Alınmama
Silivri’de gerçekleşen ve sonuçları itibariyle adeta bebek katilini affetmek için insanları rehin alan görüntüsü veren dava sonuçlandı. En başından beri delillerinden tutarsız iddianamesine kadar her açıdan tartışmalı olan bu davanın alfabesine bakalım.
Cezaevinin içinde mahkeme salonu daha başlangıçta tüm sonuçları zaten geçersiz bırakmaya yetiyor. Ama yine de siyasal bu davanın son duruşması hukuk tarihine imza atacak rezaletlere sahne oldu.
Öncelikle Türk Milleti’nin huzurunda karar açıklamamak için her şey yapıldı. Vali kimden aldığı belli olmayan yetkiye dayanarak koyduğu yasaklamayla, bir yanda seyahat hürriyetini engelledi, diğer yanda yetkisini aşarak Türkiye’nin dört bir yanına emir verdi; son olarak da davanın aleniyet ilkesini hakimlerle el ele vererek derdest etti.
Yetmedi… Otobüslerin kalkmasını engellemek için aracın yakıt deposuna şeker atan ya da hiç bir açık bulamayınca otobüsün anahtarını çalıp kaçan polisler tarihe geçti. Bir şekilde insanlar kapıya geldi ama sokulmadı. Nasıl bir hukuksa?
Kim alındı? Gazeteciler, avukatlar, siyasiler… Şimdi siz bunlar alındı sanıyorsunuz değil mi? Kolay değil öyle… Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bile geçenlerde ayrım yapmanın mümkün olmadığını söylediği gazeteciler arasında sarı basın kartı olan, olmayan ayrımı yapıldı. En matrak tarafı da densiz yabancı basın mensuplarının Başbakanlık onaylı olmadığı için yaşanan açmazdı.
Gelelim avukatlara… Mahkeme başlayacak ama savunma içeri giremiyor. Beşer beşer alınıyor, elde mahkemenin yaptığı listede adı olmayanlar vekalet bile söz konusu olsa alınmıyor. Bitmedi…
XRay cihazından geçirilen avukatları aramaya kalktılar. Ayakkabılarını çıkartmaları istendi. Avukatlar direndi; yapmadı. Bir tanesinin protesto için pantalonunu çıkardığı iddia edildi.
Gelelim siyasilere… Önüne gelenin girmesi gerekmiyor. Milletvekili değilsen davaya giremiyorsun. Neden? Mahkeme heyeti rahat karar açıklayacakmış. Adama sizi rahatsız eden ne demezler mi?
İşin özi asrın hukuk katliamında son duruşmaya alınmama damgasını vurdu. Kararlardan sonra da bunun nedeni ortaya çıktı. Anlaşılan o ki bazılarının milletin gözüne bakarak karar okuma cesareti yoktu.
İşte işin sırrı da burada gizli. Mahkeme heyeti karar alamayacağına vekiller, avukatlar, gazeteciler ve en önemlisi millet olmasın daha iyi dediler. Elbette vicdanları alabildiyse…
ulusalkanal.com.tr