Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

Sağlık hakkı

Anayasa’nın 56. maddesi, devlete herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama görevi verir.

Yani kamu düzeni açısından bu mesele bir ulufe değil görev, vatandaş açısından da iane değil haktır.

Şüphesiz bu sistemin finanse edilmesiyle ilgili bir ihtiyaç da vardır. Zaten bu nedenle, çalışanların maaşlarından belli bir kesinti yapılır. Brüt ve net maaş arasındaki fark budur. Yani esasen çalışan bir birey, brüt maaşı üzerinden sigorta primini kendi yatırır.

Çalışamaz durumdakiler de elbet devlet tarafından karşılanacak bir sistem içerisinde sağlık hizmetini alırlar. Peki işsiz kalanlar için bu durum ne olacak? Çok teknik bir tartışma olmakla birlikte, yıllarca prim ödemesi alan devletin, işsiz insanların sağlık hakkını bedele bağlaması kadar akla da hukuka da aykırı bir düzenleme olamaz.

Çünkü istihdam alanı açmak da devletin diğer görevidir. Hem iş alanları açmaz, hatta görüşleriniz uymuyor diye bazılarını işsiz bırakır, ondan sonra da sistemin dışında kalandan prim isterseniz, bu da zaten yine anayasa maddesi olan sosyal devlet ilkesine terstir.

Fakat tüm bu terslikler bizim ülkemizde yaşanıyor. İşini kaybetmiş insandan , genel sağlık sigortası kapsamında sağlık primi istemek gibi, akla ve mantığa aykırı bir eylem içerisine girildi. Nitekim işini kaybetmiş, iş bulamayan insan, gelir kurgusu yaratamadığı için kendisine salma usulü verilen bu rakamları ödeyemedi.

Çalışırken aldığı televizyon ile buzdolabı bile başına bela olan bu işsizi, zengin sayan sistem, gelir testi dışında bıraktığı milyonlarca insana borç yazdı. Elbette tahsil edemedi. Çünkü zaten matematiksel olarak da tahsil edilmesi mümkün değildi.

Bu rakamlar bir yanda açık veren bütçeye kağıt üzerinde gelir yaratırken, seçim dönemlerinde de af adı altında oya tahvil edildi. Şimdi Sağlık Bakanı Müezzinoğlu yeni bir uygulamaya geçtiklerini açıkladı.

Bundan sonra gelir testi yaptırmaya gerek kalmayacak. 53 TL ödeyen herkes sağlık hizmetinden yararlanabilecek. Öncelikle çalışan ile çalışmayan arasındaki bu fark akla zarar. Yani çalışırken 53 TL ödenirse, bu haktan yararlanmak mümkün olabilecek mi? O zaman neden yüksek prim kesiliyor.

İşsiz ve geliri olmayan adamdan 53 TL istemek ise, geliri olmayan adama yeni borç yazmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Devlet anayasal görevi olarak istihdam yaratamadığı daha önceki çalışanına sağlık hizmeti vermek ve en kısa sürede de ona iş olanağı sağlamak durumundadır.

Bakanın ’53 TL verin, mesele kapansın’ yaklaşımı sadece şuna benzer: İşten atılmışsınız, biri gelip size diyor ki, senin borcunu bin TL’ye indirdim. İyi de benim böyle bir borcum yoktu ki... Önce borç yarat, sonra indirim yap, tahsil ettiğin kazanç, edemediğin seçim zamanı oy olarak dönsün.

Anayasal olarak görevlerini yerine getirmeyenlerin, anayasal hakkı bize satması; işsiz adamdan prim istemesi. Paran yoksa, oy ver, affedeyim demesi. Ne güzel memleket değil mi?

Çetin Ünsalan

sağlık hakkı