Dava açmayı düşünen var mı?
Düşünün ki bir ülkede sanayicisiniz ve dolar ile alım yapıyorsunuz. Yıl içerisindeki riskinizi tahmin etmek, yatırımlarınızı yönlendirmek, satın alma işlemi yapmak için ne yaparsınız? Ülkenizin konuyla ilgili en güvenilir kurumu olan Merkez Bankası’nın tahminlerine bakarsınız.
Yine düşünün ki tüketicisiniz. Paraya sıkışmışsınız ve dolarla borçlanıp, borçlanmama konusunda kararsızlık yaşıyorsunuz. Bu noktada sağlıklı bir karar vermek adına çok düz bir mantıkla muhakeme yapmaya çalışıyorsunuz. Ne yaparsınız? Merkez Bankası’nın tahminlerine bakarsınız.
Düşünün ki ticaret yapıyorsunuz ve yurtdışından mal getireceksiniz. İç piyasada zarar etmeden satmak adına, bu konuyla ilgili hesabınızı kitabınızı, ne kadar stok bulunduracağınızı nasıl hesaplarsınız? Merkez Bankası’nın tahminlerine bakarsınız.
Öyle bir Merkez Bankası’na sahipsiniz ki, başkanı yılın Merkez Bankası Başkanı seçiliyor. Bu konuyla ilgili tutumunuz ‘başarılı’ olduğu yönünde olabilir. Gelişmelerle çok ilgili bir yurttaş değilsiniz; ülkenizin Merkez Bankası’na ve yönetimine güveniyorsunuz. Bundan daha doğal bir şey olabilir mi?
Nitekim yılın en başarılısı ilan edilen Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, anketlere dayanarak 2016 yılsonu dolar kuruna yönelik tahmini açıkladı. 2016 sonu dolar beklentisi 3,1704… O an için dolar kuru ne? Yuvarlak hesap 3,02… Güvenmeniz için yetti mi? Elbette hayır, geçmişe dönük performansa bakmak gerekir.
Yıl 2013 Ocak ayı… Merkez Bankası’nın beklenti anketine göre yılsonunda dolar / TL kuru 1,8215 ile 1,8407 arasında… 31 Aralık 2013 sonu gerçekleşme: 2,13… Sapma aralığı çok yüksek. O süreçte ısrarlı bir çıkışla ‘1,92 olacak’ söylemi de hafızalarda.
Yıl 2014 Ocak ayı… Merkez Bankası’nın beklenti anketine göre yılsonunda dolar / TL kuru 2,24… 31 Aralık 2014 sonu gerçekleşme: 2,33… Nispeten anlayışla karşılanabilecek bir sapma.
Yıl 2015 Ocak ayı… Merkez Bankası’nın beklenti anketine göre yılsonunda dolar / TL kuru 2,40… 31 Aralık 2015 sonu gerçekleşme: 2,92… Sapmanın büyüklüğünün boyutunu borçlular ve dolar ile harcama yapıp, üretim gerçekleştirenler iliklerine kadar hissetti.
Tüm bu sonuçlara ulaşılırken, arada yaşanan hedef revizyonları, aşırı dalgalanma ve bundan doğan kayıpları da üst üste koyduğunuzda ortaya sıkıntılı bir durum çıkmıyor mu? Şimdi Merkez Bankası çıkmış yılsonu dolar beklentisini, yine ankete dayanarak böylesine fırtınalı bir yıla girerken 3,17 olarak açıklıyor.
Tutma ihtimali olmasa da, gerçekleşmemiş bir olayın tartışmasına girmeyeceğim. Benim derdim önceki dönemlere ilişkin yüksek sapmalar. Bu süreçte zarar eden işletmelerin, kişilerin günahı ne? Ülkelerinin Merkez Bankası’na güvenmek mi?
Ortadaki zarar ‘tüh’ deyip geçiştirecek oranda mı? Ülkenin iktidarı da bu oranların arkasında durmadı mı? Enflasyondan büyümeye bir tek maddesi bile tutmayan orta vadeli programlar ve hedefler açıklamadı mı?
Merak ediyorum dava açmayı düşünen var mı? Bu soruyu sorarsanız karşılığında ne gelir? Büyük bir sessizlik… Elbette anketlere dayanarak dava açmak ve kazanmak mümkün değil. Ama ülkede zararına itiraz edecek adam bile mi kalmadı? Şimdi tekrar en başa dönüp bir diğer soruyu ortaya koyalım.
Belki dava açan, şikâyetini açık açık dile getiren yok. Ama bu saatten sonra kim ekonomi yönetimine ve bürokrasisine güvenip yatırım yapar?
Çetin Ünsalan