Aman boş ver
Şimdi herkes Fitch ve S&P’nin olumsuz not hamlesini konuşuyor. Muhtemelen bu hafta içerisinde başından itibaren dalgalı seyirlerle bunun etkilerini yaşayacağız. Kimisi bunu siyasi bir hamle olarak nitelendirecek, kimisi de daha kötü günlerin bizi beklediğinin habercisi olarak.
Bence sonuçtan çok sebep olana bakmak lazım... Çünkü yaşadığımız bu sonucun gerçek müsebbibi bizleriz. Yıllarca Türkiye’nin gerek siyasal, gerekse de ekonomik olarak yaptığı hataları anlattık; durduk.
Bunların hepsinin bu neticeleri vereceği belliydi. Musluk akarken sesini çıkarmayanlar; bugün homurdanmaya başladı. Hatta bazıları halen koltuklarını kaybetmemek için aynı şarkıyı çalıyor. Koltuk tanımından sadece siyasileri kast etmiyorum.
İşadamlarından hocalara, araya adam sokup iş bulandan gazetecilere kadar herkesi bu tanımın içine sokuyorum. Yıllarca başarılı ekonomi palavrası dinlerken, bu uyarıları yaptığımızda hep aynı vurguyla karşılık aldık: Aman boş ver.
Bu aman boş verciler, kimi zaman karşımıza ‘yetmez ama evetçi’ olarak çıktı, kimi zaman ‘memleketi sen mi kurtaracaksıncı’ olarak. Kimi bir peri masalında olduğumuza inandı; kimi tarih yazdığımıza…
Kimi Türkiye’nin şerbetli olduğunu düşünüyordu; kimi de ‘ABD batmamıza izin vermez’ diyerek kendini avutuyordu. Halen varlığı koruyan ‘Araplar bize para gönderir’ zihniyetiyle, ‘gerekirse rest çekeriz’ zihniyeti hayatımızı etkiliyor. Kimi doğudan kurtulacağımız, kimi batının bizi ayakta tutacağını düşünüyor.
Ama hepsinin ortak özelliği, sorunla karşılaştığında ve çözümsüzlüğü gördüğünde ‘aman boş ver’ demesi. Belki dili söylemiyor, ama hareketleriyle bunu ortaya koyuyor. Bu ‘aman boş ver’i, daha önce de İlber Ortaylı bir TV programında ‘aman canım’ olarak tarif etmişti.
Bunun temelinde ne var biliyor musunuz? Sorunla yüzleşmemek. Son gelişmelere baktığınızda bugün de işin içinden çıkamayanların, karşı tarafı suçlayarak ‘aman boş ver’ dediklerine ve önemsememiz gerektiğini söylediklerine şahit oluyoruz.
Mandacı, dışarıdan yardım bekleyen, kendinden başka herkeste hata bekleyenler bir araya gelmişler ‘aman boş ver’ şarkısı söylüyorlar. Aslında yıllar sonra atılan bir twit, itiraf gibi bunu ortaya koyuyor. Keşke müsebbibi olmasaydı.
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, kredi derecelendirme kuruluşlarının hamleleri üzerine şu cümleyi paylaştı: “Önemli olan başınıza nelerin geldiği değil; bunlara nasıl tepki verdiğinizdir.” Boş vermeyin… Sorun büyük ve yüzleşmeyi deneyin. Hadi haftaya fıkrayla başlayalım:
“Bir gün Nasreddin Hoca eve yorgun gelir. Karısına: ‘Yemek hazırla da yiyelim’ der. Yedikten sonra yatarlar. O gece eve üç hırsız girer, tabakları çalarlar karısı: ‘Hoca, Hoca tabakları çalıyorlar’ der. Hoca: ‘Boş ver yenisini alırız’ diye yanıt verir.
İkinci gün koltukları çalarlar. Karısı: ‘Hoca, hoca koltukları çalıyorlar’ der. Hoca: ‘Boş ver yenisini alırız’ diye cevap verir. Üçüncü gece karısını çalarlar. Karısı: ‘Hoca, hoca beni çalıyorlar’ deyince, hoca cevabı yapıştırır: ‘Boş ver yenisini alırız.”
Sizce yeniden alacak bir ülkemiz var mı? Var olduğunu düşünüyorsanız; yıllardır yaptığınızı yapın: Aman boş ver…
Çetin Ünsalan