginleştirme konusu, sivil amaçlı olduğu sürece bir kısıtlama yoktur. 16 ülkede uranyum zenginleştirme tesisleri faaliyet halindedir. Bunlar arasında Arjantin, Brezilya, Almanya, Hollanda gibi NWS dışındaki ülkeler de bulunmaktadır. Uranyum zenginleştirme konusundaki nazik nokta bu faaliyetin sadece sivil amaçlı yapıldığının denetlenmesindeki zorluklardır. Önümüzdeki yıllarda dünyada nükleer reaktör sayısında hızlı bir artış beklenmektedir ve silahların yayılımını engellemek zorlaşabilecektir.
NPT anlaşmasındaki diğer kritik ve eleştirilen nokta ise anlaşmadan çıkışın kolayladığıdır. Bir ülke nükleer silah geliştirmeye karar verirse, 3 aylık ihbar süresiyle anlaşmadan çıkarak silah geliştirebilir. Kuzey Kore bunu yapmıştır. Önümüzdeki dönemlerde başka ülkelerin de yapmasında bir kısıtlama bulunmamaktadır.
Anlaşma Dışındaki Nükleer Silahlı Ülkeler
NPT anlaşmasına taraf olmayan ve Nükleer silahı bulunan ülkeler Hindistan, Pakistan, Kuzey Kore ve İsrail'dir.
Hindistan, nükleer silahlı güç olan Çin'e karşı durabilmek için silahlanmıştır. Pakistan'da Hindistan'a karşı durabilmek için silahlanmıştır ve bu sebeple NPT'ye taraf olmamışlardır. Hem Hindistan, hem Pakistan, hasımlarının silahsızlanması durumunda silahsızlanma niyetleri olduğunu beyan etmişlerdir.
Kuzey Kore, Amerika ve müttefiklerinden gelebilecek bir işgal tehdidine karşı silahlanmıştır.
İsrail nükleer silahları konusunda açık bir tutum sergilemeyen tek ülkedir. Nükleer silahları olduğu genel olarak uluslararası çevreler tarafından kabul edilmektedir. İsrail NPT'ye taraf olmamakta ve IAEA denetimine izin vermemektedir.
NPT'nin benzeri bir anlaşma olan CWC ( Kimyasal Silahlar Konvansiyonu) dünyada hemen hemen tüm ülkeler tarafından kabul edilmiş ve ilgili denetim mekanizmaları devreye alınmıştır. Kuzey Kore ve Mısır bu anlaşmayı imzalamamışlardır. İsrail anlaşmayı imzalamış ancak devreye almamıştır (ratifiye etmemiştir).
Toplantı
NPT gözden geçirme toplantıları beş senede bir yapılır. Covid-19'dan dolayı önümüzdeki toplantı iki sene gecikmeli yapılacak. Yedi seneden sonra, Ocak 2022'de ( tarih kesinleşmedi) , New York'ta, 10. NPT toplantısının yapılması planlanıyor ve şu aralar NWS ülkeleri başta olmak üzere bir çok ülkede konu ile ilgili yoğun bir hazırlık yapılmakta. Bu konuları ciddiye alan ülkeler bu toplantılara dışişleri bakanı seviyesinde katılmaktadır. Türkiye genelde daha alt seviyelerde katılım sağlamaktadır.
Riskler
İçinden geçtiğimiz dönemde NPT anlaşmasının esas hükümleri çöpe atılmış durumdadır. Silah geliştirmemek, silahları imha etmek ve tamamen silahsızlanması gereken ülkeler nükleer silah yarışına girmişlerdir. Silahlar modernize edilmekte, denizaltı ve uzay dahil yayılmaları genişlemektedir.
Nükleer Reaktör sayıları artmış, küçük ama çok sayıda nükleer reaktör konsepti hızla yayılmaktadır. Bugün itibariyle yaklaşık 30 ülkede, toplam 450 civarı nükleer reaktör mevcuttur.
Nükleer silahlı ülkelerin bir kısmı kendi toprakları dışında, çeşitli askeri üs ve ülkelerde de nükleer silah bulundurmaktadırlar.
NPT'nin mevcut durumundan en çok rahatsız olan ülkeler, nükleer koruma şemsiyesi dışında olan ülkelerdir. Bunlar genel olarak Afrika, Latin Amerika ve Ortadoğu ülkeleridir.
Türkiye ne istemelidir?
Türkiye, dünyadaki birçok barışçıl ülke gibi nükleer silahlardan, kimyasal silahlardan tamamen arındırılmış bir dünya istemektedir. NPT'nin NWS ülkeleri başta olmak üzere birçok ülke tarafından sürekli olarak ihlal edilmesini Türkiye kabul etmemelidir. Türkiye, kağıt üzerinde NATO ülkesi olmakla beraber son 10 sene içinde nükleer silah sahibi de olan bazı ülkeler ile askeri itilaf durumuna gelmiştir.
Senaryolar
Ocak 2022 NPT anlaşması toplantısında NWS ülkelerinden, NATO ülkelerinden ve mevcut nükleer silah sahibi ülkelerden anlamlı bir itiraz bekleyebilir miyiz? NWS ülkeleri zaten kimseye hesap vermeden sınırsız şekilde silahlanma yarışındalar. Bu ülkelerin proksilerinin de ses çıkarma şansları yok. Biri masaya vurup racon kesecekse, bölgesel güç olan ve mevcut durumdan rahatsız olan ülkelerden birinin bunun liderliğini yapması gerekiyor. Belki Brezilya, belki G.Afrika belki Japonya, İran, Mısır veya Türkiye. Türkiye'nin önündeki masada duran, tercih edebileceği senaryolara bir göz atalım:
1) Türkiye NPT anlaşmasından çekilebilir. NPT'nin silahsızlanma maddelerine uyulmamaktadır, Ortadoğu'da nükleer silahtan arındırılmış bölge kurulmamıştır. Bu durumda Türkiye'nin nükleer silah geliştirme niyeti olmasa dahi tavır saldırgan algılanarak yaptırımların uygulanma ihtimali belirebilir.
2) Türkiye, birkaç ülke ile beraber hareket ederek anlaşmadan şartlı olarak çekilebilir. NWS ülkelerinin silahsızlanması durumunda tekrar katılım sağlanır. Toplantıya alışılmadık derecede üst bir katilim sergileyerek konuyu ciddiye aldığını gösterebilir.
3) Türkiye, anlaşmadan çekilmez, NPT şartlarına uymayan ülkelere karşı yaptırımların devreye alınmasını hedefleyen bir grubun kurulmasını sağlayabilir. NPT'ye taraf olmayan ülkeler için de yaptırımlar devreye alınabilir.
4) Etliye sütlüye dokunmayan, statükonun korunacağı bir politika seçilebilir. Toplantıya katılım düşük düzeyde tutulur.
5) Agresif bir politika izlenebilir. NPT'den çıkılır, Nükleer Silah Geliştirilme programı başlatılır. Program açık şekilde ilan edilirse yaptırımlar ile karşılaşılır. İsrail gibi kapalı şekilde program yürütülebilir. Türkiye'nin bu durumda arkasında duracak ve P5'ten yaptırım gelmesini önleyecek bir "dosta" ihtiyacı olacaktır. Bu senaryoda, Türkiye'nin bölgesinde başka nükleer silah geliştirme programlarının tetiklenmesi muhtemeldir. Bu senaryo Cumhuriyetimizin barışçı ilkeleri ile örtüşmeyecektir ve taraftarı değilim ancak masadaki senaryolardan biri olduğunu kabul etmeliyiz. Nükleer silah sahibi olan ülkelerin en üst seviyede caydırıcılığa sahip olduğunu ve "güvenli" ülke haline geldiklerini de tarih bize (ve herkese) göstermiştir.
Yaptırımlar
NPT'ye uymayan ülkeler ve NPT'ye taraf olmayan ülkelere karşı çeşitli yaptırımlar değerlendirmeye alınabilir.
1) Birleşmiş Milletler kurumlarının bu ülkelerden başka ülkelere taşınması
2) DTO üyeliklerinin askıya alınması ve ticari yaptırımlar
3) Bu ülkelere giden/gelen uçuşlar için hava sahalarının kapatılması
4) Güvenlik Konseyi üyeliklerinin dondurulması
Sorular
Türkiye, diğer 16 ülke gibi uranyum zenginleştirme tesisini kuracak mıdır? Bu durumda Türkiye kendi nükleer santralinin işletmesinde daha bağımsız hale gelebilir ve bu alanda ticaret yapabilir hale gelir. Uzun vadede Özbekistan, Kazakistan, Nijer, İran ve Afganistan'daki Uranyum sahaları ilgili firma tarafından işletilebilir ve bu ülkelere daha çok kaynak aktarılabilir.
Türkiye, CWC anlaşmasını uygulamaya almayan ülkelere karşı tek başına veya grup olarak yaptırım planlamalı mıdır?
Enerji üretimi alanında hızla yaygınlaşmakta olan küçük modüler reaktörler ( SMR) konusunda Türkiye'nin yaklaşımı nasıl olacaktır? SME tasarlama veya alım planı var mıdır? Bugün SME yapmış olan veya tasarım aşamasında olan Arjantin, Endonezya, Çekya, İsveç, G.Kore, Danimarka dahil en az 12 ülke mevcuttur.
NPT'nin nükleer silahları imha etmeye yönelik olması ve bu konudaki metinin özellikle muğlak bırakılmış olması zaman içinde uluslararası mahkemelerde dava konusu olmuştur. TPNW ve benzeri bazı ilave nükleer silahsızlanma anlaşmaları da iyi niyet ile bazı ülkeler tarafından ( Latin Amerika ve Afrika ağırlıklı) yapılmıştır ancak etkileri çok zayıftır. Türkiye TPNW ye katılmayı değerlendirecek midir?
Dünyada başkasının nükleer silahının bekçiliğini yapan ülke sayısı hayli azdır. Bu ülkelerin ne kadar bağımsız ülkeler oldukları da tartışma konusu yapılabilir. ABD'nin nükleer bombalarını bulunduran ülkeler ( açık kaynak bilgisi) Hollanda, Belçika, İtalya, Türkiye ve Almanya'dır. Hükümetimiz, Türkiye'de kaç tane ve ne tipte nükleer bomba olduğunu Türk milletine açıklayacak mıdır? Başka ülkelerin nükleer silahlarına bekçilik yapmak ve komşu ülkeleri tehdit etmek NPT anlaşmasına ve komşuluk hukukuna ne kadar uygundur?
Dışişlerimizde NPT ve ilintili konulardaki politikaların şekillendirilmesinde en yetkin bürokrat kimdir? Kamuoyunu aydınlatacak mıdır?