Çok yaşa Kadir
Yine zor, üzücü ve sıkıntılı, şehitlerle, kayıplarla dolu bir hafta sonu geçirdik. Bu denli bunaldığımız bir dönemde umut ışığının neden yanması gerektiğini anlatacak bir örnekle haftaya başlamak istedim.
Geçtiğimiz cuma günü bir televizyon programında Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli’nin mülakatına rastladım. Marmara Bölgesi’nin tek kadın belediye başkanı olduğu için genellikle denk geldiğimde ne dediğine bakarım.
Benli programda, Avcılar’daki stadyumun adını değiştirdiklerini söyledi. Belediyeye ait stadyum Türkiye’de son dönemlerde bilerek ya da bilmeden azaltılan kıymetli bir ismin öne çıkarılmasını hedefliyordu. Yeni isim kısaca, Atatürk Stadyumu...
Bu çok güzel bir hareket, ama asıl mesele bunda değil. Benli stadyumun adının neden Atatürk olarak değiştirildiği anlattı. Geçtiğimiz sene Avcılar Belediyesi’nin takımı şampiyonluğa giderken, sondan bir önceki maçta, haksız bir penaltı kazanıyor. Golü atsalar ve maç böyle bitse, ligin bitmesine bir hafta kala şampiyonluklarını ilan edecekler.
Kadir arkadaşlarıyla toplanıyor; bir karar alıyorlar ve penaltıyı gole çevirmiyorlar; yani atmıyorlar. Daha sonra Kadir’e sorulduğunda nedeni şöyle açıklıyor:
“Bu stadın birçok yerinde Atatürk’ün resmi ve bir sözü var. Ben sporcunun, zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim. Her tarafında bu sözün yazılı olduğu bir stadyumda o penaltıyı atamazdım.”
İşte asıl haber burada. Kaç kişi hayatında bunu uygulayabilir? Futboldan çıkalım. İş dünyasında, siyasette, sanatta, bilimde, aklınıza gelen her alanda, hakkınız olmayan bir şeyden, öğretileriniz doğrultusunda vazgeçer misiniz?
Üzerinize gelecek baskıdan yılmadan, belki de hedefi kaybetmeyi göze alabilir misiniz? Yarışan down sendromlu çocukların durumu gibi, kazanmanın her şey olmadığını uygulamanızla gösterebilir misiniz? Herkesin birlik beraberlikten bahsettiği, adaletin gereksiz bir şeymiş gibi satıldığı günümüzde bu erdemi gösterebilir misiniz?
İşte Atatürk’ün çocuğu olmak budur. Gerçekten anlamak böyle bir şeydir. Yani seven, sevmeyen bazılarının zannettiği gibi laftan ibaret değildir. Bu arada adaletli davranmak, başarıyı da getirmiş. Merak edenler için bir sonraki hafta maçı 4-1 alarak şampiyon olmuşlar.
Belediye de bu olaydan yola çıkıp, meclisinde karar alarak stadyumun adını değiştirmiş. İşte bu yüzden yarınlar için aktif kadınlara ve gençlere ihtiyacımız var.
Atatürk’ü sadece sevenlere, karşı çıkmak için karşı çıkıp, felsefesini anlamayanlara ithaf olunur. Anlamak budur işte: Çok yaşa sen Kadir. Senin nezdinde, tüm takım arkadaşlarını ve sizi yetiştiren aileleri, öğretmenleri tebrik ediyorum.
Çetin Ünsalan