Satılık ülke: Filistin
Son dönemlerde geleneksel Arap politikalarında çok önemli kırılmalara tanık oluyoruz. Başta Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri olmak üzere birçok Arap ülkesi İsrail politikalarında ikiyüzlü davranıyor. Bir yandan İsrail ile diplomatik ilişki kurmadıklarını söylerken, diğer yandan bu ülke ile Filistin aleyhine özel ve gizli görüşmeler yapıyor. Arap dünyasında ihanet rüzgârları çok sert esiyor.
NETANYAHU VE MOSSAD UMMAN’DA!
Ekim 2018’de İsrail Başbakanı Netanyahu, MOSSAD Başkanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı ile birlikte Sultan Kâbus bin Sait’in daveti üzerine Umman’ı ziyaret etti. Yayımlanan ortak bildiride, işbirliğinin Ortadoğu’da barış ve istikrara katkı sağlayacağı vurgulandı. Netanyahu, “Tarih yazıyoruz. Hiçbir dönemde Arap ülkeleri ile bu kadar güzel ilişkilerimiz olmadı!” dedi. Ayrıca bu ziyaret kapsamında İsrail’i Körfez ülkelerine bağlayacak bir demiryolu projesinin de masada olduğu iddia edildi. Doğal olarak bu ziyaret İran tarafından sert tepki ile karşılandı.
BAE VE BAYREYN’DE İSRAİL
İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miri Regev, aynı ay içinde bir spor faaliyeti bahanesiyle Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’ni ziyaret etti. Bu faaliyette bilgi ve iletişim güvenliği konuları da görüşüldü. Haaretz gazetesine göre, Temmuz 2018’de bir İsrail heyeti Bahreyn’i ziyaret etti. İlişkileri normalleştirmek için gizli görüşmeler yapıldı. Zaten Bahreyn Dışişleri Bakanı’nın, İsrail’in Suriye’deki İran hedeflerini vurması üzerine verdiği, “İsrail kendini savunma hakkına sahiptir!” demeci her şeyi açıklıyor… Daha önce de Bahreyn Kralı Hamad bin İsa el-Halife, ABD’de yaptığı bir açıklamada, “İsrail’e yönelik boykottan bıktıklarını” söylemiş ve “Arap ülkelerinin İsrail ile diplomatik ilişki kurmasını” savunmuştu.
SUUDİ, MISIR NEREYE?
Filistin’i Arap dünyasından koparma ve yalnızlığa itme çabalarında Suudi Arabistan ve Veliaht Prens Muhammet bin Selman koçbaşı görevini üstlendi. The Atlantic’e verdiği demecinde baklayı ağzından çıkardı: “İsrail’le ortak çıkarlarımız bulunuyor! İsrail’in kendini savunma hakkına saygı duymalıyız. Ortadoğu’da şeytani ülkeler ile ılımlı ülkeler var.” Veliaht Prens’in hem İsrail’de hem de kendi ülkesinde İsrail ile çok sayıda özel ve gizli görüşmeler yaptığı biliniyor. Muhammet bin Selman’ı MOSSAD ve CIA’nın yönlendirdiğine inanılıyor.
Veliaht Prens’in ABD ve İsrail’in önünü açan Filistin karşıtı politikalarında en büyük destekçisi Mısır Devlet Başkanı Sisi! Sisi, beklenmedik bir şekilde Arap dünyasının lider ülkesi Mısır’ı bütünüyle ABD ve İsrail ile uyumlu hale getirdi. Attığı her adımda ABD ve İsrail çıkarlarını gözetti. İsrail ile gizli ve özel toplantılar yaptı. İşi öyle bir boyuta getirdi ki Sina yarımadasında Filistin devleti için toprak verilmesi konusu İsrail basınında çarşaf çarşaf yer buldu. Diğer bir ifade ile İsrail için kendi topraklarını bile masaya yatırdı.
Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve elçiliğini bu şehre taşıması nedeniyle Filistin, ABD ile olan diplomatik ilişkilerine son verdi. Trump, misilleme olarak Filistinli mültecilere yapılan yardımı kesti ve Washington’daki Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) temsilciliğini kapattı. ABD’nin attığı bu adımlar dünyadaki bütün Müslümanları yaralamasına rağmen, S. Arabistan, Mısır ve Körfez ülkeleri İsrail’i rahatlatan politikalar izledi.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Tarihte ilk kez Arap ülkeleri kısa dönemli çıkarlarını gözeterek, ABD’nin baskı ve şantaj politikaları ile İsrail’e yaklaştı. Filistin davasına ihanet eden bu ülkeler, Müslümanlar için kutsal nitelik taşıyan Kudüs’ün İsrail’in denetimi altına girmesini sağlayacak sürecin önünü açtı. ABD ve İsrail; S. Arabistan, Mısır, Ürdün ve Körfez ülkelerini Arap NATO’su kurmak için yönlendiriyor. Bu kapsamda 12 Eylül 2018’de Kuveyt’te yapılan toplantıya Arap ülkelerinin Genelkurmay Başkanları ve ABD Merkezi Kuvvetler Komutanı katıldı. Arap NATO’sunun amacı, İran’a karşı geniş bir cephe oluşturarak çatışmaları körüklemek ve Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmek! Tabii ki, Müslüman dünyası ile bağları koparılmak istenen Türkiye de Arap NATO’sunun hedefleri arasında! ABD ve İsrail, Müslüman ülkeleri birbirlerine boğazlatarak, bölgede mutlak bir hâkimiyet kurmak istiyor. Böyle bir sürecin ilk kurbanları Arap NATO’suna dâhil olan ülkeler olacak! Ama neticede bunu görebilmek asgari bir bilinç gerektirir.Arap ülkelerinin işbirlikçi yöneticileri her geçen gün kendi halklarından da uzaklaşıyor…
Filistin dramına en büyük desteği veren iki ülke Türkiye ve İran’dır. İkisi de tarihin derinliklerinden gelen köklü devletlerdir. Arap ihanetini bu iki ülke dengelemekte,ABD ve İsrail’e karşı Filistin davasında ciddi bir direnç mevzi oluşturmaktadır.
Amiral Soner Polat
ulusal.com.tr