Soner Polat
Soner Polat Köşe Yazısı

Orduyu yeniden yapılandırmak birikim ister

Bir kuvvetin yeniden yapılandırılmasında en önemli iki faktör olan tehdit değerlendirmesi ve askeri coğrafya analizlerini incelemiştik. Bir taahhüt altına girilmişse, uluslararası görevler için gerekli kuvvet ihtiyacı da planlanır. Bir uluslararası ittifak içinde bulunuluyorsa, silah ve sistemlerin diğer ülkelerle uyumlu olması büyük önem taşır. Bundan sonraki adım, ülkenin ekonomik kaynaklarının ve mevcut teknolojik alt yapısının gerçekçi olarak saptanmasıdır. Ülkedeki savunma sanayi yetkinliği de dikkate alınır…

SİLAHLANMA STRATEJİSİ

Tüm bu verilerin saptanmasından sonra tehdit, bütçe ve teknolojik alt yapı dikkate alınarak silahlar ve muharebe platformları seçilir. İhtiyaç duyulacak kara, deniz ve hava birlikleri belirlenir. Bu seçimde lojistik faktörler de önemli rol oynar. Çünkü ucuza mal etseniz bile, o sistemin işletme ve idame maliyeti yüksekse karşınıza ağır bir fatura çıkar. Tedarikte ikili ilişkiler çok önemlidir. Eğer bir ülke siyasi mülahazalarla akışı kesecek bir eğilim içinde ise o ülkeye bağımlılık en aza indirilir. Tek kaynak her zaman sakıncalıdır. İlgili ülkeye mecbur ve mahkûm bir duruma düşersiniz. Kaynakları çeşitlendirmek esastır. Ama en önemlisi, mümkün olduğu kadar yerli kaynaklara dayanarak silahlanmaktır.

TARİHİ VE KÜLTÜREL FAKTÖRLER

Türkler bütün dünyada devlet ve ordu kurma geleneği ile tanınır. Uzun tarihsel süreçlerde kendine özgü askeri değerler yaratmıştır. Askerine her zaman büyük önem atfetmiştir. Anadolu’da esnafın zorunlu ihtiyaçlar için Mehmetçik’ten ücret talep etmediği bilinir. Komutan asker ilişkisi derin bir sevgi ve saygıya dayanır. Bu duygu öylesine güçlüdür ki “ölmeyi emredecek bir zirveye” tırmanmıştır. “Ordered to Die (Ölmeyi Emretti)” adlı eser Amerikan askeri okullarında ders kitabı olarak okutulmaktadır. Bu kitap Ulu Önder Atatürk’ün Çanakkale’deki üstün liderlik özelliklerini yansıtmaktadır.

AMERİKALIYI HAYRETE DÜŞÜREN NEYDİ?

Kore Savaşı’na katılmadığı için yaşıtlarına karşı suçluluk duyan Amerikalı yazar Eugene Kinkead, harbi çeşitli boyutlarıyla inceler ve bu konuda bir kitap yazar.Şu sonuç çıkar: “Amerikan harp esirleri psikolojik yıldırma metotlarına en kolay teslim olan kesimdir!”

Savaş sonrasında ABD Kara Kuvvetleri Sağlık Komutanlığı(bizim kapattığımız!) konu hakkında ayrıntılı bir inceleme başlatır. 7190 Amerikan harp esirinin üçte biri düşmanla işbirliği yapmıştır! Esirlerin yüzde 38’i ( 2730) ölmüştür. Birçok esir Askeri Mahkemede ihanet suçlaması ile yargılanmıştır! Dizanteri olan esirler, arkadaşları tarafından donarak ölmeleri için kışın ortasında karlarla kaplı dağ eteklerine atılmıştır!

TÜRK ASKERİNİN RUH ZENGİNLİĞİ

Toplam 12 ülkenin askeri Kuzey Kore’de esir düşmüştü. Türkler 229 Mehmetçik ile üçüncü sırada bulunuyordu. Hiçbir Türk esir şehit olmadı! Çünkü Türk askeri muhteşem bir dayanışma örneği sergiledi. ABD Kara Kuvvetlerinin araştırması, Türk’ün tıpkı muharebe sahnesinde olduğu gibi esir kamplarında da örnek gösterilecek bir karakter ve ruh zenginliğine sahip olduğu açık seçik ortaya koyuyor…Türk mucizesini ABD’li araştırmacılar şu faktörlere dayandırıyorlar:Disiplin, Ordusuna kutsal bir sadakatle bağlılık, sarsılmaz bir emir-komuta zinciri! Sıralananlar, maalesef yeni düzenlemelerle ortaya çıkan ciddi risk alanları!

Komutana itaatsizlik Türkler arasında söz konusu bile olamazdı! Çünkü böyle bir eylemde bulunan bir kişiye önce kendi arkadaşları dersini verirdi! Komünistlerin hiçbir propaganda tekniği, psikolojik baskı yöntemleri Türklere sökmedi! Sonunda vaz geçtiler ve Türklerin idaresini Türk Komutana bıraktılar…

İşte yabancıraporlarındaki Mehmetçik! Başka söze gerek var mı? Dünyanın en asil ve en saygın askeri! Türk askeri, kaynağı tarihin derinlikleri olan coşkun bir ırmaktır; dev gibi sıradağların arasından geçerek bugünlere gelmiştir! Türk askerinin bu üstün ruh yapısını, geleneklerini ve şanlı tarihini bilmeyenler TSK’yı yeniden yapılandıramaz!

RUHU VE İDEOLOJİSİ OLMAYAN ORDU SAVAŞAMAZ!

Bütün dünya Türklerin askeri yöntemlerle yıkılmayacağını bilir. Türklerin karşısına mertçe çıkmaz!Dolaylı yöntemlerle Türkiye’yi bölmek ya da zayıflatmak ister. Açılım adı verilen Türkiye’yi silahsız bölme süreci ve FETÖ’cü darbe girişimi bu kapsamdaki faaliyetlerdir. Unutulmasın ki çelik yığınlarına ruh veren ve onu gerçek bir savaş makinesine dönüştüren inanmış askerdir. Tarihinden kopardığınız, ruhu ve ideolojisi olmayan asker savaşamaz!

Amiral Soner Polat

ulusalkanal.com.tr

yeniden ister birikim