Kırılma noktası
Türkiye’de son dönemde yaşananlara baktığınızda en önemli kırılma anına geldiğimizi söyleyebiliriz. Bugün ülkede hukuktan özgürlüklere kadar birçok alanda sorun yaşanıyor. Hepsi sancılı, can sıkıcı ve mağduriyet yaratıcı nitelikler taşıyor.
Fakat her biri telafi edilemez gözükse de, bu baskıcı günler geçtiğinde acılarını miras bırakarak tarihin yapraklarına gömülebilir. Ama sıra eğitime geldiğinde işin rengi değişiyor. Çünkü yapılacak her düzenleme, yerinden oynatılacak her taş yarının kuşaklarının kaybedilmesi anlamına geliyor.
Zaten aynı iktidar içerisinde bakandan bakana değişen uygulamalar, içeriği zayıflamış eğitim tarzı, diplomalı işsizler yaratmak adına temelsiz gökdelenler inşa ediyor. Sınav sistemi içerisine hapsolmuş, seçenekler arasına sıkışmış, kopya ve şaibe bulaşmış eğitim anlayışı bir yanda, geçim sıkıntısı ile geleceği yaratmak arasında debelenen, öğretmen açığına inat, mevcut öğretmenini atamayan, sözleşmeli eğitim kadrosu yaratan bir zihniyet Türkiye’ye musallat oldu.
Ve bugün eğitimdeki çoktan seçmeli zihniyete yakışır bir isimde kamuoyunun önüne getirilen 4 + 4 + 4, yani parçalı eğitim meclis gündemine geliyor. İktidar bunu zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarmak olarak sunsa da, dördüncü sınıftan sonra çocukların Tevhid-i Tedrisat’ın dışına çıkma riski, yani eğitimde birliğin yıkılması sonuçlarını doğuracağı çok açık.
İşte bu nedenle Eğitim-İş meydanlarda ve Türkiye genelinde iş bırakma eylemi yapıyor. Eğitim ordusu topladığı dilekçeleri meclise sunuyor. Çünkü mecliste bugün eğitimi yeniden şekillendirecek kanun teklifinin görüşmeleri başlıyor.
Bu nedenle ana muhalefet partisi grup toplantısını Tandoğan Meydanı’na çekerken, komisyonda yaşananları da kapsayan bir çerçevede zihniyeti halka şikâyet ediyor. İşte tam da bu aşamada iktidar partisi bu işten çok rahatsız oldu. Meseleyi TBMM’de çözmek gereğine işaret ediyor. Bu uygulamanın tüzüğe aykırı olduğunu iddia ediyor. Ama Meclis Başkanlığı böyle bir aykırılık olmadığını açıkladı. Partilerin grup toplantılarını istedikleri yerde yapabileceğini ifade etti. Peki iktidar Tandoğan’dan neden rahatsız?
Çünkü biliyorlar ki, bu dalga yayılırsa Cumhuriyet Mitingleri geri gelebilir. Hani o bindirilmiş kıtalar diye nitelendirdikleri, ama kadın, çocuk, genç, erkek herkesin bir bayram havasında ülkesi ile ilgili kaygılarını dile getirdiği, tek bir kişinin bile burnunun kanamadığı toplantılar.
İşte en çok bundan korkuyorlar. Ne eğitim ile ilgili çekinceler umurlarında, ne de insanların kanun teklifini protesto etmesi… Onların dertleri, tekrar insanların meydanlara dökülmesi… Peki neden bu hassasiyet? Çünkü bugün geleceğe yönelik en önemli kırılma noktası. Zira bugün, her aileden 3 çocuk istenen ülkede, nasıl bir insan kaynağının oluşacağının karar günü.
Peki meydana çıkan ana muhalefet bu işten sonuç alamazsa ne olur? Eğitim birliğinin yıkılması, geleceğe vurulacak en büyük darbedir. O zaman siyasete düşen de sine-i millete dönmek ve köy köy Türkiye’de yaşananları anlatmaktır. Çünkü bir ülkenin geleceği ve çocuklar, koltuktan daha değerlidir.
Çetin Ünsalan
Ulusalkanal.com.tr
- - - - -