Milletin vekili neden korkuyor?
Seçim olur, adaylar sıralanır karşınızda, sonra bir tanesini tercih edersiniz. Kimseninkinin kimseye uyması gerekmiyor. Herkes vicdanında verir oyunun hesabını. Ve kime verilmiş olursa olsun tüm oylar kutsaldır benim gözümde. Cebren ve hile ile olmamak kaydıyla…
Şimdi dokunulmazlık pazarlığı başladı. Şöyle olursa kalkarmış da, böyle olursa kalkmazmış. Aralarında istişare edeceklermiş de, duruma göre bazılarının ki kaldıracaklarmış. Dokunulmazlığın kalkması talebiyle gelen fezlekeler Meclis’in boyunu aşmışken konuşulan konulara bakın.
Oysa neyi tartışıyoruz. Yıllardır iktidar partisi dahil, her partinin seçime giderken verdikleri sözlerin başında gelmiyor mu bu? Kürsü dokunulmazlığı kalmak kaydıyla milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması… Şimdi neyin hesabı, neyin pazarlığı yapılıyor?
Konu ne olursa olsun bu iş pazarlığa tabi değil. Kürsü dokunulmazlığını bırakıp, dokunulmazlıkların tümünü kaldırmadan, muhalefeti ve iktidarıyla siyasetin kamuoyunu tatmin etmesi mümkün değildir. Bunun dışındaki her seçenek abes ile iştigaldir.
İş burada bitmiyor. Şimdi bir yasa tasarısı tartışılıyor. Siyasi Etik Kanunu Taslağı… Adına bakarsanız yeri göğüs sarsacak, yeni bir dönem başlıyor zannedersiniz. Peki yapılmak istenen ne? Eğer bu tasarı yasalaşırsa, milletvekilleri 120 liraya kadar olan faiz ve kira gelirlerini mal beyanlarında göstermek zorunda kalmayacak.
Mevcut uygulama ne? 15 bin lira sınırı var. 15 bin liradan 120 liraya yükseltilen bir sınır etik ile ne kadar bağdaşıyor takdirinize bırakıyorum. Oysa ki beyan etmenin ne sakıncası olabilir? Bitti mi? Hayır… Eğer yine aynı tasarı yasalaşırsa, konferans, makale gibi işlerden aldıkları ücretlerin 24 bin liralık kısmı da beyan dışı kalacak.
Aksine hizmete kendi talip olmuş ve bu talep neticesinde seçilmiş milletvekilinin her kuruşunun hesabını vermesi gerekmez mi? Şayet hazırlanan tasarıda hedef ilkeli ve etik siyasetse, neden mal beyanı muafiyetleri getirirsiniz? Anlaşılır gibi değil.
Yurtdışında birçok mal beyanı periyodik olarak veriliyor ve servetlerinin tamamını açıklamak zorunda bir milletvekili fotoğrafı var. ABD, İngiltere, Almanya, Fransa… Hani menşei batı demokrasileri olarak gösterenler var ya, hangi ülkede böylesine mal beyanı muafiyetleri var bize de söylesinler de bilelim.
Ayrıca olsun ya da olmasın hiç önemli değil. Bu ülkede yolsuzluk ana gündem maddelerinden biriyken, ortalık şaibeden ve iddiadan geçilmezken, böyle bir uygulamaya ne gerek var. Şeffafça şu kadar gelirim oldu ve bu yolla temin ettim dersiniz, olay biter. Halk gerçeği nasıl bilecek ve ayırt edecek? Bazıları diyecek ki ‘niyet okuyorsun. Ne malum yolsuzluk olacağı?” Bunun yanıtını da Neyzen Tevfik güzel vermiş:
“Neyzen Tevfik’e bir muharrir yazacağı romanı anlatıyordu. Sonuna gelince Neyzen yüzünü buruşturdu : - Bu mevzuu beğenmedim. - Öyle ama, siz hiç roman yazmadınız. Nasıl fikir yürütüyorsunuz ? Neyzen Tevfik kızdı : - Ben yumurtanın da iyisini, bayatını anlarım. Fakat hiç yumurtlamadım.” Ankara dışında kimin ne olduğunu herkes biliyor merak buyurmayınız.
Çetin Ünsalan
ulusalkanal.com.tr