Ali Rıza Taşdelen
Ali Rıza Taşdelen Paris

Fransa güçlü bir NATO'dan yana

NATO Zirvesi, 14 Haziran 2021’de Brüksel'deki NATO karargâhında gerçekleşecek. ABD Başkanı Joe Biden seçildikten sonra ilk kez bir NATO Zirvesi’ne katılacak. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, bu zirvenin “Avrupa ile ABD arasındaki bağın kalıcı bir örneği olan NATO’yu güçlendirmek için eşsiz bir fırsat” olacağını ifade etti.

Stoltenberg, Trump döneminde Avrupalı liderlerle gerilen AB-ABD ilişkilerinin düzeleceği umudunu taşıyor.

STOLTENBERG’DEN MACRON’A ÖVGÜ

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, NATO Zirvesi’nin hazırlığı çerçevesinde ilk ziyaretini Paris’e yaptı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile Elysee Sarayı’nda bir araya gelerek yaptıkları ortak açıklamada bir birlerine iltifatlar yağdırdı. Stoltenberg Macron’a “Avrupa ve Kuzey Amerika'nın birlikte çalışmasına olan bağlılığı için” teşekkür etti.

ABD’nin ısrarla öne sürdüğü, savunma harcamalarına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 2’sini ayırmasını övdü.

Fransa’nın, “Transatlantik İttifakın merkezinde yer aldığını, NATO'nun (Rusya’ya karşı. Y.N.) Estonya'daki çok uluslu savaş grubunun önemli bir parçası olduğunu” ifade etti.

Fransa’nın, “Afrika’nın Sahel bölgesinde binlerce askeriyle teröre karşı mücadelesine saygılarımı sunuyorum” dedi. Çin ve Rusya’ya değinmeden olur mu? Stoltenberg, “Rusya ve Çin gibi ülkelerin otoriter baskılarına karşı kurallara dayalı uluslararası düzene saygı duyacaklarını” ifade etti. Ve elbette Ukrayna’yı da konuştuklarını belirterek “Rusya'nın hala Ukrayna içinde ve çevresinde son tırmanıştan öncesine göre daha fazla askerlerinin bulunduğunu ve bu yüzden barışçıl bir çözüme ihtiyaçlarının olduğunu” vurguladı. Ukrayna’yı Avrupa ve Rusya arasında her an patlamaya hazır çıbanbaşı yapan ABD ve NATO’nun barıştan söz etmesi ne komik. Ukrayna kışkırtmasında Rusya’nın dik durması ve ordusunu teyakkuza geçirmesi karşısında geri adım atan NATO’nun Genel Sekreteri “Aynı zamanda, Rusya ile iki yönlü savunma ve diyalog yaklaşımımıza bağlı kalmaya devam ediyoruz” demekten de kendini alamadı. Ve sonuç olarak Macron’a “Transatlantik bağın bu kadar güçlü bir destekçisi olduğunuz için teşekkür ederiz” diyerek açıklamasını bitirdi.

MACRON: ‘'NATO’YU GÜÇLENDİRELİM’'

Macron, “Atlantik İttifakını yeniden canlandırmak istiyoruz ve bunun için bütünlüğe ve sorumluluğa ihtiyacımız var” diye söze başladı. “Müttefiklerimiz, Fransa'nın güvenilir bir müttefik olduğunu biliyor” hatırlatmasında bulunarak “Ordularımız Levant'ta (Batı Asya’da) olduğu gibi Sahel'de terörizme karşı savaşıyor ve NATO'nun Estonya'daki ileri varlığına katılıyoruz” diyerek NATO’daki görevlerini sıraladı. NATO’ya bağlılığını ifade ettikten sonra, dilinden hiç düşürmediği ama bir arpa boyu kadar yol alamadıkları “Avrupa'da stratejik istikrarı inşa etmenin” önemine dikkat çekti. Bu çabanın NATO’yu tamamlayıcı bir girişim olduğunu belirtti: “Avrupa egemenliği, İttifak’ı güçlendiren bir sorumluluk projesidir. Ve bazılarının bunu hala rekabet” olarak görmesinin doğru olmadığının altını çizdi.

NATO’YA TÜRKİYE SİTEMİ

Hatırlayalım, Macron NATO’nun Londra Zirvesi öncesi, ünlü İngiliz dergisine “Şu anda yaşadığımız NATO’nun beyin ölümüdür” değerlendirmesinde bulunmuştu. NATO üyesi olan Türkiye’nin, Rusya’dan S-400’leri almışve bağımsız bir şekilde Suriye’nin kuzeyinde ABD-İsrail terör koridorunu yarmak için PKK/PYD’ye karşı Barış Pınarı Harekâtını gerçekleştirmişti. İşte Macron’un NATO’ya kızgınlığının nedeni buydu. Özet olarak şöyle ifade etmişti:

“ABD, kendi kafasına göre hareket ediyor. ABD ile NATO üyesi ülkeler arasında bir koordinasyon yok. Suriye’de ortak çıkarlarımız var ama NATO üyesi Türkiye bizimle koordinasyon içinde olmadan saldırgan eylemlerde bulunuyor. ABD Suriye’deki Kürt müttefiklerini terk ederek NATO’ya zarar verdi. Erdoğan tarafından yürütülen bu saldırı NATO’ya büyük bir zarar vermiştir.” Macron Stoltenberg’e Türkiye sitemini şöyle dile getirdi: “Bu, son yıllarda Suriye’de, Doğu Akdeniz’de, Libya’da, Kafkasya’da ya da NATO içinde kritik öneme sahip olan silah sistemlerinin birlikte işlerliğinde olduğu gibi, diğer müttefiklerin güvenlik çıkarlarına aykırı ulusal çıkarlar peşinde olmamayı gerektiriyor.” Macron, Stoltenberg altını çizse de Rusya ve Çin’den bahsetmedi. Çünkü Fransa’nın bir ayağı Asya’da diğer ayağı Atlantik cephesindedir. Ama Asya cephesinde de net politikalara sahip değildir. Rusya ile Çin’in arasını açma çizgisi izlemektedir. Bu tutumu güçlü bir NATO ve Atlantik Cephesi isteğinden kaynaklanmaktadır.

abd türkiye rusya çin afrika avrupa nato Macron ab Kürt Londra Atlantik kafkasya GSYİH