Metin Akgerman
Metin Akgerman Köşe Yazısı

Hindukuş Dağları çağırıyor!

Afganistan’da 40 yıldır süren savaş önümüzdeki dönemde sona erebilir mi?

Amerika, Afganistan’dan askerlerini çekeceğini açıkladı ve Taliban ve bölge ülkeleri ile görüşme halinde. Önümüzdeki aylarda İstanbul Konferansı’nda Taliban ve ilgili ülkeler masaya oturup barış yolunda çözüm arayacaklar. Afganistan konusunda Türkiye topa girmeli mi yoksa girmemeli mi? Girecekse nasıl girmeli? Bu yazı, bu soruya cevap aramaktadır.

Vefa İstanbul’da bir semtin adı mıdır?

1) Türkiye Cumhuriyeti’ni ( Daha kurulmadan TBMM olarak) ilk tanıyan devletler Sovyetler Birliği ve Afganistan’dır. ( 1 Mart 1921 Türkiye-Afganistan Dostluk anlaşması) (3)

2) Bu anlaşma aynı zamanda bir savunma anlaşması niteliğindedir. 1919 yılında Afganistan, Sovyetlerin desteği ile İngilizlerden bağımsızlığını kazanmış, Atatürk Türkiye’si ile ilişkiler en üst seviyeye çıkartılmış ve İstanbul işgal altında iken savunma anlaşması hükümlerini kapsayan bu anlaşma imzalanmıştır.

3) Ankara’da Afganistan büyükelçiliği açılışında ( 10 Temmuz 1921) Afgan bayrağını bizzat Atatürk çekmiştir.(1)

4) 18 Ağustos 1920’de Atatürk tarafından imzalanan belge ile Afgan Krallığı’na temsilci atanmıştır. Atanan temsilci Çanakkale’de savaşmış daha sonra Türk ordusuna katılmış bir Afgan’dır.(1)

100 yıl önce olduğu gibi, bugün de, anlaşma metninde açıkça belirtildiği üzere Türkiye ve Afganistan ortak çıkarlara sahiptir.

Kim nasıl bir Afganistan istiyor?

Türkiye, Çin, Pakistan, İran. Bu ülkelerin Afganistan konusundaki çıkarları büyük ölçüde örtüşüyor. Tüm bu ülkeler barış, istikrar, huzur ve refah içinde bir Afganistan istiyorlar.

Çin, Orta Asya ülkelerindeki kaynaklara ulaşım istiyor. Orta Asya ülkeleri de Çin’e Afganistan üzerinden ulaşabilmek istiyor. Çin, Kuşak Yol projesini Afganistan’dan da geçirebilmek, İran ve Türkiye üzerinden, yani tarihi ipek yolu üzerinden yolunu geçirmek istiyor. Bu yol hem daha çok nüfus ve ekonomik potansiyel bölgelerinden geçiyor hem daha kısa, hem de iklim şartları olarak ticarete daha uygun. Ayrıca Çin, yabancı güçlerin kontrolünde bir Afganistan ile kendi Sincan bölgesinde karışıklık yaratılmasını istemiyor.

Türkiye’de İran ve Afganistan üzerinden Çin’e ulaşımı aynı sebepler ile arzuluyor. Bu yol oluşturulabilirse mal, hizmet ve insanların bu bölgede dolaşımı daha ucuz ve hızlı hale gelecek ve ilgili bölge ekonomileri gelişecek.

Pakistan, Afganistan’ın doğal ortağı olan bir ülke. Afganistan’ın en kolay denize ve ticaret limanlarına ulaşımı Pakistan üzerinden. Afganistan’daki sorunlu durum çözüldüğünde elbette Pakistan ile ticari ve sosyal ilişkiler artacak.

TAPI isimli, uzunca yıllardır Afganistan’daki sorunlardan dolayı bitirilememiş bir gaz hattı projesi var. Türkmen gazı Afganistan’a, Pakistan’a ve Hindistan’a satılacak. Tüm bölge ülkelerinin refahını artıracak bu proje de Afganistan’ın normalleşmesini bekliyor.(4)

Rusya’nın duruşu nedir? Rusya’nın öncelikle Amerika ile yarım kalan bir Afganistan hesabı var. Rusya’nın adı Afganistan konularında pek geçmemekle beraber muhtemelen Rusya, Taliban üzerinden Amerika ile hesabını kapatmakta. TAPI benzeri gaz projelerinin Rusya’nın menfaatine olduğunu söyleyemeyiz ancak Rusya’nın kısa vadeli ticari çıkarlarını bir kenara bırakırsak uzun vadeli stratejik ve ticari çıkarları istikrarlı ve Amerikan etkisinden kurtarılmış bir Afganistan yönünde.

Hindistan’ın çıkarları konusu daha çetrefilli bir konu. Hindistan ile Pakistan arasında Keşmir bölgesi sorun var ve bu konu Hindistan’ın, Pakistan ve kısmen Çin ile aynı cephede olmasını zorlaştırıyor. Keşmir denen bölgeyi tutmak demek Çin’in Orta Asya ülkelerine açılmasını engellemek demek, kuşak yol projesinin güney koridorunu engellemek demek ve Çin’in Doğuşunun okyanusa erişimini kısıtlamak demek. Yani Keşmir bölgesi, Amerika için Çin’in gelişimini durduracak stratejik bir noktadır ve bu çözümsüzlük karşılığında Hindistan’ın Amerika’dan önemli ticari tavizler koparacağını öngörebiliriz. Hindistan bu büyük oyunda Amerika cephesinde durmaktadır fakat güçlü şekilde bağlı değildir. Hindistan muhtemelen bir gün iplerini kopartacak ve konumlanmasını düzeltecektir.

Amerika, Afganistan konusunda nerede durmaktadır? Amerika’nın menfaatleri istikrarsız ve Amerika kontrolünde bir Afganistan gerektiriyor. Çin’in batıya çıkışının durdurulması gerekli, bölgedeki gaz projelerinin, kuşak yol projesinin engellenmesi veya geciktirilmesi gerekli. Hindistan’ın Asya ülkeleri ile entegre olmasının engellenmesi gerekli. Sonuç olarak, Afganistan’ın Amerikan işgalindeki son 20 yılında, Amerika’ya bağlı bir hükümet ve bir ordu kurulmuş olduğunu görüyoruz

Sahada kimler var?

Afganistan’da sahada Taliban var. Amerika’nın eğitip donattığı Afgan ordusu var. Amerika’nın iktidara getirdiği bir hükümet var. Taliban Amerika’yı işgalci olarak görüyor ve hükümeti de işbirlikçi olarak tanımlıyor ve hepsiyle savaş halinde. Afganistan’da nüfusun önemli bölümü şehir dışındaki dağlık ve kırsal bölgede yaşıyor ve bu bölgeler büyük oranda Taliban kontrolünde. Taliban vergi topluyor, haşhaş üretimi ve ticareti yapıyor, çeşitli ülkelerden destek alıyor ve kendine göre bir adalet dağıtım sistematiği var.

Afganistan hükümeti ise büyük şehirler başta olmak üzere ülkenin bir bölümünde kontrole hakim ve büyük oranda dış destek alıyor. Taliban’ı Pakistan tarafından desteklenen ve başının ezilmesi gereken bir terör örgütü olarak görüyor. ( Pakistan Taliban’ı desteklemediğini söylüyor). Hükümet Amerika’ya minnettar. Her fırsatta Afganistan için hayatını kaybeden Amerikan askerleri ve Amerika tarafından yapılan maddi yardımlar minnet ile anılıyor.

Türkiye’nin Rekabet Avantajı noktaları

Türkiye’yi Afganistan’da eşsiz yapan konu Afganlıların Türkiye’yi en güvenilir ülke olarak görmeleri. Türkiye’nin eğittiği hiçbir Afgan askerinin ülkesine ihanet etmediğini söylüyorlar. Türk askerinin hiçbir Afgan’ı öldürmediğini söylüyorlar. Afganistan’da toplumun her kesiminde Türkiye bir numaralı güvenilir ortak.

Afganistan’da konuşulan temel diller İran kökenli diller fakat mezhepsel olarak Afganların 80% kadarı Sünni. Bu durum Türkiye ile potansiyel olarak güçlü ilişki işareti veriyor.

Afganistan’da en kötü senaryo ne olabilir?

Amerika “vazgeçtim, çekilmiyorum” der ve iç savaş kötüleşerek yıllarca devam eder. Veya, Amerika çekildikten sonra Taliban şehirlere girer, katliam gerçekleştirir, kadın hakları ve seçim tabanlı demokratik sistemler rafa kaldırılır, ülkenin altyapısı çökertilir, Taliban içinden bir molla veya şeyh emirliğini ilan eder, ülke İslam emirliği adı altında taş devrine döner ve milyonlarca insan Pakistan, İran, Türkiye, Avrupa’ya sığınmacı olarak akar. Afganlıları bazı dış güçler paralı militan olarak, cihat adı altında bölge ülkelerini istikrarsızlaştırmakta kullanırlar. Sonucunda da birtakım ülkeler tekrar Afganistan’a istikrar ve barışı sağlamak için asker göndererek müdahale eder veya ülkenin başına Amerikancı bir savaş lordu NATO desteği ile getirilir.

En iyi senaryoda ne olabilir?

Amerika askerlerini çeker. Afganistan’da barışçı bir geçiş dönemi sağlanır. Amerika’nın ülkeye yerleştirdiği politik, askeri, ekonomik mekanizmalar, barış ve uyum içinde milli unsurlar tarafından dönüştürülür. Geçiş döneminde ülkenin altyapısı korunur. Taliban dahil ülkedeki tüm unsurlar politik mecrada temsil edilir, ülkede hükümet tarafından yetkilendirilmemiş ve elinde silah ile sokağa çıkan kimse kalmaz. Uyuşturucu üretimi, ticareti ve kullanımı sonlandırılır. Şehirlerdeki modern hayat ve kırsaldaki daha geleneksel hayat biçimlerinin devamını sağlayacak bir uzlaşı bulunur. Anayasa konusunda gerekiyorsa bir düzenleme yapılır. Güçlü ve kapsayıcı bir hükümet kurulur. Modern bir Cumhuriyetin yeşermesine olanak sağlayacak hukuki, siyasi ve ekonomik zemin hazırlanır. Beklemekte olan gaz, petrol, altyapı vs. projeleri hızla sonuçlandırılır. Afganistan Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri ile iyi ilişkileri olan, gelişme yolunda ilerleyen bir ülke haline gelir. Birkaç sene içinde ülke doğal güzellikleri ile bir turistik çekim merkezi olur.

Kabil Havalimanı’nı Türk askeri korumalı mı?

Son NATO zirvesinde, Türkiye’nin Kabil Havalimanı’nın güvenliğini sağlaması konusu görüşülmüş. Anlaşılan Türk hükümeti de NATO da bu işe gönüllü. NATO, bu vesile ile Kabil’deki başta elçilik personeli olmak üzere personelinin korunmasının güvencesini arıyor. Aksi taktirde elçiliklerin bir bölümü kapanabilir. Türkiye ise Afganistan’a barış gelmesi konusuna destek olmak için bu göreve talip ve NATO’dan bu işin faturasının karşılanmasını muhtemelen istiyor.

Türkiye eğer günün sonunda Afganları dağlarda SİHA’lar ile bombalar hale gelmeyecekse ve tüm Afgan kesimlerinin oluru ile bu göreve gelecek ise neden olmasın. Kabil’den diplomatların kaçmasının Afganistan’a bir faydası olmayacaktır. Diğer taraftan Taliban’ın bu işe sıcak yaklaşmadığı biliniyor. Bu hassas konunun Taliban ile görüşülerek halledilmesi lazım.

Türkiye asla Amerika’nın çıkarlarının bölgede silahlı bekçisi yapılmamalıdır çünkü bu çıkarlar büyük ölçüde Afgan halkının çıkarları ile çelişmektedir.

Zavallı Afganistan’ın Türkiye’ye faydası olabilir mi?

Afganistan zavallı bir ülke değildir. 40 senedir savaş halindedir. Tarihte kolonize edilememiş nadir ülkeler arasındadır. Bugünkü fakir durumu, geleceğe yönelik yanlış değerlendirmeler yapılmasına yol açmamalıdır. Afganistan eninde sonunda bu savaşı kazanacak, birlik halinde gelişme yoluna girecektir. Türkiye’nin dünyada gerçek anlamda müttefik sayısı azdır. Afganistan’ın kötü gün dostu müttefik olma potansiyeli vardır.

Politika Önerileri

1) Afganistan’ın barışı konusunu Türkiye, en öncelikli dış politika konuları arasına almalı ve en üst seviyede bu politikalar desteklenmelidir. Afganistan’a hem TBMM den hem başkanlık kabinesinden en üst seviyede destek mesajları ve ziyaretleri yapılmalıdır.

2) Afganistan büyükelçiliğimiz ve bölge politikasındaki diğer kritik büyükelçiliklerimiz olan İran, Pakistan ve Çin büyükelçiliklerimiz güçlendirilmelidir. Yetkin personel ve bütçe imkanları artırılmalıdır. Ortak çalışabilecekleri süreçler kurulmalıdır.

3) Taliban’ın merkezi şehirlerine gerekli diplomatik unsurlar yerleştirilmeli ve Amerika sonrası dönemin geçiş politikaları konusunda mutabakat hem Kabil hem Taliban çevreleri ile sağlanmalıdır.

4) Pakistan, Çin, İran ve (kısmen) Rusya ile Afganistan politikaları konusunda mutabık kalınmalı ( zaten çıkar örtüşmesi var) ve olası çözümlerin daha sonra en azından bu aktörler tarafından bozulmaması sağlanmalıdır.

5) TAPI başta olmak üzere bekleyen tüm gaz, petrol ve altyapı projeleri yeni dönemde hızlandırılmalıdır.

6) Bölgede başarılı diplomasi için nitelikli ve bölgesinin uzmanı diplomatlar görevlendirilmelidir. Afganistan elçimiz, Avrupa ülkeleri ve NATO konularında tecrübelidir. 2 senede bir Avrupa elçilikleri arasında zıplatılmıştır. Yeni görev yeri olan ve bambaşka bir dünya olan Afganistan’da muhtemelen öğreneceği çok şey olacaktır. Pakistan elçimiz de benzer bir profildedir. Bölgedeki diğer kritik pozisyon olan İran elçimiz ise kariyerinin önemli bölümünü Konya ve Ankara arasında geçirmiş bir akademisyendir. Özgeçmişine nedense Dışişleri web sitesinde yer verilmemiştir (“Hiç bakmayın daha iyi” mesajı vermişler). Bölgedeki herhangi bir stratejik projenin ( misal doğal gaz projesi) en az 8-10 sene sürdüğünü düşünürsek, 2 senede bir yer değiştirilen elçiler ile işimiz kolay olmayacaktır. Elbette Devlet kadrolarında son dönemlerdeki hızlı değişiklik mecburiyeti anlaşılır bir durumdur ve diplomatlarımıza güvenimiz tamdır.

ASKERİ

7) Afganistan ordusuna zamanı geldiğinde Türk ordusu eğitim ve ekipman sağlamalıdır ve Afgan ordusu içindeki ABD etkisi sınırlandırılmalıdır.

8) Afganistan’ın 2001 işgalinden itibaren koalisyon güçlerinin kaybı 3500 kişi. İlk sırada 2350 kayıp ile Amerika var. Türkiye ise 15 şehit ile 14. Sırada. Şehitlerimizi bu vesile ile şükran ve minnet ile anıyoruz. Bunların içinde 12 kişiyi 2012 de Kabil yakınlarında düşen (veya düşürülen) helikopterde kaybettik. 2009’da ise tuhaf bir trafik kazası ( veya planlı eylem) ile Afganistan’daki Türk görev gücü komutanımız kurmay Albay Faruk Sungur’u kaybettik (5). İki olayın da geriye yönelik olarak en ince detayına kadar etraflıca araştırılması ve raporunun yayınlanması uygun olacaktır.

9) Yerli savunma sanayi firmamız BMC’nin “Tulga” isimli yeni bir zırhlı SUV aracı mevcut. Bu sınıfta Türkiye’de üretilen ilk araç olduğundan Afganistan’da ilgili elçilikler ve kurumlar tarafından bu aracın kullanıma alınması ve rüştünü ispat etmesi uygun olacaktır. Aynı şekilde yerli helikopter ve Hürkuş uçak projelerimiz için de Afganistan’ın coğrafyası ve Kabil’deki olası yeni NATO görevi önemli kullanım fırsatları sunmaktadır. Hindukuş dağlarında başarılı olacak hava araçlarımızın her yerde başarılı olacağını düşünebiliriz.

10) Mayın temizliği konusu diğer önemli işbirliği alanıdır. Azerbaycan’a ihraç edilen yerli mayın temizleme araçlarına Afganistan’da da önemli görevler düşecektir.

11) Türkiye’nin Aksungur gibi yeni İHA’larının menzili Türkiye’den Afganistan’a uçup geri gelmeye uygundur. İran veya Türkmenistan’ın ve Afganistan’ın uçuş izni vermesi durumunda keşif ve haritalama amaçlı uçuşları başlatmakta fayda olabilir. Türkiye’nin ileride Afganistan ile ilişkilerinin gelişmesi durumunda narkotik konusunda Türkiye suçlanabilir. Bu durumun engellenmesi için her ay Afganistan’ın narkotik açıdan değerli resimlerinin çekilmesi uygun olacaktır. Türkiye’nin gözlem uyduları da Afganistan sahasındaki gelişmeleri kayıt altına almalıdır. İran ve Türkmen geçişleri sağlanamaz ise Katar’dan kaldırılacak İHA’lar Pakistan üzerinden Afganistan’a geçirilebilir.

12) Amerika’nın silah sanayisinin Afganistan’daki rolünü hafife almamak lazım. ABD ordusu Afganistan’da dağı taşı son teknoloji akıllı dronlar ve mühimmatlar ile yıllarca bombaladı. BBC haberine göre Afganistan uyuşturucu sanayi araştırmacısı Dr. David Mansfield, Amerikalıların haşhaş üretimi ile mücadele bahanesi ile bombaladıkları yerleri inceledi ve derme çatma çadır ve barakaların bombalandığını tespit etti (2). Her biri on binlerce dolar olan bu akıllı mühimmatların ne amaç ile tüketildiği soru işareti. Benzer şekilde “dağı taşı F-16 lar ile bombalama” ve ABD’deki bir avuç firmaya yeni mühimmat, uçak bakım parçaları vs. siparişleri geçme konusunu bizim milletimiz de eski dönemlerden hatırlar.

NARKOTİK

13) Afganlıların haşhaş bağımlılığı üzücü derecede yüksek seviyededir. 2000 yılında Taliban iktidarı döneminde, Taliban lideri uyuşturucu konusunda BM ile işbirliği yaptı ve haşhaş üretiminin ve kullanımının İslami olmadığını belirterek yasakladı. Yasak toplumda çok etkili oldu ve sonuç verdi ancak 2 sene sonrasında Amerikan işgali ile beraber üretim, ticaret ve tüketim hızla artışa geçti. Afganistan bugün haşhaş üretiminde 90% ile dünya lideri ve tüketim bağımlılığı konusunda da en üst sıralarda. Belli ki bazı ülkeler, resmi bütçelerinden fonlayamadığı faaliyetleri bu tür gelir kaynakları üzerinden fonlamakta ve kontrollerindeki aktörlere gelir aktarmakta. Türkiye’nin yapması gereken, Afgan halkı bu işe noktayı koyarken yanında durmaktır. Türkiye’de yakın tarihinden bu uyuşturucu işinden hangi grupların (hem terör sahasında hem politik sahada hem de ekonomik aktörler arasında) beslendiğini defalarca tecrübe etmiştir ve sanırsam aklı başına gelmiştir. Kaldı ki Türkiye, son dönemde sadece transit ülke değil aynı zamanda tüketim pazarı haline getirilmek istenmiştir. Kırmızı çizgi bu alanda çoktan aşılmıştır. Son dönemde İçişleri bakanlığımızın bu alandaki samimi ve başarılı operasyonlarının devamlı olması sağlanmalıdır. ABD ile Taliban arasındaki anlaşma metinlerinde narkotik konusunda tek satır olmaması ayrıca ilginçtir. Pakistan ve İran’da çok yüksek uyuşturucu kullanımı oranlarına sahiptir.

LOJİSTİK

14) Mevcut Amerikancı Afganistan hükümeti Afganistan’ın Avrupa erişimini büyük oranda Türkmenistan ve Gürcistan üzerinden yapmaya çalışmaktadır. Afganistan’ın Akdeniz ve Avrupa’ya erişimi için İran üzerinden Türkiye hattı önceliklendirilmelidir ve Mersin ile İskenderun limanlarına bağlantı kurulmalıdır.

15) Yeni İran yönetimi ile İran geçişli lojistik hatları konusu mutlak şekilde çözülmelidir. İran coğrafyası Türk ticari araçlarının transit geçişlerine sınırsız ve fiziki gümrük kontrolü yapılmadan geçişlere ( aracı durdurmadan risk değerlendirmesi ve elektronik denetim yapılmalı) açılmalıdır. İran’a da aynı haklar verilebilir.

16) Afganistan’ın fakirliği yenmesi için mutlak suretle en hızlı ve ucuz yoldan çevre limanlarına erişimi sağlanmalıdır. Afganistan’ın dağlık yapısı zaten ülke içi ulaşımı yavaş ve pahalı hale getirmektedir. Üzerine sınır geçişi ve yabacı ülke liman ücretleri eklendiğinde Afganistan’ın malını rekabetçi şekilde limanlara ulaştırabilmesi iyice zorlaşmaktadır. Afganistan’ın komşu ülkeleri ile bu sorun çözülmeli ve Afganistan’ı dünyaya bağlayacak limanlara erişimi kolay, hızlı ve ucuz hale getirilmelidir.

17) Kuşak Yol projesi Afganistan ve İran üzerinden Türkiye’ye ulaştırılmalıdır. Gerekli demiryolu yatırımları yapılmalıdır.

TİCARET

1) Afganistan’ın 3 Trilyon USD maden ve mineral zenginliği tespit edilmiştir. Ayrıca kuzey Afganistan’da petrol ve gaz bulunmuştur. Maden ve mineraller için önemli yatırım gerekmektedir ancak en kolay şekilde zenginlik sağlayacak, çıkarması nispeten kolay olan kaynaklar petrol, gaz, bakır, kömür ve demir madenleridir. Afganistan ekonomisine maksimum gelirin yaratılacak şekilde bu kaynaklar geliştirilmelidir.

2) Afganistan’daki zengin mineral ve maden yataklarının önemli bölümü son 20 sene içinde ABD jeoloji birimleri ( USGS) tarafından keşfedilmiştir. Bu derece yoğun dağlık bölgesi olan her yerde az çok mineral yatakları mevcuttur. Türkiye’nin doğusunda neden benzeri araştırmaların yapılamadığı üzerine düşünülmesi gereken bir konudur. Acaba bu çalışmaları sadece Amerikalılar mı yapabiliyor?

3) Türkiye Afganistan ihracatında 1% ile 6. Sırada, ithalatında ise 2,5% ile 8.sırada. Hem ithalat hem ihracatta ilk iki sırada BAE ve Pakistan gelmekte. Bu tablo, Türkiye’nin Afganistan politikalarında ne kadar başarısız olduğunun açık bir göstergesi. İstatistiklerde BAE olarak görünen ticaretin muhtemelen önemli kısmı İran mallarından oluşuyor.

4) Uranyum ve Toryum yataklarının Taliban’ın güçlü olduğu Kandahar bölgesinde olması kaderin bir tesadüfü müdür? Bu kaynakların ekonomiye kazandırılması sağlanabilir mi?

5) Türk Şeker Fabrikaları tarafından Afganistan’ın şeker kamışı üretilen bölgelerine bölgesel kalkınmayı sağlayacak şeker fabrikası kurulması uygun olabilir.

6) Afganistan’ın büyük şehirlerine Türk kamu ve özel sektör şirketleri ofis açmalı, Afganistan’ın üretim kapasitesinin artması sağlanmalıdır. Öncelikle Afganistan’ın iç ticaretinin geliştirilerek ülkedeki refahın artması diğer taraftan ihracatın artırılması hedeflenmelidir. Afganistan’da ticari potansiyeli ve üretimi yüksek olan safran, nar, kayışı, Antep fıstığı, mermer, üzüm, kayısı, el dokuması hali gibi ürünlerin Türkiye üzerinden ihracatı kolaylaştırılmalıdır.

7) Safran ticaretine özel proje yapılmalıdır. Safran’ın kilosu dünya pazarlarında 2500 EUR/kg civarındadır. Afganistan safranı için gerekiyorsa kooperatif kurulmalı, özel hologramlı ve güvenli kapaklı ambalajlar yapılarak markalı ihracatı sağlanmalıdır. Afganistan safranının dünya pazarlarına ulaşımı için THY ile proje geliştirmek uygun olur. Türk yemeklerinde de safran kullanımı artırılarak Afganistan’a kaynak girişi artırılabilir.

8) Afganistan’daki bazı nadir metallerin ekonomik değeri yanında stratejik değeri de mevcuttur. ABD başta olmak üzere batılı ülkeler, elektrikli araçlarda kullanılan bazı nadir metal kaynaklarının dünyadaki rezervlerini Çinlilere kaptırdıkları için kalan kaynakların kontrolü için yarışmaktadır. Bu kaynakların Afganistan halkından kaçırılarak peşkeş çekilmesi önlenmelidir. Lityum ve Berilyum kaynaklarında ortaklıklar ile Türkiye’deki elektrik otomobili bataryası projeleri ve havacılık endüstrisine hammadde sağlanabilir.

9) Afgan balı, muhtemelen haşhaş tarlaları etkisinden dolayı bizim Hakkari balı misali makbul bir bal olabilir. Organik ve kaliteli olan bal üretimleri, Safran misali THY tarafından markalı ve sertifikalı şekilde dünyaya havayolu ulaşımı ile pazarlanabilir

10) Afganistan’daki aşırı yoksulluk, altyapı eksikliği gibi durumlardan ötürü ekonomiyi canlandırmak üzere mikro kredi uygulamaları belirli bölgelerde denenebilir. Maksat Afgan vatandaşına üretim konularında girişim başlatması için can suyu kaynağını sağlamak olmalı. Bu amaç ile hem küresel kurumların fonları hem ulusal fonlar kullanılmalı. Afganistan’da Türk banka şubeleri açılmalı.

11) Afganistan’dan batılı ülkelere göçmüş çok sayıda iyi eğitimli kişi mevcuttur. Bunların bir kısmı Afganistan’a dönüş yaparak ülke kalkınmasına katkı sağlayabilir, bir kısmının ise birikimlerini Afgan bankalarında tutarak ülke gelişimine destek olmaları sağlanabilir.

12) Afganistan için yabancı kurum ve devletlerin sağladığı yardım fonlarının ve yatırımın ( son 20 yılda 100 milyar USD) taşeron firmalara dağıtılması konusu yozlaşmanın olduğu kara delik bir konu. Bu fonların sağlıklı dağıtılması ve yabancı taşeronların cebinde tekrardan yurtdışına çıkartılması önlenmeli ve Afganistan’ın refahını artıracak şekilde kullanılması sağlanmalı. Yardım fonlarının ihalesi şeffaf bir süreç değil. Alan firmalar işi yapmayıp birbirlerine işi taşere edebiliyorlar. Bu konularda soruşturmalar açılmalı. Afganistan’da ihale alan Türk firmaları da mercek altına alınmalı ve bu firma bilgileri şeffaf şekilde kamuoyu ile paylaşılmalı. Orta Asya, Türkistan bölge ülkelerine gidip ihaleler alıp milyarder olarak dönerek, proje partilerinde Türk siyasetini tasarlamaya çalışan aktörleri hepimiz tanıdık. Papaz her gün pilav yer mi? Afgan pilavı dahi olsa yemez.

13) Erzurum ve Herat kardeş şehirler ilan edilerek bu bölgelere ticaret merkezleri kurulabilir. Erzurum Türkiye’den Afganistan’a gidecek malların birleşme ve işleme noktası olur, Herat ise Afganistan’da aynı görevi yapar. İki şehir karayolu ticaret filoları ile bağlanabilir. Herat ve Erzurum havalimanları arasında ucuz işletme maliyeti olan ( pervaneli?) uçaklar ile hava koridoru kurulabilir. Herat başta olmak üzere Afgan şehirlerine Afgan tarım ürünleri karşılığında Türk sanayi ürünlerinin takas edileceği takas pazaryerleri kurulabilir.

14) Türkiye’deki ikinci el kamyon, kamyonet, otobüs, beyaz eşya, traktör, televizyon vs ürünlerinin Afganistan’a hibe edilmesinin veya tarım ürünleri ile takas edilmesinin sağlanacağı bir ticaret anlaşması yapılabilir.

15) Afganistan’ın zengin ve yaygın kaynakların bir diğeri kömürdür ve ellerinde kazma ile kaçak kömür kazılarının yapılması yaygındır. Bu ilkel madenlerde çocuk işçi kazaları maalesef yaygındır. Türkiye’deki linyit kaynaklarından daha verimli olan bu kömür yataklarının hem madencilik hem enerji üretimi alanında ekonomiye kazandırılması gereklidir.

ALTYAPI

16) Afganistan elektrik enerjisinin 70% dan fazlasını başta Özbekistan ve İran olmak üzere civar ülkelerden ithal etmektedir. Batı Afganistan bölgesinde yüksek rüzgar enerji potansiyeli mevcuttur. Hidroelektrik potansiyeli de yatırım beklemektedir. Türkiye bu konularda tecrübelidir ve gerekli müteahhitlik desteğini sağlamalıdır.

17) Kardemir firmamız bu sene Afganistan’a demiryolu rayı ihracatına başladı. Afganistan’ın hem şehirlerinin birbirine bağlanmasında hem zengin mineral yataklarının demiryoluna bağlanmasında işbirliği potansiyeli büyüktür.

EĞİTİM

18) Eğitim konusunda Afganistan’da akla hangi kurumlar geliyor? Elbette Amerikalılar işgalin ilk yıllarında bir Amerikan üniversitesi kurdular. Bizim tarafa bakarsak, bizde Afganistan’da farklı şehirlerde 20 tane okul kurmuşuz. Tahmin ediyorum eski feto okulları bunlar. Diğer Orta Asya’daki feto okulları hangi amaç ile kurulduysa, bunlar da aynı amaç ile kurulmuştur. 2018’de Afgan-Türk Maarif Vakfı’nı kurmuşuz ve okulları vakfın üzerine geçirmişiz. Mevcut durum nedir bilemiyorum, ancak okulları yakın denetim altında tutmakta fayda olacaktır. 2020 başında RTE’nin Afganistan’da kurulacak ve M.C. Rumi’nin adının verileceği Türk-Afgan üniversitesi açıklaması olmuştu. O iş acaba nasıl gidiyor? Afganistan’daki Amerikan Üniversitesi ile eğitim ve yetenekleri çekme anlamında rekabet etmek hedefleniyor mu? Amerika’nın yerleştirdiği mevcut hükümetin kabiliyetlerini hafife almak yanıltıcı olacaktır. Misal Afganistan ulusal güvenlik danışmanı Hamdullah Mohib, İngiltere’de doktorasını bitirmiş bir bilgisayar mühendisidir. Mevcut görevinden önce, Kabil’deki Amerikan Üniversitesi’ne atanmıştır. Amerika’nın liyakatli kamu personeli kullanımı konusunda çekingen olmadığını söyleyebiliriz.

19) Afganların yabancı dil öğrenmeye yatkınlığı bilinmektedir. Türkçe’nin yabancı dil olarak öğretilmesi uzun vadede ticari ve sosyal ilişkileri olumlu geliştirecektir.

20) Mevlana Celaleddin Rumi önemli bir ortak kültürel değerdir ve bu temada ortak kültürel projeler geliştirilebilir.

21) Afganistan’da Arap alfabesi kullanılmaktadır. Latin alfabesine tam veya kısmen geçilmesi konusunun okul yazarlığa etkisi konusu değerlendirilmelidir.

GAZETECİLİK

22) Afganistan’a gidip sahadaki askeri liderler ile, Taliban ile görüşen Türk gazeteci kimler var? Akla ilk usta fotoğrafçı ve gazeteci Coşkun Aral geliyor. Bir kuşak sonrasından ise Mehmet Genç ( Youtube: Rotasız Seyyah) var. Coşkun Aral ‘ın röportajı Penşir Aslanı Ahmed Şah Mesud ile. Şah Mesud Kuzey İttifakı Lideri. 11 Eylül 2001 saldırılarından hemen önce 9 Eylül’de öldürülüyor. Mehmet Genç ise 2017’de Afganistan’a gidip Taliban ile görüşüyor. Bu röportajlardan ne öğreniyoruz?

a. Mehmet Genç dağda, afyon tarlaları arasındaki Taliban merkezine gidiyor ve bir kısmı Türkçe konuşan talibanlar bulup yeşil çay içiyor. Bu Türkçe konuşan talibanlar Afganistan’daki feto okullarında Türkçe öğrenmişler. İlginç değil mi? Bu okulların amacı ne zaman talibana eleman yetiştirmek oldu? Belki şu yurtdışındaki feto okullarının mezunlarının ve öğretmenlerinin neler yaptığı konusunda daha yakın bir takip ve düzenli buluşma gibi etkinlikler gerekli.

b. Afganistan’daki yabancı işgal askerleri Afganistan da farklı yerlere üsler kuruyorlar ve köstebek deliği gibi o bölgeleri kazıp ne buldularsa çıkartıp götürüyorlar.

c. Afganistan’daki müzeler yabancı askerler tarafından yağmalanıyor ve Afganistan’ın tüm tarihi eserleri yurtdışına asker bavulunda götürülüyor. Bu bavulları aramaya Afgan güçleri yetkili olmadığı için bavula doldurup rahatça uçak ile götürüyorlar. Yağmalanan tarihi eserler ve kazılıp götürülen Afgan zenginlikleri konusunda gerekli soruşturmalar yapılmalı. ABD başta olmak üzere gerekli davalar açılmalı ve hem eserler geri getirilmeli ve gerekli tazminatın ödetilmesi sağlanmalı. Elbette aklımıza M.Akşener’in içişleri bakanlığı sonrasında gelen içişleri bakanı tarafından yapılan “İncirlik tarihi eser kaçakçılık operasyonu” geliyor ( Haziran 98). Operasyonda Roma, Bizans, Osmanlı dönemine ait tarihi eserler, sikkeler, mühürler, bilezikler ele geçirilmişti. O güne kadar kim bilir ne kadar tarihi eserimiz Amerikan askerleri tarafından bavullar ile İncirlik üssünden yurtdışına kaçırıldı? Benzer olaylar ABD’nin işgal ettiği hemen tüm ülkelerde yaşandı. Bu konu BM seviyesinde soruşturmaya konu edilmelidir.

d. Afganistan’a giriş için vize konusu problemli bir konu. İlgili diplomatik görüşmeler yapılmalı ve vize konusu kolaylaştırılmalı. Herat’tan havayolu ve karayolu ile girişte kapıda vize imkanı sağlanmalı.

e. Hindukuş dağlarında Afganlar en ilkel yöntemler ile madencilik yapıyorlar. Dinamit ile kaya patlatıp, patlamanın ardından parçalanmış değerli taşları toplayıp satıyorlar. Bu işlerin daha güvenli ve değerli taşları parçalamadan yapacak yöntemlerin Afganlara öğretilmesi sağlanmalı. Türk jeoloji uzmanlarının bölgede çalıştırılması ve eğitim vermeleri faydalı olacaktır.

DİĞER

23) Afganistan’ın zengin ve az araştırılmış fosil yatakları, Afganistan ve Türkiye’deki Doğa Tarihi müzeleri için zengin kaynaklardır. Keşfedilmeyi bekleyen tarihi eserlerin potansiyeli de yüksektir. Müzecilik konusunda işbirliği yapılmalıdır.

24) Afganistan’da Türk dizilerinin potansiyeli yüksektir. Belki bazı sahnelerin sosyal dokuya uyarlanarak ve yerel dillere çevrilerek Afganistan’a pazarlanması, kültürel ilişkileri geliştirebilir.

25) Afganistan ile ilgili diğer çarpısı gösterge ise nüfus artış hızının yüksekliği. 2000 yılında 20 milyon olan ülke bugün 40 milyon oldu. Asya, Avrupa ve Amerika’da bu kadar hızlı nüfusu artan ülke pek yok. Haliyle çok genç bir nüfus var. Sosyal ve ekonomik politikaların bu hızlı artış ve genç nüfus yapısı ile uyumlu olması gerekiyor.

26) Afganistan Suriye’den sonra en çok sığınmacı ihraç eden ülkedir. Ülkeden göç eden 3 milyonu aşkın Afgan’ın hayat koşullarının iyileştirilmesi için ilgili ülkeler ile destek politikaları geliştirilmelidir.

27) Afganistan’da sabit telekom altyapısı zayıftır ancak GSM şebekesi fena değildir. Afgan halkında akıllı telefon hızla yayılmaktadır ve Türkiye’nin halka ulaşmak ve barışı kolaylaştırmak için özel cep telefonu uygulamaları geliştirmesi uygun olur.

TALİBAN

28) Taliban’ın masum özgürlük savaşçıları olduğu konusu hayli şüpheli bir konudur. Piyasa değeri yıllık 70 milyar dolar olan uyuşturucunun büyük kısmı Afganistan’da Taliban gözetiminde veya izni altında üretilmekteyken Taliban’ın bağımsızlığından, erdeminden bahsedilebilir mi? Taliban’ın yapısı homojen değildir ve birçok farklı Taliban grubu mevcuttur. Hangisi kimin kontrolünde pek belli değildir. Şehirde kazanılan 100 USD maaş iyi bir maaş iken Taliban’ın dağlardaki maaşı 300-400 USD’dır. Taliban içlerindeki yabancı paralı militanlar konusu ayrıca şüpheli durumdur. Kim ödüyor bu insanların parasını? Hangi hizmet karşılığında bu paralar ödeniyor? Afganistan’ın geleceğinde ne Taliban, ne Amerika’nın yerleştirdiği mevcut yönetimin baskın ağırlığı ideal senaryo değildir.. Muhtemelen en iyi seçenek, tüm grupların temsil edildiği ancak baskın idarenin yabancı ajanların etkisi dışındaki Afgan halkı temsilcilerinde olduğu bir yönetim olabilir. Böyle bir yapının kurulması için ise Türkiye en güvenilir aktör olarak elini taşın altına koymalı ve gerekiyorsa köy köy, Taliban dahil, ilgili kesimler ile anlaşmalıdır. Bu anlaşmalar sırasında yerel liderlere sunulabilecek, bol havuçlu, az sopalı seçenek paketleri hazırlanabilir. İlk akla gelen havuçlar, çocukların Türk okullarında eğitime kabulü, aile yakını hastaların Türkiye’deki hastanelerde tedavisi ve köy okuluna, camisine destek olabilir.

TURİZM

29) İngiltere’de konuştuğum Pakistanlı bir taksi şoförü bana yazın İngiltere’den Pakistan’a arabası ile gittiğini söylemişti. Yani adam tüm Avrupa’yı geçmiş, Türkiye’yi ve İran’ı geçmiş ve Pakistan’da evine gitmiş, birkaç ay kalmış ve aynı şekilde geri dönmüş. Türkiye’de bu tür sınır geçişli tatil seyahatleri pek normal değildir ancak bu tür seyahatleri Türkiye’nin doğusundaki ülkelere doğru mümkün kılacak düzenlemeler yapmalıyız. Sosyal ve turistik ilişkilerin artması kaçınılmaz olarak ekonomik gelişmeyi, barışı ve Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini artırmasını sağlayacaktır. Her sene birkaç bin binek aracı dahi turistik amaç ile Afganistan’a, en azından Herat’a gönderebilirsek, birkaç sene içinde ekonomik etkisini hissederiz. Ayrıca Afganistan ile ticari ve sosyal ilişkilerin gelişmesi demek, Türkiye’nin doğu illerinin de kalkınması demektir.

Sonuç olarak Afganistan’ın tarihindeki önemli bir kırılma noktasına yaklaşıyoruz. ABD askerinin çekilmesi şüphesiz gerekiyor, diğer taraftan kimlerin kontrolünde olduğu pek de belli olmayan Taliban’ın geçiş döneminde ülkeyi taş devrine döndürme ihtimali mevcut. Türkiye, diplomasi, ticaret, sosyal, askeri tüm kartlarını iyi oynayabilirse, Afganistan’da tüm gruplar barış ve uyum içinde kapsayıcı bir hükümet idaresine yumuşak bir geçiş yapabilir. Bu süreci sabote etmek isteyen aktör çok olacaktır. Mevlüt Çavuşoğlu’nun ustalık dönemindeki performansını yakından takip edecek ve destekleyeceğiz. Türkiye sürece müdahil olmaz ise Afganistan için kötü senaryonun oluşması kuvvetle muhtemeldir.

(1) https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ataturk-afgan-halkinin-kalbindedir/961681

(2) https://www.bbc.co.uk/news/world-us-canada-47861444

(3) https://tr.wikipedia.org/wiki/Türkiye-Afganistan_İttifak_Antlaşması

(4) https://en.wikipedia.org/wiki/Turkmenistan–Afghanistan–Pakistan–India_Pipeline

(5) https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kaza-degil-75220

abd türkiye Afganistan kabil Türkiye Afganistan Kabil havalimanı Türkiye Kabil Havalimanı