Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

Süreç uzarsa hastayı kaybedeceğiz

Asgari ücret pazarlığıyla ilgili görüşmeler neticelendi ve net 2 bin 825 TL olarak belirlendi. Elbette bundan sonraki süreçte, yani onaya kadar ufak tefek değişiklikler olabilir. Ama önemli olan üçlü sac ayağından bu rakamın çıkmış olması. Öncelikle şunun altını çizelim ki, en fazla iki ay sonra açlık sınırının altında kalacak bu rakamla vatandaşın geçinebilmesi mümkün değil. Bunun kredi ödemelerinden iç piyasadaki hacmin daha da daralmasına kadar bir çok etkiyi de beraberinde getireceğini bugünden belirtmek lazım. Ayrıca bu ortamın TL dışı tasarruf eğilimini arttıracağını da...

Yani bu rakamlarla bir insanın da, bir miktar üstünde ailenin de geçinmesi olanaksız. Asgari geçim oranlarıyla bu rakam 3 bin TL'nin üzerine çıkabiliyorsa, ortada çok büyük bir sorun var demektir. Alım gücünü hızla kaybeden vatandaşın gerçek olmayan enflasyon verisi üzerinden yapılan artışlarla 2021 yılını daha da zor geçireceğini şimdiden belirtmek lazım. Ama madalyonun tersine baktığınızda bilhassa küçük işletmelerin bu oranları bile karşılayacak gücü olmadığını hatırlatmakta fayda var.

2 bin 825 TL üzerinden hesapladığınızda bunun işverene maliyeti 3 bin 577 TL, aile bazında baktığınızda bu maliyet 4 bin TL'nin üzerine çıkabiliyor. Peki işin bu tarafını ne yapacağız? Bu bize büyük bir işsizliğin ya da işsizlikten de kötü olan ücretsiz izinlerin hayatımızda daha çok konuşulacak başlıklardan biri olacağını anlatıyor. Çünkü ortada işletmeler açısından da iç açıcı bir durum yok. Hafta sonunda Ekonomi Gazetecileri Derneği olarak yine Anadolu'nun sesine kulak verdik. Ne yazık ki oradaki durum da çok hoş sinyaller vermiyor. Toplantının konukları TİM Başkan Vekili, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım ile Sinop Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salim Akbaş idi. Her üç başkan da şehirlerine ve bölgelerine ilişkin bilgi aktarırken, ortak dile getirdikleri bir konu küçük esnafın nefes alamayacak noktaya geldiğiydi. Pandemi başta olmak üzere son süreçte yaşananlardan hizmet sektörünün ciddi anlamda etkilendiğini belirten Sinop Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salim Akbaş şunları söyledi:

“Yedek akçesi olmayan, günlük kazanıp, günlük yiyen insanlardan söz ediyoruz. Virüsün etkilerini sadece hizmet sektörü mü oluşturuyor? Sadece kapatıyoruz. Oysa yaz aylarında hijyen ve önlemlere yönelik bu insanlar yatırım yaptılar. Ardından yine kapattık. Mart gibi yapılandırma yeniden bozulur. Mevcut durum bunu anlatıyor.” Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım ise çok daha net bir uyarı yaptı. Küçük işletmelerin nekahet dönemine ihtiyacı olduğunu vurgulayan Yıldırım “Hasta büyük bir operasyondan çıktı. Bu süreç uzarsa, hastayı kaybederiz” dedi. Çok net bir uyarıydı. Ben de e-haciz uygulamasını hatırlattım. Gaziantep'ten yükselen ses, piyasaları bekleyen büyük tehlikenin de habercisiydi. Gaziantep Ticaret Odası Başkanı dedi ki: “Kamuya olan borçlar için olduğu söyleniyor. Ama bankaların bu konuda disiplin altına alınması lazım. 3 bin TL'lik haciz için, hesaptaki 500 bin TL'yi bloke ediyorlar.” Bu gerçekten çok kritik bir konu. Çünkü bir yanda ödemeler zincirinin kırılmasını tetikler, diğer tarafta bir firmanın batmasına dahi neden olur. Mehmet Tuncay Yıldırım, küçük esnafın halinin sıkıntılı olduğunu belirterek, 2020 yılında pandemiyle birlikte yapılan ötelemelerin 2021 Ocak'ta başlayacağını hatırlattı. Yıldırım, “Henüz bir para kazanılmadı. Keşke 2021'nin altıncı ayına tarih verilseydi. Bu haliyle sorun çıkacağı açık” diyerek bugünden önlem alınması gereğine işaret etti. TİM Başkan Vekili, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi, Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç da “Kira yardımı yapılıyor ama bunlar durumu kurtarmaz” dedi. Hizmet sektörünün sıkıntılı olduğunun bir kez daha altını çizdi. Tek bir çekte sorun yaşayanın bile sicilde problemle karşılaştığının da altını çizen Kıvanç, KGF üzerinden kademeli bir sistem uygulamasına dair önerisini hatırlattı. Buna göre sicilinin durumuna göre faiz oranı ve kredi miktarı farklılaşan bir sistemkurulmasından söz ediliyor. Esasen ben de tartışılabileceğini düşünüyorum. Velhasıl kelam tüm başkanların söylemlerini dikkate alır, sorunun küçük esnafı da kapsayan hizmet sektöründe şiddetlendiğini düşünürsek ortaya şu sonuç çıkıyor. Vatandaşı 2021'de işsizlik ya da ücretsiz izin ile gizli işsizlik tehlikesi yine bekliyor.

Diğer yandan bu şartlar altında, eğer bir düzenleme yapılmazsa, bırakın mevcut asgari ücreti ödemeyi, ortada zaten yanında adam çalıştıracak firma bulmakta güçlük çekeriz. Bir yanda alacağı rakamla geçinmesi mümkün olmayan, açlık sınırında yaşamaya mahkum edilen insanlar, öte tarafta maliyetler sırtına yüklenirken iş hacmi çökmüş bir müteşebbis kesimi. Çık çıkabilirsen işin içinden. Bu fotoğrafta fedakarlık yapmayan kim? Hibe niteliğinde, nokta atışı destekler vermeyen, vergi ve primlerinden geri adım atmayan ekonomi yönetimi. Bence günün sonunda bu paralar zaten tahsil edilemeyecek. Bir başkanın ifade ettiği gibi 5 yılda 4 kez yapılandırma çıkarılıyorsa, ortada sistemsel ve oransal bir hata var demektir. Ama asıl taşın altına elini sokması gerekenin hiç sesi de çıkmıyor, ücret pazarlığında da dahli yokmuş gibi davranıyor. Oysa gerçekçi olmayan enflasyondan, ödemez oranlara kadar işin bu noktalara gelmesinde bire bir sorumlular. Lakin sessizce aradan sıyrılma hesabı yapıyorlar. Bu gidiş, gidiş değil.

çetin ünsalan