İstanbul Kanalı yerine
Ekonomimizin kritik bir süreçten geçtiği dönemde ulaştırma bakanımızın 15 milyar Dolar bedeli olacağını söylediği İstanbul Kanalı yapım çalışmalarına başlandı. Başlangıçta 15 milyar Dolar olduğu söylense de ilerleyen zaman içinde bunun maliyetinin artacağı çok açık.
Çünkü inşaat maliyetlerinin artışı kaçınılmaz. Doğal olarak bu artışlar maliyetlere yansıyacaktır. En iyimser tahminle bu maliyetin yaklaşık %30 fazlası ortaya çıkacaktır. Bu da demektir ki yaklaşık 20 milyar dolarlık bir maliyet söz konusu.
Bu maliyetin cebimizden para çıkmadan karşılanacağı söyleniyor. Yani yap-işlet-devret modeli ile başlangıçta para yatırımcılar tarafından karşılanacak, fakat sonuçta bu parayı ödeyecek olan Türkiye'dir. Ayrıca bu modelde yatırımcılara ne tür avantajlar sağlanacağı, ne tür garantiler verileceği de belli değil. Köprü ve otoyollarda yapıldığı gibi geçiş garantisi ile yapılacak anlaşmaların Türkiye’ye maliyetleri daha büyük olur. Tecrübelerimiz bu tür anlaşmalarda daha dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor. Basında söylendiği gibi yapılacak kanaldan yılda 1 milyar Dolar gelir beklentisi gerçekçi değildir. Zaten boru hatlarıyla petrol ve gaz transferi giderek artmaktadır.Boğaz trafiğinde artış değil azalma söz konusu. Böylesi bir ortamda geçiş garantisi ile anlaşma imzalamak Türkiye'nin hayrına değildir.
Diyelim ki bütün bunlara Türkiye katlanabilir; fakat en önemlisi İstanbul zaten nüfusu itibariyle nefes alamaz durumdadır. Trafik insanların en büyük çilesi haline gelmiş. Halihazırda İstanbul'da bir milyon civarında binanın deprem nedeniyle acil geri dönüşümü gerekmektedir. Bütün bunlar dururken İstanbul Kanalında ısrar etmek akla mantığa uygun değil. İstanbul'a daha fazla nüfus yığılması demek İstanbul'un sorunlarını daha da ağırlaştırır. Yapılan tahminlerde İstanbul Kanalı ile birlikte yaklaşık 2 milyon nüfusun daha İstanbul'a akması söz konusu. Böyle bir durum İstanbul'un sorunlarını çok daha zorlaştırır, Çözümsüz hale getirir. Bugün itibariyle yapılması gereken İstanbul'un nüfusunu azaltmak, Anadolu'ya göçleri teşvik etmektir.
Aslında yapılması gereken İstanbul Kanalına harcanacak 20 milyar Dolarla Anadolu'nun, Trabzon'dan Iğdır'a, Kars'a, Diyarbakır'a, Van’a, Erzincan'a, Sivas'a kadar İstanbul'a göç veren illerine yatırım yapmaktır. Her ile 500 milyon Dolar yatırım yapsanız Anadolu'nun 40 ilini İstanbul'a göç vermekten kurtarırsınız. Yapacağınız bu yatırım da Türkiye’nin tarımını, hayvancılığını birkaç yılda uçurur.
Türkiye’nin ihtiyacı üretime kaynak ayırmaktır.Kaynaklarımızın sınırlı olduğu, borçla kaynak yaratmaya çalışırken hayaller üzerine kurulmuş bir projeye 20 milyar Dolar harcamak Türk halkının kabul edebileceği bir şey değildir.Siz yabancılardan alacağınız borçla hovardalık, gösteriş yapacaksınız; faturayı Türkiye ödeyecek.
Kimse kusura bakmasın, yok böyle bir dünya.