Soner Polat
Soner Polat Köşe Yazısı

'Türk Bayrağı istemezük, Osmanlı Bayrağı isterük!'

Bilimsel yayınların yerine kerameti kendinden menkul tarikat ağalarının eserlerini (!) okuyanlar, hayatın doğasından, gerçeklerden ve hatta kendilerinden kopuyorlar. Pozitif ilimleri rehber alan eğiticilerin rahle-i tedrisinden geçmeyenler, kolayca karanlığın pençesine teslim oluyorlar. Alman felsefesinin kurucuları arasında sayılan ünlü filozof İmmanuel Kant (1702-1804) aydınlanmayı,“insanın aklını kullanma cesaretini göstermesi” olarak tanımlar. Aklın yerine kör inancı koyanların, her türlü değerini kaybederek şeyhlerin, sahtepeygamberlerin peşinden sürüklendiğine her vesile ile tanık oluyoruz.

Bir gazetedeki açıklamayı okuyunca, yukarıdaki satırlar aklıma geldi. Heyecanlı (!) bir kesim, Türk Bayrağına karşı çıkarak Osmanlı Bayrağı talep ediyor! İnsanın aklına ilk bakışta şu geliyor. Böylesine iddialı ve radikal bir talepte bulunan grup, muhtemelen konuyu enine boyuna incelemiştir. Günlerce tarihin sayfaları arasında kaybolmuştur. Ama nerede! Maalesef karşımıza her zaman olduğu gibi Ortaçağ karanlığı çıkıyor.

Emekli bir amiralin gönderdiği yukarıda gördüğünüz geminin fotoğrafı 1871 yılında çekilmiş! O dönemde Osmanlı İmparatorluğu bütün kurumları ile ayakta. Mutlak bir monarşi hüküm sürüyor. Meşrutiyetin ilanına daha beş yıl var! Türkiye Cumhuriyeti Devleti ortada olmadığı gibi Atatürk bile henüz doğmamış! Osmanlı muhiplerine (sevenlerine) soruyorum, geminin kıç gönderinde nazlı nazlı dalgalanan bayrak acaba size neyi hatırlatıyor?

Size bir iyilik daha yapıyor ve çeşitli kaynaklardan derlediğim aşağıdaki bilgileri önünüze koyuyorum. Çünkü medreselere özenen sözde eğitim kurumlarında bu tür şeyler bulamazsınız!

Osmanlı İmparatorluğu, maalesef 1844 yılına kadar kendisi için resmi bir bayrak belirlememiş! 31’inci Osmanlı Padişahı olan Sultan Abdülmecit (1823-1861) döneminde alınan bir kararla resmi bir devlet bayrağı saptamak için çalışmalar başlatılıyor. Yoğun çabalar sonucunda, 1844 yılında yukarıdaki geminin gönderinde dalgalanan bayrak, Zat-ı Şahane’nin (Padişah) onayından sonra “Milli Bayrak” olarak seçiliyor. Daha sonra tahta çıkan Padişahlar da bu bayrağı kullanıyorlar. Size yardımcı olacak bir bilgi daha vereyim. Yere göğe koyamadığınız Sultan Abdülhamid Han da bu bayrağın gölgesinde yaşıyordu! İnşallah, sizleri üzmedim!

Osmanlı muhipleri, lütfen geminin bayrağına bir daha bakın! Tekrar, tekrar bakın, yukarıda sizler için hazırladığım satırları okuyun, sonra aranızda yeniden müzakere ederek ve gerekirse şeyhinize, hocanıza danışarak ortak bir karara varın!Eğer, “bayrak aynı bayrak, ama biz gönderi değiştirmek istiyoruz!” diyorsanız, o ayrı bir tartışma konusu olabilir! Acaba ne istediğinizebir karar verebildiniz mi?

Şimdi kimsenin ilgi ve kapsama alanına girmeyeceğini bilmeme rağmen T.C. Anayasa’sına hep birlikte göz atalım:

MADDE 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

MADDE 3: …Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır…

MADDE 4: Anayasa’nın 1’inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hüküm ile… 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kurulduğu 29 Ekim 1923 tarihinden bu yana hiç bu kadar aşağılanmamış, hiç bu kadar sahipsiz kalmamıştı! Cumhuriyet, onu koruyacak, kollayacak ve yüceltecek nesilleri dört gözle bekliyor…

Amiral Soner Polat

ulusalkanal.com.tr

türk Bayrağı osmanlı Bayrağı 039