Soner Polat
Soner Polat Köşe Yazısı

Tarihin tanık olduğu en yaman çelişki

Düşman işgaline karşı Anadolu’yu örgütleyen şanlı bir fırkanın tarihi mirasını taşıyorsunuz. “Anadolu’daki işgal güçlerine Türkler katliam yaptı!” diyen bir düşünürü (!) zorla vekil yapıyorsunuz.

Yedi düvele karşı mücadele ederken, içerdeki bölücü ve irticai unsurlara da diz çöktüren bir geleneği temsil ediyorsunuz. Kapı gibi bir terör örgütü olan PKK bağlantılı YPG’yi bağrınıza basarak, onu halkının kahramanı ilan ediyorsunuz.

Tarihte ilk kez emperyalist eşkıyaları süngü ile vatan topraklarından kovmanın onurunu taşıyorsunuz. Emperyalizmin günümüzdeki temsilcileri ile garaj kapılarından gizlice girdiğiniz otel odalarında basılıyorsunuz!

Partinizin kurucusu için 1981 yılını Birleşmiş Milletler oy birliği ile tüm dünyada Atatürk yılı ilan ediyor ve tüm üye ülkelerde kutlamalar yaparak Türk’ü gururlandırıyor. Siz, HDP ile birlikte ABD’de Amerikan bayrağı ve HDP logosunun altında 705 kodlu mensubunuzla aykırı demeçler vererek Türk’ü utandırıyorsunuz!

Laiklik ilkesi ile dini taassubu kaldıran ve Türk aydınlanmasını başlatan olağanüstü bir atılımın öncülüğünü yapan bir misyondan geliyorsunuz. Türban, çarşaf adımlarınızın üstüne Genel Merkezinizde mescit açarak gerici kesimlere göz kırpıyorsunuz.

Ülkenin birlik ve bütünlüğü için günümüzün anayasası niteliğinde olan Teşkilat-ı Esasiye düzeni kuran saygın bir kadronun mirasçılarısınız. Bölünme anayasasından yerel özerkliğe kadar milli birliğimizi hedef alan her türlü girişimde en önde koşuyorsunuz.

Partinizin öncüleri düşman postalına karşı milli bir ordu kuruyor, onu elindeki maddi ve manevi unsurlarla bütün gücü ile destekliyor. Siz, Türk ordusunu doğrudan hedef alan, iç ve dış odakların tezgâhladığı Ergenekon ve Balyoz gibi tertiplere cepheden karşı çıkmadığınız gibi, “darbeciler yargılansın!” gibi laf oyunları ile bu kirli girişimlere dolaylı destek veriyorsunuz. Ayrıca bu tertibin merkezinde yer alanları, küçük siyasi çıkarlarınız için başınızın tacı yaparak hayal kırıklığı yaratıyorsunuz.

Antiemperyalist ve devrimci yönü ile ağır basan kadrolar Cumhuriyet Halk Fırkasını yönetiyordu. Siz, tarikatçılar, liberaller, Sorosçular, ikinci Cumhuriyetçiler, gerici ve bölücüler ile partinizi doldururken, Atatürkçüleri birer birer tasfiye ediyorsunuz.

Partinizi kuranların “Bağımsızlık benim karakterimdir!” “Ne mutlu Türk’üm diyene!” şeklinde özetlenebilecekbirleştirici milliyetçilik ve tam bağımsız Türkiye’yi savunan onurlu geleneğinden geliyorsunuz. Buna karşın hem de çok satan gazetelere,“Dışlayıcı ve tek tipçi bir milliyetçilikten kurtulmak gerekir. Egemenlik ve bağımsızlık anlayışı da değişti.”şeklinde demeçler veriyorsunuz.

Partinizi kuranlar tüm gücünü büyük Türk milletinden alıyordu. Siz ise milletin gücünü küçümsüyor, ABD, AB, Beykoz konakları mukimleri ve kerameti kendinden menkul tarikatlardan alacağınız güçle iktidar olacağınızı sanıyor, bu şekilde bir iktidarın gerçekte kimi için çalışacağını düşünmek bile istemiyorsunuz!

Fırkanızın fikir ve düşüncelerinden tüm mazlum ulusların ilham aldığını söylüyor ve haklı olarak bununla gurur duyuyorsunuz. Ama günümüzde Irak’ta, Suriye’de, Libya’da ve her yerde emperyalist ülkeleri desteklemekle kalmıyor, mazlum ülkeler ve liderlerine açıkça saldırıyorsunuz.

Partinizi kuran kadroların müthiş bir aydınlanma birikimine ve entelektüel zenginliğine sahip olduğunu söylüyorsunuz. Ama onlara gözlerinizi kapatıyor; etnik milliyetçilik, yerel özerklik, açık ekonomi, ayrıştırıcı anayasa ve dinsel taassubun ülkeyi gerçek, toplumsal ve katılımcı demokrasiye değil, iç savaş ve Ortaçağ’a götüreceğini görmek istemiyorsunuz…

Söyler misiniz, Allah aşkına! Siz kimsiniz? Ne yapmak istiyorsunuz. Kimin değirmenine su taşıyorsunuz. Bu politikalarınızla girmiş olduğunu bütün seçimlerde hezimete uğradınız. Oylarınız hızla eriyor ama aykırı politikalarınızı şiddetlendirerek sürdürüyorsunuz. Debisi yüksek bir nehirde sürüklenir gibi süratle marjinal bir çizgiye kayıyorsunuz.

Demek ki oylarınızı artırmak gibi bir kaygınız yok! Ne olur, şu maskeli baloya bir an önce son verin! Atatürkçü, cumhuriyetçi ve yurtsever seçmenlerin kafasını daha fazla karıştırmayın! İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ın dediği gibi, ülkeyi kuran parti olması nedeniyle bu topraklara bağlı her Türk yurttaşı CHP’nin doğal üyesidir ve olup biteni öğrenme hakkı vardır!

Amiral Soner Polat

ulusalkanal.com.tr

Tarihin tanık olduğu yaman çelişki