‘Detay’lı umut
Dün gece İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) tarafından dördüncüsü gerçekleştiren Detay Tasarım Yarışması’nın finali vardı. Yarışma bir yıl ayakkabı, diğer yıl saraciye ve deri konfeksiyon dallarında yapılıyor.
Finale kalan tasarımlar yarıştı ve dereceye girenler ödüllerini aldı. Ama bundan da önemlisi bu konudaki ısrarlı tavır. İDMİB Başkanı Mustafa Şenocak yaptığı konuşmada aslında heyecanını ortaya koydu. Bu tip başkanların görevde olmasını önemsiyorum.
Yani bir yarışmanın finalinde o başkan, finalistler kadar heyecanlıysa, bağlantılı olarak o konuda faaliyet gösteren diğer mesleki örgütleri de ateşliyor. Bu nedenle böylesi heyecanların desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Düzenlenen defilede Türkiye’nin bazı noktaları yakaladığını görüyorsunuz. Sunumu, ortaya çıkarılan ürünlerin klası, kalitenin görünüşten dahi belli olması insana umut veriyor.
Ayrıca özellikle firmaların küçük ve orta boy işletmelerden oluştuğunu, ama tasarıma kafa yorduğunu, destek verdiğini düşünürsek, olay daha anlamlı hale geliyor. Bu nedenle bu Detay’lı umut için, emeği geçenleri tebrik ediyorum.
Fakat sadece tebrik etmek bir işe yaramıyor. Dünya pazarlarında daha fazla söz sahibi olabilmek için çırpınan insanların sorunlarını da çözümlü hale getirmek gerekiyor. İki alkış, sonra ortadan yok olma doğru değil.
Bu derece çırpınan insanların belki de teşviklerden öncelikli yararlanması sağlanabilir. Faaliyet gösterdikleri sektörlerde 20 aya vuran vadelerin, daha iş yapılabilir seviyelere çekilmesi için, kalıcı finans yöntemleri düşünülebilir.
Hepsinden önemlisi ülkedeki hayvancılık politikasını tartışıp, üretir hale getirmemiz gerekir. Çünkü bu mücadeleyi veren insanların, katma değer elde edebilmesi için, öncelikle hammaddeye de doğru fiyatlarla ulaşması şart.
Türkiye’de hayvancılık meselesi sadece bu konuyla faaliyet gösterenlerin etkilendiği bir alan değil. Bu toprakların tarihi mirası dericilik. Bununla ilgili detaylı bilgi isteyenler, deri konusundaki duayen isimlerden biri olan ve geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz duayen isim Hasan Yelmen’in kitaplarına göz atabilirler.
Türk dericiliği ya da deriden üretilen mamulleri oluşturan emek yoğun sektörleri geliştirmek istiyorsak, önce hayvancılık sorununu çözmeliyiz. Çünkü işin bam teli orada bulunuyor.
Eğer dünyada bir çanta bin dolardan, ayakkabı 500 dolardan alıcı bulurken, benim üreticim, ihracatçım 3-5 doların pazarlığını yapmak zorunda kalıyorsa, bunla başa çıkması mümkün değil.
Onlar katma değer elde etmenin yolunun orijinal tasarımlardan geçtiğini farkediyorlar ve bunun için yarışmalar düzenleyerek, genç yetenekleri kazanıyorlar.
Şimdi soru şu: Sadece alkışlayıp kenara mı çekileceğiz. Eğer ülkede bir üretim yapılmasını bekliyor; bunun ihraç edilerek değerinde ya da değerinin üzerinde ülkeye döviz kazandırmasını amaçlıyorsak önce masadan kalkıp, taşın altında eli olanlara şunu sormak gerekiyor: Sorun ve çözüm öneriniz ne?
Herkes iyi niyetli olursa, problemlerin aşılabildiğini göreceğiz. Ama dedim ya, önce buna niyetli olmak gerekiyor.
Çetin Ünsalan