Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

Freni patlamış ego

Görev yapmaya aday olan, eleştirilir. İcranın başındaki de öyle… Ama öyle bir memleket haline geldik ki, tüm kurumlar sessizliğe bürünmüş, sesi çıkan edepsizlikle suçlanıyor.

Danıştay toplantısında Başbakan Erdoğan ile Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu arasındaki diyalog da aslında bir ülkenin nasıl bir mantıkla yönetildiğinin çok açık kanıtı…

Çevresine ‘haklısınız tayfası’nı toplayan ve partisinden bile olsa eleştirilmeye tahammülü olmayan bir tek kişiyle karşı karşıyayız. Elbette bu sinir halinin ekonomik fiyaskoyla, siyasi yalnızlaşmayla ve aslında haksız olduğunu bilmekle direkt ilgisi var.

Yılları kapsayan bir biçimde, hukuk tanımaz bir yaklaşımla, herkese bilerek haksızlık etmenin, şimdi ise herkes tarafından terk edilmenin tepkisini yansıtıyor. Freni patlamış bir ego gibi hakaret ediyor.

Esasen dünkü Başbakan ile bugünkü arasında bir fark yok. Yani dün çiftçiye ‘ananı da al git’ diyenle, bugün Türkiye Barolar Birliği Başkanı’na ‘edepsiz’ diyen aynı kişi… Tek fark konjonktürün onu dışarı itmesi ve yalnızlaştırması…

Oysa daha yeni seçimden çıkmış, yüzde 44 oy almış, tek başına bir iktidarın tepesindeki bir ismin sakin olması gerekmez mi? Fakat Başbakan da demokrasinin sadece sandıktan ibaret olmadığının farkında…

Meydanlarda aksini söylese de, insanlara tahammül etmenin, yönetim biçimi demokrasi olan bir ülkede olmazsa olmaz kural olduğunu biliyor. Fakat anladığımız kadarıyla bunu içine sindiremiyor.

Sindiremediği durum mu, demokrasi mi bilinmez ama ‘haksızlık yapınca susacak mıyız’ derken, haksızlıkları dile getirenleri provokatörlükle suçlayan, ‘millet seni dinlemeye mecbur mu’ darken, her konuşması 12 kanaldan birden canlı yayınlanan, eleştiren herkesi siyasete davet ederek sivil toplum anlayışı olmadığını ortaya koyan bir kişi ile karşı karşıyayız.

Hepsinden kötüsü yaratılan sahte cennetin, aslında milletin cehennemi haline dönüşmeye başlamasıdır Başbakan’ı tedirgin eden… Sıcak parayla dağıtılan sadakalar ve ulufeyle sefaleti örten, ama bugünü yangına suyu kalmamış bir biçimde izleyen bir Başbakan…

Her söylediği tartışmasız kabul edilen bir partiyi yöneten, ama ülkenin kendi parti mensuplarından ibaret olmadığının farkında olmayan bir iktidar mensubu…

Sonuç mu? Freni patlamış bir ego, kontrolden çıkmış bir iktidarın başı, kendisine doğruları söyleyecek tek bir dostu kalmayan bir insan ve doğruyu söyleyen herkesi de düşman olarak nitelendiren bir yaklaşım. Başbakan Erdoğan bilmeli ki, bu hem sağlıklı, hem de sürdürülebilir değil.

Çetin Ünsalan

Freni ego