ABD NATO'yu Ukrayna'ya sürmek istiyor, bizi de yakından ilgilendiriyor, farkında mısınız?
ABD bilindiği üzere Ukrayna’ya karşı küresel düzeyde bir Enerji Savaşı ve Mali Savaş başlattı. Şimdiye dek Rusya’yı iyice hırpaladı. Müteakip aşamada örtülü soğuk savaş yöntemleri ile askeri ve stratejik açıdan da Putin’i köşeye sıkıştırmak istiyor. Ancak mesele, Ukrayna’daki iç siyasi gerilim hattının spark yapmasındankaynaklanan sıradan bir sorun değildir. Konu, demokrasi, özgürlükler, insan hakları ile de açıklanamaz. Yaşananlar, dönemsel bir bölgesel istikrarsızlık değil, küresel çapta jeopolitik fay hattının hareketlenmesidir. Yani mesele, ideolojik değil, jeopolitiktir.
Amerikan ve Rus jeopolitik uzmanlarının Ukrayna hakkındaki görüşleri sis perdesi ardına saklanan temel çelişkileri açığa çıkarmaktadır. Amerikalılar şu şekilde düşünüyor: “Jeopolitik bir eksen olan Ukrayna bağımsız olarak kalabilirse, RF ağır bir darbe yer ve siyasi olarak bir değişim ve dönüşüm yaşayabilir. Ukrayna koparılabilirse, RF sadece bir Asya devleti olarak kalır.” Rus uzmanlar ise konuya şöyle yaklaşıyor: “Ukrayna, RF için en hayati jeopolitik bölgedir. Batıdaki en zayıf noktamızdır. Ukrayna, Rus jeopolitiğine saplanan bir hançerdir. Ukrayna’nın bağımsız bir devlet olarak yaşaması bile, RF’yi hassas ve kırılgan bir duruma düşürür.”
AB’nin iki temel direği olan Almanya ve Fransa, askeri tedbirlere karşı olduklarını açık bir şekilde ABD’ye bildirdi. Jeopolitiğin dilini bilen bu iki ülke, zaten Ukrayna’nın AB ve NATO üyeliğine sürekli olarak ya doğrudan ya da dolaylı yöntemlerle karşı çıkıyordu. Ukrayna’nın “Bizi niçin AB ve NATO’ya almıyorsunuz?”şeklindeki ısrarlı sorularına verdikleri cevap oldukça ilginç ve dikkat çekiciydi: “Biz, sizi, sizin iyiliğiniz için ne AB’ye ne de NATO’ya alırız. Eğer alırsak, bölünürsünüz!”Almanya ve Fransa, Rusya’nın bu hayati alandan, ancak güç kullanılarak atılabileceğini görüyor. Bu ise Avrupa’yı perişan edecek bir savaş anlamına geliyor! Ve bu sonucu istemiyorlar!
ABD, içindeki güçlü savunma sanayi lobisinin de (silah lobisi) etkisi ile NATO’yu Rusya’nın üzerine sürmek istiyor. Almanya ve Fransa’nın etrafından dolaşarak, denetim altında tuttuğu ülkelerle gerilimi tırmandırıyor.ABD, ağırlığını koyarak 5 Şubat 2015’te Ukrayna için 5 bin kişilik tugay çapında bir acil müdahale birliğinin kurulmasını NATO’ya kabul ettirdi. Üstelik bu birlik krizin büyümesi durumunda 30 bin kişiye çıkarılacak! Ayrıca, bu kuvvet deniz, hava ve özel birlik unsurları ile desteklenecek!
NATO’nun aldığı tehlikeli bir karar daha var. Rusya’yı çevreleyecek şekilde, kuzeyden güneye doğru, Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Romanya ve Bulgaristan’da yeni komuta merkezleri tesis edilecek. Bunların amacı, ABD ve NATO birliklerinin bölgeyi takviyesini kolaylaştırmak ve hızlandırmak.
Türkiye’yi yakından ilgilendiren ikinci karar ise ABD’nin niyet ve maksadını deşifre ediyor: “Gürcistan ordusu modernize edilecek, bu ülkede askeri eğitim tesisleri kurulacak ve NATO’dan gelecek uzmanlar görev yapacak!” Ayrıca bu ülkenin NATO’ya üye olabilecek koşullara sahip olması için çalışmalar başlatılacak! Kafkasya, Rusya için neredeyse Ukrayna ile eşit önceliğe sahip hayati bir jeopolitik alandır. Hatırlanacağı üzere, 2008 yılında bu bölgede (Güney Osetya) Rusya gözünü kırpmadan Gürcistan ile sıcak bir çatışmaya girmişti. Ve Batı buna bir karşılık verememişti!
Rusya yanlısı milisler Doğu Ukrayna’da Ukrayna merkezi yönetimine karşı bir savaş başlattılar. Hedefleri, siyasi olarak Rusya’ya bağlanmak, en azından özerklik veya federatif bir statü kazanmak! Rusya’nın da desteği ile bölgedeki önemli merkezleri ele geçirdiler. Ukrayna ordusu bir türlü bu milisler karşısında etkili olamıyor. ABD ve Batı konuya artan oranda önem vermeye başladı. Açıktan ya da örtülü olarak Ukrayna ordusuna silah, malzeme, teçhizat yardımı yapılıyor; istihbarat desteği sağlanıyor.
Batı’nın askeri uzmanlar gönderdiği ileri sürülüyor. Bu ay içinde yapılan (Şubat 2015) Minsk zirvesinde ateş-kes kararı alındı ama dev gibi sorunlar ortada duruyor.
Rusya, Doğu Ukrayna’yıhukuki bir statü ile ya da “de facto (yasal olmayan ancak geçerli olan)” olarak mutlak denetimine alarak Kırım ve Odesa ile coğrafi bir bütünlük kurmak, yani jeopolitik duruşunu güçlendirmek istiyor. NATO ve ABD ise açık bir jeopolitik yenilgi anlamına geleceği için Rusya’nın bu girişimine şiddetle karşı çıkıyor.
Dünya jeopolitik ile yeniden tanışıyor. ABD, NATO’yu öne sürerek Avrupa’daki sadık müttefikleri ile gerilimi yeniden tırmandırıyor. Rusya ile 1997 yılında yapılan anlaşmanın hilafına Rusya’nın yakın çevresine silah yığıyor! Bulgaristan ve Romanya üzerinden Karadeniz’e, Gürcistan üzerinden Kafkasya’ya girmek istiyor. Türkiye’nin nispeten huzurlu kuzey sınırlarını ısıtıyor. Çok yakın bir zamanda, hem ABD hem Batı hem de NATO Türkiye’yi de sahaya sürmek için muazzam baskı mekanizmalarını devreye sokacak. Çok dikkatli olmalıyız. Bu bölge Rusya için temel jeopolitik alandır. Rusya kuzey sınırlarımızda, Suriye’de olduğu gibi dolaylı değil, doğrudan stratejiler izler. Bir anda kendimizi krizin göbeğinde buluruz. Elimizdeki çocuğu bırakabilecek cami avlusu da bulamayız!
Maalesef, TBMM’de temsil edilen partilerin tamamı, çeşitli nedenlerle Batı yönlendirmesine açıktır. Aslında, Almanya ve Fransa bu konuda önümüze geniş bir manevra alanı koymuştu. Ancak Münih Konferansı’na sudan sebeplerle katılmayarak, çıkan fırsatlardan bile istifade edemeyecek bir durumda olduğumuzu gördük. Bu sularda ustalıkla manevra yapabilecek bir birikimi önümüzde göremiyoruz. Bu konularda engin deneyimi olan Büyükelçi Onur Öymen gibi onlarca değerimizi tasfiye ettik. Bu nedenle, ister istemez endişeli bir bekleyiş içerisindeyiz. Türkiye’deki hiçbir siyasi partinin bu konulardaki -eğer varsa- görüş ve düşüncelerini bilmiyoruz.
Vatan Partisi işte bu nedenle bir ümit ve heyecan kaynağıdır. Önümüzde duran güçlü bir seçenektir. Çünkü ihtiyacımız olan en önemli şey, her şeyden önce “bağımsız karar alabilme” yeteneğidir. Olaylara jeopolitik gözlükle Türkiye’den bakınca ve ülkemizin yüksek menfaatlerini merkeze koyunca, çözüm de kendiliğinden gelir. Unutmayalım, kendi oyununu sahneye koyamayanlar, başkalarının yazdığı dramalarda ucuz birer figüran olur!
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr