Milletvekilliği, sen nelere kadirsin!
Aşağıdaki satırlar AKP’nin açılımdan sorumlu bakanı Beşir Atalay’a ait değil. Bu sözleri Başbakan Ahmet Davutoğlu da sarf etmedi. Boşuna akil (!) adamlara da bakmayın, onlara da ait değil! Selahattin Demirtaş, Hatip Dicle, Bölücübaşı Abdullah Öcalan da bunları söylemedi. Önce, akil (!) Kadir İnanır’ın bile inanamayacağı söylenenlere bakalım, daha sonra söyleyenleri konuşuruz.
"PKK veya PYD’nin Türkiye Cumhuriyeti ile olan ihtilafları ayrı bir konudur. Fakat orada bir ölüm-kalım savaşı veren, hak ve hukukunu korumaya çalışan bir Kürt halkı var. Bu yapılanma içinde çok farklı gruplar, dinamikler olabilir. Onlar bir araya gelip insanlığı tehdit eden IŞİD’e karşı mücadele ediyorlar. Dolayısıyla bu noktada PKK ya da PYD üzerinden söylem geliştirerek oraya sahip çıkmamak, destek vermemek kabul edilemez bir şeydir"
Bu satırları, noktasına virgülüne dokunmadan Ulusal Kanal’ın internet sitesinden aldım. İsterseniz, üzerinde biraz tartışalım. “Türkiye’nin PKK ve PYD ile ihtilafları ayrı konudur!” söylemi, sanki aralarında, bazı konularda uzlaşma, bazı konularda derin görüş ayrılıkları var anlamına geliyor. Sayın vekilim, arada ihtilaf falan yok, savaş var! En az otuz bin vatan evladının kanı yerde duruyor. Herhalde Mars gezegeninde ikamet etmiyorsunuz!
“Hak ve hukukunu korumaya çalışan Kürt halkı var!” diyorsunuz. O zaman uluslararası hukuka giriş ders notlarına göz atmak gerekiyor. O topraklar BM’ye Suriye olarak tescil edilen bir ülkeye ait. Batı Kürt Devleti kuruldu da bizim mi haberimiz olmadı! Siz, kimin hak ve hukukundan bahsediyorsunuz?
IŞİD insanlığı tehdit ediyor da PKK memeli hayvanlar ve yenilebilir bitkileri mi tehdit ediyor? Herhalde yoğun yasama faaliyetleriniz nedeniyle devletimizin bastırıp dağıttığı PKK’nın hunharca öldürdüğü bebeklerimizin resimlerini de görmediniz! Bebek katili Apo” söylemini de mi duymadınız! Bu durumda size bir uzman sorusu yöneltme hakkım bulunuyor: Efendi ABD söyleyince “insanlığa tehdit” olan, “Mehmetçik şehit olduğunda” neye tehdit olur? Biraz karmaşık bir soru değil mi?
Efendim, “Oraya (Arap Pınarı/Kobani) destek vermemek kabul edilemez bir şeydir!” buyuruyorsunuz. Herhalde Mehmetçik’in sırtından efelik yapmayı düşünmüyorsunuz. Yeni CHP yönetimi ve bu düşüncede olan partililerin elinden tutan mı var? Toplanın ve orada insanlığın yüce değerleri için savaşın! Herhalde içinizden bir Lord Byron çıkar! Aşağıdaki satırlar da bire bir Ulusal Kanal’dan. Ya Ulusal Kanal olmasaydı…
"Maalesef tarih boyunca Kürt grupların birbiriyle çekişmekten, tam bir dayanışmayı sergileyememekten dolayı büyük kayıpları olduğunu biliyoruz. Artık bunu aşmak gerekir. Son bir kaç gündür o bölgeden gelen haberler umut verici gerçekten. Fakat IŞİD o bölgede bertaraf edildikten sonra da bunu daha ileri boyutlara taşımaları gerekir. Irak Kürdistanı, Rojava Kürdistanı, o yerleşik halklar da kendi iradeleriyle buna karar verecekler"
Efendim, çok özür dilerim ama izninizle araya gireceğim. Galiba bir yanlışlık oldu. Siz, yerel Kürt parlamentosunun değil, TBMM’nin sayın bir vekilisiniz. Kürtler dayanışma içinde mi yaşayacak, kavga mı edecek, onlara bırakalım. Müjde veriyorsunuz: Barıştılar. Coşku içindesiniz, “Irak Kürdistanı ve Rojava Kürdistanı” daha ileri boyutlara taşıyacaklar! Neyi taşıyacaklar efendim?
Efendim, algılama yetilerimin zayıflığına bağlayın ama sizden öğrenmek istediğim bir konu vardı. Maruzatımı arz edebilir miyim? Acaba, sizin bu dayanışmaya davet ettiğiniz Kürtler, bizim, yani sizin vekil olduğunuz ülkenin güneydoğusunu ne olarak isimlendiriyorlar? Maazallah, bu taşıma işi bizim buralara kadar uzanmasın! Herhalde, Dersimli Kemal’in Dersimi’nin karambole gitmesini istemezsiniz! Eğer, taşıma su ile değirmeni döndürmeyi başarıp bizim buralara uzanırlarsa, sizin tarihi bilgilerinizin ışığında, tam bir dayanışmayı sergilemeleri için, hangi konuları aşmaları gerekecek!
Bu sözlerin sahibi anlı şanlı yeni CHP yönetimine yakın milletvekillerimizden Atilla Kart. Anayasa Komisyonu’ndaki değerli (!) çalışmalarını yakından izlemiştik. Bu demecini Barzani’ye yakın “Basnews”a veriyor. Ulusal Kanal, radarına giren bu haberi avucumuzun içine bırakıveriyor.
Yeni CHP, emperyalizmin yönlendirdiği siyasi Kürtçü politikalara ölümüne destek vermeye başladı. Elimizden bir şey gelmiyor. Sussak gönül razı değil, söylesek tesiri yok! Sadece içimizi döküyoruz. Ne diyelim, hayırlı ve uğurlu olsun!
Parti’nin yönetimini ele geçiren küçük bir grup bu kulvarda altıncı viteste tam gaz yol alıyor. Onlara bir şey demiyorum da yaklaşan seçimler nedeniyle sesini çıkarmayan ya da ekmek dağıtan bu grubun gözüne girmek için “kraldan çok kralcı” olan Türk milletvekillerini anlamakta güçlük çekiyorum.
Onlardan ümidimi kestim. Parti’nin üyelerine ve seçmen tabanına kısaca şunu söylemek istiyorum: “Çıkmaz bu yol bir yere!” Hannibal gibi, “Ya bir yol bulun ya bir yol yapın!” Aksi halde 705 ile başlayan numaraların nerede biteceğini hiç kimse kestiremez! Benden söylemesi…
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr