Timsah gözyaşları
Yıllar önce kızımı yuvaya alıştırırken beni yanında ister, ayrılmamı kabul etmez ağlardı. Yuva personeli de kızımın o güzel gözlerinden boncuk gibi dökülen gözyaşlarına kıyamaz yuvada bir kenarda bulunmama izin verirdi. Bir gün, iki gün, bir hafta derken bir ay ben de yuvaya gittim. Sonunda yuvanın pedagogu “gidebilirsin, bundan sonraki gözyaşları timsah gözyaşları” dedi. İlk defa duymuştum bu deyimi. Açıkçası anlamadım. Meğerse 1200 yılında İngiliz Fransiskan Papaz Bartholomaeus Anglicus “timsah, avını bulduğu yerde, su kenarında veya kayanın üzerinde öldürür sonra da ağlayarak yutar” diye anlatmış kitabında. Timsahın avını öldürdükten sonra ağlaması yalancıktan ağlamanın, iki yüzlülüğün adı olarak kalmış!
YEMENLİ ÇOCUKLAR
İsveç’te televizyonda sıkça gördüğüm yardım duyurularından biri Yemen ile ilgili. Yumuşacık bir sesle, yoksulluğun pençesindeki dünya güzeli çocuklar çöl tozları içerisinde, yıkılmış binaların arasında yırtık giysileriyle oynarken gösteriliyor ve Yemen için yardım isteniyor. Kocaman ve sorgulayan gözleriyle bakan çocukları açlığın ve yoksulluğun pençesinden kurtarmak, onlara daha iyi şartlar sunmak için para yardımı isteyen uluslararası örgütlerden bazıları Kızılhaç (Rödakorset), Çocuk Esirgeme Kurumu (Rädda Barnen), UNICEF İsveç, Sınır Tanımayan Doktorlar (Läkare Utan Gränser).
MEZHEP VE AŞİRETLERİN TÜKETTİĞİ ÜLKE
Mezhep ve aşiretlerin bir ülkeyi ne hale getirdiğini, emperyalistlerin mezhep-aşiret ikilisini nasıl kullandığını anlamak için Yemen’i okumalı. Mezhepler ve aşiretlerin güç kavgaları yüzünden Yemen tarihi bir kaos anlatısı. Ne ayrılmak ne de birleşmek kurtaramamış Yemen’i. Bir yandan yolsuzluklar, rüşvet, ekonomik ve sosyal sorunlar diğer yandan kendilerini her zaman ülke kanunlarının üzerinde tutan aşiret ve mezhepler ülkeyi mahvetmişler. Mezheplere bulaşmış Yemen ordusu darbeler yapmış, dişlerine kadar silahlı yerel milisler, aşırı güçler, ayrılıkçılar ortalığı kana bulamış. Bir yanda 700 lü yıllardan bu yana en güçlü grup olarak Şii Zeydiler ve onlara bağlı aşiretler, diğer yanda farklı Sünni mezhepler ve aşiretler Yemen’i hallaç pamuğu gibi atmışlar.
Tabii dış güçler de var. Uğruna ağıtlar yaktığımız, sadece 1871-1894 arasında 130 bin Anadolu evladının ölüsünü çöllerde bıraktığımız Yemen’de Osmanlılar zamanından beri iç çatışmalara doğrudan dahil olan Suudi Arabistan kilit rolde. Zeydileri yok etmek istiyor. Yangına körükle gidiyor. Bir de İran var. İran, Zeydileri, desteklemekle suçlanıyor. Kuzeyi 700 yıllarından beri kale edinmiş Zeydilerin Sana’yı ele geçirip Hudeyde’ye, Babül Mendep’e yerleşmelerine emperyalistler izin vermek istemiyor. Dünya petrol taşımacılığının neredeyse yarıdan fazlasının yapıldığı bir coğrafyayı sadece “İran” gölgesi nedeniyle Zeydilere bırakmayacakları kesin! O halde aksın kanlar!
YA BİAT EDERSİN YA DA YOK EDERİZ
Tırmanan iç savaşa ve güç kavgalarına son vermek adına Suudi Arabistan önderliğinde 9 ülke, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirliği (BAE), Bahreyn, Kuveyt, Katar, Mısır, Ürdün, Fas ve Sudan 2015 yılında Yemen’i bombalamaya başladı. Şiileri yok edeceğiz derken Yemen’in altyapısı tümüyle yok edildi. Hava, deniz, kara savaşları halen sürmekte.
Savaş nedeniyle 2,5 milyon Yemenli yerinden yurdundan oldu. 24 milyon Yemenli açlık ve hastalıklarla boğuşmakta. Stratejik bir bölgede yer alan Yemen, sadece bu nedenle, insanlığın gözü önünde yok edilmekte. Halkın %40’ı günde 1,9 dolardan az gelirle geçinmek zorunda. Nüfusun yarısı 15 yaşın altında. Halkın sadece yarısı okur-yazar ve bunların çoğu da erkek!
Yemen’in en büyük ihracat ürünü olan petrol neredeyse tükenmek üzere! Temiz içme suyu ihtiyacı özellikle başkent Sana’da alarm vermekte. Ülkenin mevcut su kaynakları ise uyuşturucu olarak kullanılan “kat” bitkisini yetiştirmek için kullanılıyor. Yemen’de erkeklerin %75’inin kat bağımlısı olduğu bildiriliyor, ya istatistikleri bile tutulmayan kadınlar?
SAVAŞ ARACI SİLAHLARI SATANLAR
Yemen savaşı aslında Avrupa’nın yarattığı bir savaş ya da savaşlardan biri. AB yasaları savaşan taraflara silah satışını yasaklıyor ama dinleyen kim? Silah üreticisi tüm AB ülkeleri ve ABD doğrudan veya dolaylı silah satışlarıyla Yemen savaşının tam içinde. Almanya, Fransa, İngiltere, İsveç, Finlandiya, İtalya, İspanya, ABD, Avusturya, Hollanda Yemen’e yapılan hava saldırılarında kullanılan uçakların, misillerin, elektronik sistemlerin üreticisi. Bu ülkelerden silah alanlar Suudi Arabistan ve BAE. Avrupalıları silahlarıyla bombaladıkları ülke Yemen, yok ettikleri insanlar da Yemenliler!
Yemen’e karşı uygulanan deniz ambargosundan en çok zarar görenler sivil halk. Ambargonun amacı Yemen’e denizyoluyla silah girişini önlemek. Silahların ambargoya rağmen deniz yoluyla Yemen’e girdiği fotoğraflarla belgelenmiş durumda. Ama sivil halka denizyoluyla ilaç, gıda, temel sağlık malzemeleri gönderilemiyor. BAE, Eritre’de, Assab’da, Perim adasında ve Somali’de Bossaso’da askeri üs kurmuş durumda. Yani körfez ülkesi BAE Kızıldeniz ülkesi olmak istiyor. Hem Babül Mendep ve Kızıldeniz ’deki askeri üsleriyle hem de Aden körfezindeki varlığıyla dünyanın en önemli petrol taşımacılığı koridoruna kendi(!) askeri damgasını vuruyor.
Yemen’e karşı hava saldırıları düzenleyerek ülkenin altyapısını mahveden koalisyonun kullandığı askeri uçak, donanımlar ve silahlar Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa, İsveç ve Avusturya malı!
BAE deniz kuvvetleri İtalyan, Fransız, Alman, Hollanda, Romanya, İsveç malı savaş gemileriyle donanmış durumda, denizden yapılan saldırılarda bu deniz araçlarının kullanıldığı da tespit edilmiş durumda. Suudi Arabistan Fransız ve İngiliz malı deniz savaş araçlarıyla Yemen’i denizden bombalamakta. Fransa, İspanya, İtalya ve Almanya’ya yapılan yeni siparişler de teslim alındı.
Kara savaşlarında Suudi Arabistan ve BAE, “Sunni” Yemen güçlerini “eğit-donat” sistemiyle sahaya sürerken kendileri de aktif olarak Yemen topraklarında savaşıyorlar. Kara savaşına Suudi Arabistan ve BAE dışında Katar, Mısır ve Bahreyn’de birlik göndermekte.
BİR EL SİLAH DİĞERİ YARDIM VERİYOR
AB ülkeleri yasalarına rağmen silah fabrikalarında ürettikleri silahları Suudi Arabistan önderliğindeki koalisyon güçlerine satarak Yemen’e ölüm yağdırırken, insanlık dramı yaşayan Yemen halkına da yardım elini uzatıyorlar.
1 Mart 2021’de İsveç ve İsviçre’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Yemen halkına yardım” konferansında 40 ülkeden yardım sözü alındı. İsveç hükümetinin Kalkınma Yardımı ve Uluslararası Gelişme Bakanı Per Olsson Fridh (MP/Çevre Partisi), açlık faciası tehdidiyle karşı karşıya olan Yemen için 1,7 milyar dolar insani yardım sözü aldığını, bu miktarın geçen yıldan fazla olduğunu ancak Birleşmiş Milletlerin istediği 3,5 milyarın çok altında kaldığını belirtti. Bakan Fridh, Yemen’de yeterince beslenemeden dünyaya gözleri açan milyonlarca bebek olduğunu da sözlerine ekledi. Şaka gibi ama yardım yapan 40 ülke arasında yardım konusunda en cömertler Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliği. Fridh’e göre yiyecek, ilaç ve temel sağlık hizmetlerinin koordine edilebilmesi için bu ülkelerin çalışmalara katılması önemliymiş. İsveç yaklaşık 36 milyon dolar bağış yapıyor. Suudi Arabistan Haziran 2020’de BM öncülüğünde yapılan Yemen’e uluslararası yardım konferansına ev sahipliği yapmıştı.
İsveç 2018 yılında Stockholm’de bir de barış konferansına da ev sahipliği yaptı. Johannesberg sarayında buluşan Yemen hükümet güçleri ve Husiler (Zeydiler) güya ateşkes kararı ve askerlerin çekilmesi, Hudeyde’nin boşaltılması gibi bazı kararlar aldılar ama süreç çok yavaş ilerliyor. Buna karşılık savaşın izinde insani ihtiyaçlar sürekli artıyor ve BM’e göre Yemen tarihin en korkunç insani kriziyle karşı karşıya.
Söze timsah gözyaşlarıyla başlamıştık değil mi?