Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

Dilenci sanayii...

Türkiye’de herkes yeni kabine konusunun üzerinde tepinirken, dikkatlerinizi farklı bir gündeme çekmek istiyorum. Toplu ulaşım araçlarını ne kadar kullanıyorsunuz? Ben genellikle hayatımın her aşamasında bu vasıtalarla yolculuk ederim.

Son aylarda dikkatimi fazlasıyla çeken bir konu var. Bilhassa metrobüs hattı başta olmak üzere, buradaki üst geçitlerde dilenen, kağıt mendil satmaya çalışan, yerde çıplak ayaklarıyla dolaşan, boylu boyunca uzandığı asfaltta önünde bir kutu yardım bekleyen çocuklar....

Son dönemlerde ne yazık ki ülkemizde lanetlenecek ölçüde çocuk vakaları artış gösterdi. Hepimiz sosyal medya hesaplarımızdan ya da günlük hayatımızdaki sohbetlerden bunlara tepki gösteriyoruz. Göstermeliyiz de...

Peki bu sokaktaki çocuklar kim? Onların neden bu halde çıplak ayakları, yırtık elbiseleriyle ortalıkta dolaştığını sorguladınız mı? Her gün bir yenisini yaşadığımız kahredici olaylar bir yanda, bu çocukların kaçırılıp kaçırılmadığını biliyor muyuz? Hatta günlük yaşam içinde başlarına ne geldiğinden haberdar mıyız?

Bu çocuklar kimi zaman önünüzü kesiyor; kimi zaman dileniyor. Bir anda büfede kendisine bir şey almanız için yalvarıyor; öte yanda sattığı mendille sizi dürtüp alıp almayacağınızı gözleriyle soruyor.

Peki kim bunlar? Öncelikle içlerinde Suriyeli çocuklar olduğu kadar, Türkçe konuşan çocuklar da var. Öylesine organize bir biçimde öbeklenmiş halde bulunuyorlar ki, bunların tek başlarına bu işleri yaptığına inanmak saflık olur.

Muhtemel illegal bir yapılanmanın kurbanı durumundalar. Belki dayak zoruyla, belki çaresizlikten bu meseleyi benimsemişler. Bir çoğu oyun haline getiriyor. Hatta kimi zaman çocuk bu ya, kendi aralarında oyun oynadıklarına şahit oluyorsunuz.

Şimdi tekrar soruyorum... Her gün önünden gelip geçtiğiniz bu çocukları görmüyor musunuz? Hadi vatandaş görmüyor. Bu ülkenin Çalışma Bakanı, Aile Bakanı ya da İçişleri Bakanı ya da personelleri de mi görmüyor?

Öncelikle bu çocuklar aileleri tarafından çalıştırılıyorsa, çocuk işçi çalıştırmak suç. Şayet illegal bir takım yapılanmaların esiri durumunda iseler, polis neden müdahale etmiyor. Zira çoğu zaman bu çocukların bir kaç metre ötesinde polis ekipleri GBT sorgusu yapıyor.

Bu çocuklar hangi dilenci sanayiinin karın tokluğuna çalıştırılan, belki de şiddet gören köleleri? Hiç bir yetkili bu çocuklar hakkında bir çalışma yapmıyor mu? Bu çocukların toplanması, gerekiyorsa devletin sahiplenmesi, çocuk esirgeme kurumlarında yetiştirilmesi gerekmez mi?

Suriyeliler’e 40 milyar dolar harcadığını iddia eden, her ay bütçesinde memur maaşlarından sonra en yüksek rakamı sosyal yardımlara harcadığını açıklayan Türkiye bu çocukları neden görmezlikten geliyor? İçlerinde 4 – 5 yaşında olanlar dahi var.

Öncelikle bu çocuklara sahip çıkılması gerekiyor. Bunları esir eden illegal yapılar varsa, üzerine gidilmesi şart. Şayet aileleri tarafından bu işe zorlanıyorsa, ortada ciddi bir çocuk hakları ihlali var.

Konunun diğer boyutu ise yarınlarla ilgili... Şayet bu çocuklara bugün sahip çıkılmazsa, bundan 10 sene sonra hepsi birer saatli bomba, illegal yapılanmalara kurban gidecek genç potansiyeller olarak yetişiyor.

İnin lüks ve korumalarla bezenmiş araçlarınızdan da toplu taşımalardaki bu çocukların durumuna el koyun. Çünkü orada bir yanıyla insani, diğer yanıyla iktisadi, bir başka yanıyla da güvenlik problemi yeşeriyor. Bırakın artık kendi dünyanızda yaşamayı; sokakta garip işler oluyor.

Çetin Ünsalan

ulusal.com.tr

dilenci sanayii