Tüketici güveni aldatmacası
Bir ülkede kamuoyuna gerçeği söylemek zorunda olan medya üzerinden aldatmaca yapılıyorsa, bu sözün bittiği yerdir. Borsa’da olsa yanlış bilgilendirme ve çarpıtma nedeniyle cezalar söz konusu olur.
Bir şirkette müdür, yönetim kuruluna bilinçli bir şekilde yanlış bilgilendirme yapsa, belki de bu işini kaybetmesi ile sonuçlanır. Ama aldatmaca vatandaşa yapılıyorsa; kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Zaten ülkede işsizlikten büyümeye bütün rakamlar çarpıtma. Ama söz konusu olan tüketici güveni endeksi ise tüketici derneklerinin artık dava açması gerekmiyor mu? Bakın son olarak Haziran ayı tüketici güven endeksi açıklandı.
Haber kamuoyuna tüketici güveninde artış başlıklarıyla duyuruldu. Artış ne? Bir önceki aya göre yüzde 1. Ulaşılan seviye ne? 69,43… Bu rakamlar sizin için tek başına bir anlam ifade etmeyebilir. Fakat eminim şu açıklamayı yaptığımda ne demek istediğim anlaşılacaktır.
Bu tip endekslerde nötr noktası 100’dür. Bunun üzeri olumlu, altı olumsuz tabloyu işaret eder. Şimdi 100 baz puanın nötr nokta olduğunu dikkate alarak endeksi tekrar hatırlatayım. 69,43… Bu oran güven mi anlatıyor? Yüzde 1’lik artış haberinin mantığı ne?
Mantık şu: Tüketici güveni artıyor algısıyla insanları harcamaya yönlendirme, ertelenen harcamaların hayata geçirilmesini sağlama. Bir tarafta insanların maaşından zorunlu kesinti yapıp, BES adı altında para kesmeye kalkacaksınız, öte tarafta insanları tüketim adına aldatacaksınız.
Bu en hafif tabiriyle ayıp olsa da, rakamlar üzerinden yapılan bir spekülasyondur. Tüketici derneklerinin gelişmeyi bu şekilde sunanlar hakkında dava açması gerekmez mi? Gelelim tasarruf meselesine.
Vatandaşa zorla tasarruf yaptıracaksınız, ama yılın 4 ayında harcadığınızdan daha fazla parayı fetih kutlamasına, nedense özel harcama sayılan bir düğüne saçacaksınız.
Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre yılın ilk dört ayında 25 milyon 807 bin TL harcayan idare, sadece mayıs ayında 26 milyon 738 bin TL harcadı. Harcama kalemleri kendi içinde başlı başına tartışma noktası iken, sadece bu büyük sıçramanın bile hesabının verilmesi gerekmiyor mu?
Bitmedi… Tansu Çiller’in Başbakanlığı sırasında örtülü ödenek 5 milyon TL’ye çıktığı için yer gök inlemişti. Bu hak başbakanlara verilirken, kişiye özel düzenleme yapıldı ve Cumhurbaşkanı da dahil edildi. Kimse neden diye soramadı.
Şimdi sadece bu ay 54 milyon TL harcandı. Yetmedi ilk 5 ayda ortaya saçılan para 735 milyon TL’ye yaklaştı. Yani tartışmaların ayyuka çıktığı 5 milyon TL’den 730 milyon TL daha fazla bir harcama.
Sonra dönüp tüketici tasarruf yapsın öyle mi? Kıt kanaat geçinen insanların nafakasına göz dikiyorsunuz, ama fütursuzca para harcıyorsunuz.
Sayıştay yeni sisteme geçiyoruz diye neredeyse 4 yıldır denetim yapamıyor, örtülü ödenek miktarı arttıkça artıyor, sonra ben yüzde 80 düzeyinde dolaylı vergiyi gelirime bakılmaksızın veriyorum, bir de BES için 100 TL kesmeye kalkıyorsunuz. Ayıp yahu ayıp…
Çetin Ünsalan