Ha Ali, ha Veli…
AKP’de genel başkan adayı Binali Yıldırım oldu. Öncelikle kendileri için hayırlı olsun. Bu bir partinin iç meselesidir; bizi de çok ilgilendirmez. Ama aynı ismin Başbakan olacağı gerçeğinden yola çıkınca insan mercek tutma ihtiyacı hissediyor.
Yıldırım’ı bakanlığından tanırım, oturup sohbetlerimiz de olmuştur. Ne yapıp ne yapamayacağına karar vermek içinse beklemek lazım. Fakat bazı gerçeklerin de altını çizmeden, bir takım soruları da sormadan geçmek mümkün değil.
Kendini kraldan çok kralcı zannedenler de bir nefes alsın. Çünkü bugüne kadar Ulaştırma Bakanı iken ilk ağızdan istediğimizi sorabildik Binali Yıldırım’a toplantılarda. Hoşuna gitse de gitmese de nezaket içinde yanıtladı.
Fakat Yıldırım’ı şimdilik bir kenara koyarsak, ismi açıklanır açıklanmaz partinin mevcut genel başkanı ikinci plana atıp, sosyal paylaşımlarda, resmi sayfalarında Binali Yıldırım’ı öne çıkarması bir nezaketsizliktir.
Kendi içindeki insana, ki o kişi halen genel başkan, bu nezaketsizliği gösterenin, ‘kral öldü yaşasın yeni kral’ diyen bir anlayışın, bugüne kadar nezaketsizliğinden yakınmış olmamız ise sanırım bizim saflığımız. Hep AKP’liler saf olacak değil ya…
Gelelim daha genel başkan seçilmeden, Başbakan ilan edilen Yıldırım’ın durumuna. Çok şaşırtıcı değil, çünkü aynı şamata Ahmet Davutoğlu için de yapılmış, genel başkan olmadan Başbakan ilan edilmişti. Bu da yasalara karşı saygının göstergesi… Aynı fotoğraf tekrarlandı.
Peki gelişi aynı olan Binali Yıldırım’ın gidişi de aynı olur mu? Olmaması için her şeye ‘evet’ der mi? Mesela bu kabinenin Beştepe altında ezilmemesini nasıl sağlayacak? Ekonomiden dış siyasete kadar birçok konuda karar alabilecek mi? Yani hükümet olacak da iktidar olabilecek mi? Davutoğlu ne kadar olduysa o kadar.
Fakat dünyada ekonomik anlamda fırtınalar koparken, bölgemizde yıllarca yapılan yanlışların faturası önümüze gelmişken, Binali Yıldırım görüşlerini benimsemiş bir kabineyle mi çalışacak, yoksa yine Beştepe’nin bakanları, Yıldırım’ın bakanları, küresel sermayenin bakanları filmini mi izleyeceğiz? Muhtemelen bu sayı ikiye düşecek. Beştepe’nin bakanları ve küresel sermayenin bakanları.
Çok geniş kapsamlı sorular sorup, seçilmemiş, ama daha genel başkan seçilmeden Başbakan ilan edilmiş ismi yormayayım. Tek bir sual yönelteyim. Binali Yıldırım hangi bakanlarla çalışacağını biliyor mu?
27 Mayıs'tan sonra Cemal Gürsel hem devlet başkanı, hem de Başbakan’dır. Kabineyi kuruyor. Gazeteciler basın - yayın bakanını merak ediyorlar. “Bakan kimdir?”
Gürsel düşünüyor, adını bir türlü hatırlayamıyor : “İyi bir arkadaştır” diyor.
Gürsel sadece bakanın adını hatırlayamamış. Binali Yıldırım bakanın kim olacağını biliyor mu? İtiraz edebilecek mi? O zaman niye vakit kaybediyoruz? Ha Ali, ha Veli ne fark eder?
Çetin Ünsalan