Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

Utanç başkenti

Türkiye’nin göbeğinde, başkentin orta yerinde bu iktidar vatandaşını utandırmaya devam ediyor. Ülkenin gözbebeği olması gereken eğitimciler, ihtisas alanları olan eğitimde yapılmak istenen değişikliği protesto etmek için toplandılar.

Öyle ya, hak aramak eğitimli bireyin en önemli vatandaşlık hakkıydı. Eğitimde uygulanmak istenen politikaların, ülkeyi karanlığa götüreceğini ve kuşak kayıplarıyla büyük bedellere neden olacağını haykırdılar.

Söylemlerine katılabilirsiniz ya da katılmazsınız. Ama hiçbir şey ülkenin başkentinin ortasında eğitimcilerin bu hak arayışını, protesto hakkını gazla ve tazyikli suyla püskürtme hakkı vermiyor. Bu bir utanç tablosudur.

Ülkenin gelecek nesillerini yetiştirecek, onlara vatandaş olmayı, bilinçli bireyler haline gelmeyi tavsiye edecek, bu konuda eğitimci kimlikleriyle katkı sağlayacak insanları, Ankara’nın göbeğinde döverseniz, asıl geleceğe en büyük darbeyi vurmuş olursunuz.

Şimdi bu insanlar sınıflarına girdiklerinde ne anlatacaklar? Birey olmayı, eğitimin saygı duyulacak bir yanı olduğunu, laiklik temelli hoşgörüyü, tarafsızlığı öğrencilerine nasıl söyleyecekler?

Ücretsiz eğitimin anayasal bir hak olduğu Türkiye’de anayasaya, kanunlara uyulmayacaksa, birilerinin de bu düzenlemeye karşı çıkma hakkı yok mu? İki gün öncesine kadar şifrede, kopyada ikna olup, şimdi devlete, okullara birilerinin sızdığını söyleyen utanmazlar, halen yaklaşımlarını değiştirmediler.

Bir ülkenin ulus olabilmesinin en önemli şartı olan eğitim birliğini yıkmak için girişimlerde bulunacaksınız, eğitimde yerelleşmenin önünü açacaksınız; Milli Eğitim Bakanlığı’nda tek adamlığı hakim kılacaksınız; sonra da eğitimciler karşı çıkınca protesto haklarına bile saygı göstermeyeceksiniz.

Bu ülke artık iyice utanç tablosu haline dönmeye başladı. Ankara’nın göbeğine kaçak saraylar inşa edenlerden oluşan, bilirkişi raporlarıyla bakanlarının orantısız zenginleşmesinin kanıtlandığı bir iktidar, vatandaşını, eğitimcilerini dövmenin utancını da listesine ekledi.

Türkiye Cumhuriyeti’nde insanları şucu bucu diye ayırmak, vatandaşlığı yok sayıp, ayrımcılığı körüklemek politika haline gelmişken, en doğal vatandaşlık hakkını yok saymak, bunu da geleceğin nesillerini eğitenleri döverek taçlandırmak, bu iktidarın utanç tablosuna çok yakıştı.

Ne anlatacaklar okullarına döndüklerinde? Vatandaş olun, hakkınızı arayın, yanlışlıklara itiraz edin. Öğrenci dönüp de kendisine sormayacak mı? Hocam siz arayabildiniz mi hakkınızı, kullanabildiniz mi protesto hakkınızı? Cevabı Ankara’nın Sakarya Caddesi’nde tüm ıslaklığıyla duruyor.

Bu Türkiye’nin utanç tablosudur ve bu utanç, sorgulamayan tek tip robotlar yetiştirmek için kolları sıvamış iktidara aittir.

utanç başkenti