Biden'dan malumun ilanı
Ülkemizde sağolsun küreselciler öyle bir iklim yaratmışlar ki, siyasette ve medyada ABD başkanları veya yetkililerinin ne diyeceği, bizim ne diyeceğimizden daha önemli hale gelmiş.
Bunun en bariz örneğini Biden'ın Türkiye'ye saldırıyı başlatan soykırım yalanı içerikli açıklamalarının öncesinde gördük.
Kimse biz ne diyeceğiz diye düşünmedi?
Kimileri ne diyecek diye iddiaya girdi, kimileri ise meleklerin cinsiyetini tartışır gibi günlerce gözlerini ABD kamuoyuna çevirdi.
Sonuçta beklenen oldu. Beklenen dediğimize bakmayın; malumun ilanıdır yapılan açıklama...
Nedir o malum?
Trump ABD'si, emperyalizmin yenilgisini gördü ve ABD'yi çöküşten kurtarmak adına daha içe dönük, emperyal politikaların bazılarından taviz vermek suretiyle saldırgan ABD kimliğini biraz yumuşatmak zorunda kaldı. Bunda Türkiye, Suriye, Rusya, İran, Çin ve Venezuela gibi ülkelerin direnişinin etkili olduğu ve ABD'nin mafya sisteminin çökmekte olduğunun kabul edilmesinin de tuzu biberi olduğu bir gerçek.
Gelelim Biden politikalarına...
Göreve gelir gelmez ‘’Amerika geri dönüyor’’ dedi
Türkiye'ye, Rusya'ya, Çin'e, İran'a ilişkin politikalarını açık etti. Türkiye'de muhalefeti destekleyeceğini de açık bir şekilde ifade etmiş oldu. Son bir çırpınışla Türkiye’yi ve bölgemizi tehdit edecek yeni adımları atmaya başladı. Yunanistan’ın ABD üsleri ile donatılması, Ukrayna’yı Rusya’ya karşı harekete geçirme denemesi, Suriye’de PKK’yı desteklemeye ve güçlendirmeye devam etmesi bu adımlara en somut örneklerden…
Bu hazırlık bir plana işaret ediyor. ABD daha saldırgan davranacak. Türkiye’de içerideki müttefikleri olan ‘’Dostlarla İttifak’’ projesi de ABD’ye yardımcı olacak adımları hızlandırdı. Yaratıcı Yıkıcılık planının düğmesine basıldı.
Geçtiğimiz aylarda yaşana çoğu gelişme de bunu ispatlıyor.
Biden’ın düğmeye basacaktı elbette, bu kadar hazırlık boşuna değil.
Soykırım yalanına sarılarak da hedefini gerçekleştirmiş, hücum borusunu öttürmüş oldu. Biden’ın söyledikleri bundan ibaret.
BOCALAMANIN FATURASI TÜRKİYE’YE KESİLİR
Yazının başında anlatmaya çalıştığımız gibi Biden ne diyecek diye beklerken birileri boş boş oturdular. Kaldı ki tehdidi de yanlış gördüler, müttefiklerinden böyle bir açıklama gelmesinin üzüntüsüne kapıldılar. Müttefiklik kelimesine dikkat etmek lazım önümüzdeki günlerde ABD’nin fiilen zaten müttefik olmadığı gerçeğinin resmi olarak da daha gür bir sesle ifade edildiğini göreceğiz. Biden ‘soykırım’ demeseydi de yukarıda çizdiğimiz tehdit Türkiye’nin önünde olacaktı. Başka bir vesile ile bu hücum emri verilecekti. Biden’a ne yanıt vereceğiz? Cevabını bekleyen soru bu?
Kınamakla mı yetineceğiz yoksa ABD’nin eylem planına karşı kararlı bir duruşla harekete mi geçeceğiz?
Savaşlarda sözler değil, mermiler sayılıyor…
İncirlik Üssü’ne el koymak, HDP’nin acilen kapatılması, KKTC’nin tanıtılması ve Kırım politikasının değiştirilmesi, komşularla barış politikasının daha da güçlendirilmesi…
Haricen de zayıf karnımız olan ekonomideki sorunları çözmek…
Masada duran seçenekler bunlar. Milletimiz de bu seçenekleri uygulayanlarla birlikte olacak.
Bocalamaya son verip, çözüme sarılacağız.
Sözün ötesi budur!