Çekirge yiyerek Medine’yi savunan komutan: Fahreddin Paşa
Türkiye ve Vahabiler arsındaki gerilim artıyor.
Asıl gerilim ABD ve İsrail dostu Arap ülkeleri ile bölgede ABD ile savaşan ülkeler arasında…
ABD’nin dost listesinde bulunan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin bölgede ABD’ye karşı direnen ülkelere saldırıları bitmiyor, bitmeyecek gibi duruyor.
Saldırılar sadece silahla ve parayla yapılmıyor. Tarihsel değerler üzerinden de bir savaş sürdürülüyor.
Bu sefer hedef Fahreddin Paşa oldu…
Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah Bin Zayed, paylaştığı bir tweet ile Türk kaplanı yada Medine Kahramanı olarak bilinen Fahreddin Paşa’ya ‘’hırsız’’ diyerek emperyalizme karşı direnen bir kahramanı daha hedefine koymuş oldu.
Neydi o hırsız iddiasının altında yatan gerçek…
Yıl 1916…
İngilizlerle anlaşan Vahabi Mekke Şerifi Hüseyin'in isyana hazırlandığı haberinin alınması üzerine Fahreddin Paşa Dördüncü Ordu kumandanı Cemal Paşa tarafından 28 Mayıs 1916’da Medine'ye gönderildi. Kutsal toprakların korunması gerekiyordu.
Şerif Hüseyin ve dört oğlu, 3 Haziran 1916'da Medine çevresindeki demiryolunu ve telgraf hatlarını tahrip ederek isyanı başlattı.5- 6 Haziran gecesi Medine karakollarına saldırdılarsa da Fahreddin Paşa'nın aldığı tedbirler sayesinde başarısız olarak geri çekilmek zorunda kaldı.
Medine'nin etrafı isyancıların eline geçmeye başlayınca İstanbul Hükümetinin Medine'nin boşaltılması talebeni Fahreddin Paşa 'Peygamberin kabrinin bulunduğu Medine'deki Türk Bayrağını kendi elimle indiremem' diyerek kabul etmedi.
Vahabiler gittiği her yeri yağmalıyor, tarihi ve kutsal değerleri tahrip ediyordu. Yağma ihtimaline karşı da tedbir olarak, Medine'deki 30 parça Kutsal Emaneti 2000 askerin koruması altında İstanbul'a gönderdi. Aslında kutsal emanetlerin İngilizlerin kontrolüne geçmesini engellemiş oldu.
Etrafı tamamen kuşatılan Medine’de Türk orduları kuzeye doğru geri çekilmeye başladı Fahreddin Paşa ve askerleri canını dişine takarak bulundukları bölgeyi korumaya devam etti…
30 Ekim 1918'de Osmanlı Devleti, Mondros Mütarekesini imzalayarak I. Dünya Savaşından çekildiğinde Mütarekenin maddelerine göre Fahreddin Paşa'nın da teslim olması istendi.
Kendisine Mondros Mütarekesini tebliğ için İstanbul'dan gönderilen elçiyi dikkate almayarak Mondros Mütarekesinden sonra da teslim olmayarak şehri savunmaya devam etti. Osmanlı devletinin teslim olmasından sonra tam 72 gün daha Medine’yi savundu. Çekirge sürüsü yiyerek hayata kalan Fahreddin Paşa kendi askerlerinin de ısrarıyla 13 Ocak 1919'da teslim oldu.
Sadece Medine’de Değil
Fahreddin Paşa, 1 Dünya Savaşı sırasında Şam, Kudüs bölgesinde görev yaptı. Ermeni Tehcirinin başarıyla uygulanmasında önemli roller oynadı. Tehcire tabi tutulan Ermenileri yerleştirmesiyle uğraştı aynı zamanda Urfa, Zeytun, Musadağı ve Haçin'deki Ermeni isyanlarını bastırdı.
Savaş bittikten sonra da kahramanlıkları devam etti.
Medine müdafaasındansonra savaş esiri olarak önce 27 Ocak 1919 tarihinde Mısır'a daha sonra da 5 Ağustos 1919 tarihinde Malta'ya sürgün edildi.
Sürgün sırasında, savaş suçlularını yargılamak üzere İtilaf Devletleri tarafından İstanbul'da kurulan Kürt Nemrut Mustafa Paşa Divan-ı Harbi adı verilen mahkemece ölüme mahkûm edildi. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının gayretiyle önce Malta’dan kurtarıldı. Sonra da Kurtuluş Savaşı’na katılmak üzere Ankara’ya getirilmesi sağlandı.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tarafından Güney Cephesi'nde, Fransız Ordusu'na karşı savaşan Türk kuvvetlerini birleştirmekle görevlendirildi. Fransa’ya boyun eğdirdi, anlaşma yapmak zorunda bıraktı.
1936 yılında korgeneral rütbesi ile ordudan emekli oldu. 22 Kasım 1948 tarihinde bir tren yolculuğu sırasında Eskişehir yakınlarında kalp krizi geçirerek vefat etti. Vasiyeti üzerine Aşiyan Mezarlığına defnedildi.
ABD ve İsrail dostu Vahabi Arapların Fahreddin Paşa’yı hedef almaları tesadüf değil.
Vahabilerin tarihinde Fahreddin Paşa bir korkudur.
İngilizlerle anlaşarak bölgeye kan ve gözyaşı getirmenin yarattığı korkudur.
Fahreddin Paşa, bugün açısından çok büyük değerler ifade ediyor.
Fahreddin Paşa, bölgede emperyalizm ile işbirliği halinde olanların korkulu rüyasıdır. Öyle olmaya ve mazlum milletlere bayrak olmaya devam edecektir!
Bütün saldırılara rağmen…
Sinan Sungur
ulusal.com.tr