SETA kime strateji üretiyor?
Kısa adı SETA olan, Siyasal Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı'ndan bahsediyorum.
Genel koordinatörlüğünü Prof. Dr. Burhanettin Duran’ın yaptığı bir düşünce kuruluşu.
Türkiye'de, Ankara,İstanbul;yurt dışında ise Washington, Berlin ve Brüksel'de ofisleri var.
İngilizce, Arapça ve Türkçe dergi çıkarıyor. Çok değişik alanlarda araştırmalar yapan geniş bir kadroya sahip; kadrosundaki birçok ismi Sabah Gazetesi ve televizyon ekranlarından tanıyorsunuz.Hükümete ve Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla biliniyor.
Batılı düşünce kuruluşlarının amaçlarını biliyoruz; bunların temel amacı ülkelerinin emperyalist faaliyetlerini-yani kendi stratejilerini- bizim gibi ülkelerde toplum önderlerine, politikacılara ve kamuoyu oluşturuculara tek doğruymuş gibi yutturmak. Asla vazgeçemeyecekleri amaç kendi ülkelerinin çıkarlarıdır. Acaba SETA, Türkiye için mi düşünce üretiyor? Özellikle Doğu Akdeniz,Ortadoğu, Avrupa, ABD, Çin ve Rusya konularında Türkiye'nin milli menfaatlerine uygun politikalar geliştiriyor mu? Yazılarından yapacağımız alıntılarla anlatmaya çalışalım.
SETA uzmanı Hasan Basri Yalçın 16 Mart 2021 tarihli Sabah’ta, Karmaşık Uluslararası Siyasetin Yansımaları başlıklı yazısını şöyle bitiriyor:( Mısır ve Ortadoğu ile ilişkin olarak)’’
Öncelikli gündem maddeleri olarak görülebilecek neredeyse tüm başlıklarda Türkiye eli en rahat olan ülke.Çünkü bir önceki dönemde en fazla sayıda güvenlik sorunu ile yüzleşti ve bunlardan güçlenerek çıktı. Türkiye kendi işini kendi görmeyi öğrendi. O nedenle zaten uzun soluklu ortaklıklara da en az ihtiyaç hisseden ülkedir diyebiliriz’’. Şu özgüvene(!) bakar mısınız? ABD, Rusya ve Çin bile dünyada kendine müttefik ararken bizim böyle uzun soluklu müttefiklere hiç ihtiyacımız yokmuş. Şimdi bunu nasıl anlamamız gerekiyor? Rusya ile birçok konuda- Astana sürecinde olduğu gibi- birlikteyiz.O halde özgüven değil, Amerikancılığın Türkçesi:Rusya’ya ihtiyacımız yok!
Yukarıdaki alıntıyı çok daha anlamlı kılan SETA uzmanımızın Ukrayna konusundayazdıkları.Onları görünce SETA’nın gerçekte kime strateji ürettiğini anlıyorsunuz.Bakın, SETA uzmanı ve televizyon ekranlarının vazgeçilmeziHasan BasriYalçın,Karadeniz’in Kuzeyine Dikkat adlı yazısında neler söylüyor: “ Bu bağlamda Türkiye için iki önemli madde var.Birincisi, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü. İkincisi, Kırım işgalinin son bulması gerektiğidir.Buna bir üçüncü madde daha eklenebilir. Rusya gerçekten Ukrayna'da dengelenecek olursa büyük bir enerji kaybına uğrayabilir. Bu da Türkiye'nin birçok alanda elinin rahatlaması demektir. (Sabah 3 Nisan 2021) ilk ikisi hadi Türkiye'nin-çok yanlış- resmi politikaları. 3. Maddeye dikkatinizi çekerim.ABD’nin verdiği görev: Rusya’nın zayıflatılarak dağıtılması.
ABD ve NATO’yu Ukrayna'dan daha çok bizim SETA uzmanlarının göreve çağırması bundan.Herkesin anlayabileceği gibi SETA uzmanımızın bütün derdi Rusya'nın dengelenmesi; yani onun kadar güçlü bir gücün Ukrayna'da Rusya’nın karşısına dikilmesi.
Kim dengeleyecek, tabii ki Avrupa ve ABD. ABD, Rusya'yı durdurunca biz de rahatlayacağız.Kim bilir, belki de meydan bize(!) kalır; artık Asya bozkırlarında Amerika adına at oynatırız. Şimdi bu ABD ve Fetö planlarını Türkiye'nin önüne strateji diye koyan SETA'dan kuşkulanmaz mısınız? Türkiye'yi yöneten iktidar Asya 100 yılını ilan ederken bizim düşünce kuruluşu SETA, elinde Amerikan kılıcıyla Asya'ya saldırıyor.
O yazıya eklenen 3.madde ABD'nin önlerine koyduğu görevi açıklıyor. SETA'nın bütün faaliyetlerinde karşımıza çıkan İran'ı yayılmacılıkla suçlamaları, Uygur yalanları ile Çin’e saldırmaları; işte o 3. Maddedeki görevle ilgilidir. Bugün artık Türkiye'de Amerikancılık açıktan yapılamıyor;bunu herkes fark ediyor. Bu nedenle Amerikancılar da maskeleri ile karşımıza çıkıyorlar:"Türkiye her şeyi yapar, kimseye ihtiyacımız yok" gazlarıyla Türkiye'yi,dostluğuna ihtiyaç duyduğu ülkelere karşı kışkırtıyorlar.
Unutmamak gerekir ki bugün Amerikancılığın en belirgin hali Rusya, Çin ve İran düşmanlığıdır. Kim ki bu ülkelere karşı Türkiye'yi kışkırtıyorsa biliniz ki o Amerikan programının görevlisidir.HDP, Akşener ve Kılıçtaroğlu’nun Uygur merakı ve Putin’i diktatörlükle suçlamaları bu yüzdendir.Amerikancının kime yakın durduğuna, ne söylediğine bakmayın.Yaptığı işin ABD'ye hizmet olduğu RAND raporları ve Biden’ın önlerine koyduğu görevle sabittir.Türkiye bu emperyalist planlara alet olmayacak stratejik akla sahiptir. Bunlar Amerikancı muhalefetin Türkiye’ye dayattığı program ile aynıdır; bunları AK Parti'ye yakın(!) adamların söylemesi gerçeği değiştirmez. Bu program ABD'nin programıdır ve yenilmeye mahkumdur.