Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

Lokomotif e-ticaret mi?

Türkiye’nin sonuç odaklı yapısı kimi zaman avantaj ama çoğu zaman özü kaçıran bir dezavantaj olarak karşımıza çıkıyor. Bilhassa pandemi sürecinde ‘reklamları izlediniz’ cinsinden bir e-ticaret kahramanı yaratıldı.

Elektronik ticaret önemli mi? Elbette önemli ama sadece tüm yeni ekonomiyi bunun üzerinden okuyor olmak, aslında meseleyi eksik anladığınızı gösterir. Şüphesiz temelde büyük bir sorunumuz var.

Şayet ekonomiye yön verenler, sanayici kültürüyle değil de, meselelere kısa vadeli tacir kafasıyla bakıyorsa en iyi ihtimalle günübirlik başarılar elde edersiniz. O başarı da genellikle başarana aittir; bizler payımız olmadan sahip çıkmanın yollarını ararız.

Türkiye’nin bir kadın tarafından kurulan ilk decacornu Trendyol bunun en güzel örneği… Kişisel bir başarı öyküsü… Ama bunun üzerinden ülkede sanki bir dijital devrim yapmış edasıyla ortaya çıkmak birbirimizi kandırmak olur.

Ekonomiyi çok da doğru okuyamayan bu kabine içerisinde Bakan Varank’ı yaklaşımları nedeniyle ayrı bir yere koyuyorum. En azından iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Ama bir şeyin kültürünü benimsemeden kısa yoldan zengin olmanın hayallerini kurar ve Millet’e de bunu anlatmaya kalkarsanız orada eksik, hatta hatalı bir yaklaşım sergilemiş olursunuz.

Tüm yeni ekonomiyi e-ticareti lokomotif olarak göstererek anlatırsanız, ki Bakan Varank bunu yaptı, orada ülkeye iyilik değil kötülük edersiniz. Çünkü elektronik ticaret bir iş yapış modeli. Sizin dönüşmeniz gereken varolan bir modeli kullanarak bir kaç başarı elde etmekle sınırlı değil.

Yeni ekonominin lokomotifinin düşünce sistemindeki değişiklik olduğunu, bunda da eğitim politikalarının kritik rolü bulunduğunu görmezseniz, ancak al-satçı olursunuz. Yani bilgiyi kullanan değil, üreten olmayı hedeflemelisiniz ki bunun da temeli insan kaynağıdır.

Halen Çin’den kapılması muhtemel işleri hedef gösterip, ucuz işgücüyle ekonomik şahlanma yaratacağını zannedelenler; hatta şahlandığımızı söyleyenler tarihi bir yanılgı içerisindedir.

Türkiye’nin ekonomide başarı için çok sesliliğe, farklı düşencelere, madde kadar sosyal değerlere, hukuka, üretmeye, yaratıcılığı geliştirmeye ihtiyacı var. Kimsenin görüşünü açıklayamadığı, yenilik sunanın aklıyla alay edildiği, ama günün sonunda sadece para kazananların alkışlandığı bir bakış açısıyla yeni ekonomide bulunacağımız tek yer gelişmemiş ülkeler ligidir.

Bu nedenle Bakan Varank’ın iyi niyetli olduğunu düşünerek, yaklaşımını gözden geçirmesini ve sanayi, teknoloji politikalarını oluştururken de tacir gibi değil, sanayici gibi düşünmesini tavsiye ediyorum. Yoksa bu treni de kaçıracağız.

türkiye çin ekonomi mustafa varank Sanayi teknoloji politika