HDP siyasi bir parti olmanın ötesinde örgüttür
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan geçen günlerde partisinin il eşbaşkanları toplantısına katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Konuşmasının en can alıcı cümlesini: "HDP siyasi bir parti olmanın ötesinde direnişle örülü bir yaşam biçimidir" sözleri oluşturuyor. HDP’nin “siyasi bir parti olmanın ötesinde” Amerikancı PKK’nın ülkemiz içindeki siyasi kolu olduğunu hep söyledik. PKK/HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan sözünü eğip bükmeden bizim tespitimizi bir kez daha doğrulamış oldu. Buldan’ın “direnişle örtülü yaşam biçimi” dediği şey PKK’nın silahlı kalkışma ve uyguladığı katliamlar tarihidir. HDP’nin yalnız başına ve bağımsız olarak örgütlediği doğru ya da yanlış tek bir “direniş” örneği yoktur. PKK’nın ülkemiz içinde yaratmaya çalıştığı etnik çatışmaları “direniş” olarak nitelendirmek Pervin Buldanlara yakışır!
PKK kurulduğundan bu yana her ne kadar dört parçada “birleşik Kürdistan” kurma söylemini tuttursada, esas hedefin Türkiye olduğu bilinciyle hareket ediyordu. Çünkü kendisi Türkiye çıkışlıydı ve kadroları ülkemizin eşsiz coğrafyasının ikliminde yetişmişti. PKK’nın diğer ülkelerin Kürtçü örgütlerinden daha “modern ve aydın” olmalarının altında yatan sır; Atatürk Türkiyesinin aydınlanmasından nasibini almalarıydı. PKK’nın legal alandaki temsilcisi HDP’ye bakıldığında da aynı olguyla karşılaşırız.
HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan tüm bunlara rağmen şu çirkin açıklamayı yapma cüretini gösterebiliyor: “Başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halklarını bir yüzyıl daha karanlığa itmeyeceğiz”. Peki, yüz yıl öncesi hangi tarihe denk düşmektedir? Kurtuluş Savaşımızın başarıya ulaştığı ve Cumhuriyet Devrimlerimizin yaşandığı aydınlık döneme denk düşmektedir. Hiçbir umudumuz yok ama yinede CHP’ye son bir kez daha duyurulur!
Pervin Buldan il eşbaşkanlarına yönelik olarak, “Buradaki her bir arkadaş, Denizlerin, Mahirlerin, İboların, Mazlumların ruhunu Türkiye halklarının özgürlük ve demokrasi mücadele ile birlikleştirmekte" diye konuşarak sap ile samanı birbirine karıştırıyor. Denizler ve Mahirler ile PKK’nın merkez kadrolarından ve Serxwebun Dergisi’nin kurucusu Mazlum Doğanların amacı bir değildi, olamazdı. İki ayrı dünyaların insanlarını bir tutmak aymazlıktır. Denizler ve Mahirler “Türkiye’nin İkinci Milli Kurtuluş Savaşı” mücadelesinin neferleriydi. Mazlum Doğanlar ise şimdiki PKK’nın bölücü kadrolarıydı.
Pervin Buldan, “Çünkü arkamızda HDP’nin dayandığı güçlü bir mücadele ve direniş vardır” derken Deniz ve Mahirlerin ardına sığınarak Mazlum Doğanların PKK’sını “dayandığı güç” olarak pazarlıyor. Her şey ayan beyan ortada olduğu halde hala HDP’yi aklamaya çalışanlar var.
HDP’yi en ufak umuda sevk eden her tavır bölücülüğe karşı mücadeleyi zayıflatır. Ertelenen kararlar ise zaman içinde istenilen etkiyi yapmaz.