Ben bu sıfırı tanıyorum
Yok; artık karar verdim; kesin dalga geçiyorlar. 10 maddelik bir yeni paket hazırladılar ki evlerine şenlik. Tek tek maddelere değinmeyeceğim bile. Çünkü finanse edilemeyen hiçbir fikrin, söylemin, projenin anlamı yoktur.
Çocuk kandırır gibi, 13 senedir yerle yeksan ettikleri reel sektöre şimdi cennet vaat ediyorlar. 13 sene önce söyledikleriyle, bugün söyledikleri arasında neredeyse fark yok. KOBİ’lere önem vereceklerdi; üretim ekonomisi yaratacaklardı, sanayi envanteri yapacaklardı; ona göre bir strateji çizilecekti ve Türkiye ihracat atağına kalkacaktı.
Bugün geldiğimiz noktada iflas mahkemesinde başvurmuş sayısı iki yılda bine ulaşan şirket, anormal karşılıksız borç kullanmış ve batağa koşan bir reel sektör yapısı, kendi kendine yettiği alanlarda bile net ithalatçı haline gelen bir ekonomi, ihracat yapılacak tek bir pazar bile kalmayan bir ülke ortaya çıkardılar.
Yıllarca düşük kur ile kemiklerini kırdıkları bir reel sektöre şimdi yeni iktidar olmuş ve 13 yıldır bu katliamı yapmamış gibi mavi boncuk dağıtıyorlar. Bunun adı umut tacirliğidir. Zira bugüne kadar söylenenlerle yapılanlar bir kez bile tutmadı.
Şimdi çıkıp birileri niyet okumakla suçlayacak ama, niyet okumaya ihtiyaç yok ki, vaka tüm çıplaklığıyla ve açmazlarıyla ortada. Bu rezalet AKP hükümetlerinin eseridir. Bugün yeni gelin edasıyla ortaya salınıp, tutulamayacak sözleri ortalığa saçmalarının hiçbir anlamı yok. Çünkü Einstein’in dediği gibi sorunlar, onu yaratanlar tarafından düzeltilemez.
Fakat kıdem tazminatı meselesinde Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin ‘sıfır mağduriyet’ söylemi beni ekstradan ürkütmedi dersem yalan olur. Çünkü komşularla sıfır sorun diye politika uygulayıp, herkesle sorunlu hale getirilen bir gerçeğin bizzat müsebbibi tarafından ortaya atılan bir söylemden bahsediyoruz.
Ben bu sıfırı tanıyorum. Yine ne yaptığını bilmeyen, içi boş hayallerin peşine düşen, bazılarını inandıran, sonra da gerçekten yol haritasını çizen olmadığı için bir çuval inciri berbat eden bu yönetim zihniyeti, yeni mağdurlar yaratmak için kolları sıvamış gözüküyor.
Bugünden çok net söyleyebilirim ki, kalan üç kuruşu yandaşa dağıtan, yetmediği anda Merkez Bankası’nı çalıştıran, çıkarılacak tahvil ve kâğıtlarla Merkez Bankası’nı çöp tenekesi haline dönüştüren bir uygulamanın başlangıç noktasındayız.
Ülkemde iktidar edenlerin sunduğu bu güzel vaatlerden umutlanmayı çok isterdim. Ama bugüne kadar yaptıkları eylemler, ortaya koydukları rezalet ekonomi yönetimi, bundan sonra yapacaklarının da teminatıdır.
Sıfır mağduriyet ha? Sağlamasını yapmak istiyorsanız, komşularımızla ilişkimize bakın. Orada da sıfır sorun diye çıkmışlardı. Gerisine inanıp, inanmamak sizin takdiriniz.
Çetin Ünsalan