Bölgede birliğin anahtar ülkesi Türkiye
İç birliği tahrip edilen devletler emperyalizm için kolay lokmadır. Farklı etnik ve dini toplulukları bir arada tutan ve milletleşmede mesafe kaydeden devletlere yönelik ABD emperyalizminin hamlelerini püskürtmek direnmekle mümkündür. Teslimiyetçi eğilimler bölünmeleri kışkırtır.
Türkiye, 24 Temmuz 2015 ve 15 Temmuz 2016 Amerikancı kalkışmaları bastırarak milli birliğini tahripe yönelik girişimleri engellemiştir. Bu iki olay''Milli ordu direnir'' tespitini bir kez daha doğrulamış ve halk/ordu birlikteliğini pekiştirmiştir.
Ülkemize yönelik emperyalist tertipler durmayacak. ABD/İsrail haydut devletleri güçsüzleşmiş, dağılmaya yüz tutmuş, direncini kaybetmiş bir Türkiye için yanıp tutuştular fakat başaramadılar. Türkiye'nin, yüzünü doğuya, Asya'ya, özüne doğru dönmesi Batı yayılmacılığına darbe vurmuştur.
PKK'LARIN ZOR GÜNLERİ
1999 yılında Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesinin ardından ABD/İsrail'in isteği doğrultusunda örgütte ''tek adam'' yerine ''çoklu baş'' tercih edildi. Örgütün daha kolay kontrol altında tutulması, kara gücü haline getirilmesi ve merkezkaç eğilimlerin bastırılması açısından bu yol çözüm olarak hayata geçirildi.
PKK'nın Irak ayağı sıkıntılı günler geçirmekte. Örgüt Kandil'de duramaz hale getirildi. Silah ve muhimmat deposu olarakda bilinen Kandil ile Zine Werte arası TSK'nin aralıksız harekâtlarıyla güvensiz bölgeye dönüştü. Eskiden örgüt liderleri ekseriyetle Kandil'de otururdu. Şimdilerde ise sürekli yer değiştirmenin yanı sıra, güvenilir mekânlar bulmakta zorlanıyorlar.
Irak Hükümeti ile Bölgesel Yönetim (IKBY) arasında 9 Ekim 2020 tarihinde varılan anlaşma sonucu PKK'nın Sincar'dan uzaklaştırılması kararı alındı. İkinci Kandil olarakda bilinen Sincar'da Ezidiler yoğun olarak yaşıyor. PKK, Ezidileri bu güne kadar baskılarla kontrol altında tutmaya çalıştı. Ancak işler tersine döndü ve Ezidi ileri gelenleri PKK'ya tavır aldılar. PKK'nın kurduğu Ezidi ağırlıklı paravan örgütte dağılmayla yüzyüze kaldı. PKK Irak'ın kuzeyinde'de barınamaz duruma geliyor ve bu çok iyi bir gelişmedir. PKK'nin güç kaybı ABD/İsrail'in aleyhinedir.
PKK, Suriye'dede sıkıntılarla karşı karşıya. PYD/YPG'nin Afrin, Ayn El Arab, Kamışlı; kısacası Türkiye sınırlarından Barış Pınarı, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı harekâtlarıyla sürülmesi neticesinde örgüt büyük darbe aldı. ABD/İsrail kurgusu ''Rojava devrimi'' yerle yeksan edildi.
PKK'nin Suriye kolu PYD/YPG'nin yönlendirdiği ve başında Mazlum Kobane kod adlı Ferhat Abdi Şahin'in bulunduğu SDG, ABD emperyalizminin 0nbinlerce tır silah gönderdiği örgüttür. Mazlum Kobane adeta hanedanlık kurmuştur. Ailesinden, sülalesinden kimler varsa onları görevlendirmesiyle ve yolsuzluklarla anılmaya başlandı. Mazlum Kobane'nin yönlendirmesiyle aile çevresinden bazılarının Doğu Avrupa ülkelerinde yatırımlara yöneldiği ve yüklü paraların Suriye'nin kuzeyinden kaçırılarak işletildiği basınada yansıdı. Olayın boyutunun sanılandan fazla olduğu söylenmektedir.
PKK Başkanlık Konseyi Üyesi kod adı Doktor Bahoz Erdal olan Fehman Hüseyin, hem PKK ile PYD arasındaki eşgüdümü sağlamlaştırmak ve hem de örgütten kaçışları engellemek üzere Suriye'nin kuzeyine geçti. Bu aynı zamanda Mazlum Kobane'nin üzerindeki denetimi artırmak anlamınada geliyor. Kısacası ABD/İsrail Suriye'de yenildikçe PKK/PYD'de çözülmeler ve dağılmalar aynı oranda artacaktır. Ne Fehman Hüseyin ve ne de Mazlum Kobane PKK/PYD'nin Suriye topraklarında yeniden ''Rojava devrimi'' hayalini rüyalarında bile göremeyeceklerdir.
15/16 Ağustos 1984 tarihinde Siirt'in Eruh, Hakkâri'nin Şemdinli ilçelerindeki karakol baskınlarıyla beraber atağa geçen PKK, 24 Temmuz 2015 tarihinde zirveden hızla indirildi ve tarihindeki en büyük güç kaybına uğradı. Güya 2000'e varmadan sözde Kürdistan için ''bir parça vatan toprağı'' elde edeceklerini sıklıkla vurguluyor ve taraftarlarına buna inandırıyorlardı. Ancak umulan olmadı ve geri sayım devam ediyor.
PKK'YI BİTİRMEK HDP/DBP'Nİ KAPATMAKTAN GEÇER
Türkiye, ABD/İsrail destekli bölücülüğe karşı mücadelesinden başarıyla çıkmıştır. PKK'nın bölgemizdeki örgütlenmesine, silahlı güçlerine, uyuşturucu ve kaçakçılık merkezli ekonomik girdilerine, legal alanı kullanan aparatlarına ve siyasal alandaki etkisine önemli darbeler indirdi. Örgütün çıkmazını derinleştiren girişimlere bir son nokta koymanın zamanı geldi.
PKK'nın HDP/DBP aracılığıyla siyasal alanda bulunması engellenmeli ve kapatılmalıdır. Demokratik Kitle Örgütlerindeki, sendikalardaki, Alevi derneklerindeki, basın ve yayın alanındaki etkisi kırılmalı ve buna yönelik çalışmalar başlatılmalıdır. Böylesi bir girişim solumsu parti ve örgütleride etkileyecektir.
Kürdümüzü Amerikancı PKK/HDP'nin elinden kurtarmak ancak, PKK'nin soluk borularının tümden kesilmesiyle mümkündür. Çünkü PKK/HDP silahla, baskıyla, etki gücüyle, ekonomik gücüyle Kürdümüzün bir kısmı üzerinde egemenlik kurmuştur. Değim yerindeyse silah ve siyaset kardeştir. Biri olmadan diğeri olmaz. PKK'yi silahla bastırmayla birlikte siyasal kollarınıda bertaraf etmeli.
2021 yılı üzerine her kesim kendi senaryosunu hazırlıyor. Türkiye'nin milli, devrimci güçleri, hazırlanan karşı devrimci senaryoları engellemek için gereğini yerine getirmelidir.
SONUÇ YERİNE
Kadim Anadolu topraklarına bölücülük zehrini zerk etmeye çalışanların hevesleri kursaklarında kaldı. Türkiye; ayrılıkları gayrılıkları birleştirir, dargınlıkları barıştırır, çirkinlikleri güzelleştirir ve yıkıcılığı yapıcılığa dönüştürür. Türkiye halkını etnik ve dini parçalanmaya götüren süreç engellendi. Birlik ve kardeşlik için iklim elverişlidir.
PKK/HDP ve benzeri birlik ve kardeşliğin önündeki engellerin kaldırılması halinde ülke sathına huzur, bereket, güvenlik gelecek ve Kürdümüz dahil Türkiye halkı birbirine dünden daha fazla kenetlenecek.