Adalılar, adalara eğitimle sahip çıkacak
Geçtiğimiz hafta sonu Büyükada önemli bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. Ama önce şunu belirtmeliyim. Aslında İstanbul’un orta yerinde bu kadar naif, bilime inanan, değerli insanı bir arada görmeyeli çok zaman olmuştu; bunu fark ettim.
Hali hazırda yürüyen Ada Akademi projesinin vakıflaşmasıyla ve Mart 2017 itibariyle YÖK’e başvurması ile hayata geçecek bir buluşmanın adresiydi Büyükada.
Prof. Dr. Halil Semih Eryıldız’ın öncülüğündeki buluşmada konusunda değerli birçok uzman, eğitimci, akademisyen, siyasetçi, bürokrat, bilim insanı, Ada Kent Konseyi üyeleri, Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç, müziğin dev ismi Ruhi Ayangil, Yeşilçam’ın kıymetli aktörü ama aynı zamanda Türkiye’de çevre bilincinin ve bakanlığının mimarı, eski Bakan Ediz Hun, deprem konusunun saygın isimlerinden Prof. Dr. Ahmet Ercan, bir başka toplantı için gelip, konuya ilgi duyarak dikkat kesilen tiyatronun büyük ustası Enis Fosforoğlu, adını saymakla bitiremeyeceğim değerli katılımcılardan bazılarıydı.
Adalar, akademiyle hem yapısını tekrar dengelemek, hem meslek yüksekokulları temelinden başlayarak bir eğitim hamlesi başlatmak, hem de adayı tekrar eski günlerine, tarihi dokusuna uygun olarak döndürmek gibi birçok amacı beraberinde taşıyor.
En önemlisi ise orijinal yapısına dönmenin temeline eğitimi koymuş olması. Burada üç boyutlu bina yapımından, mimariye geleceğin teknolojileri de, arıcılık gibi gelenekselin özellikleri de eğitimle bulaşacak. Daha kritik olan, adayı kurtarırken, Türkiye’ye çok önemli oranda kalifiye insan gücü kazandıracak.
Bu toplantıda adaların hiç bilmediği ekonomisine yönelik özelliklerini de biraz ihmal etmiş olmanın mahcubiyeti içinde öğrendim. Mühendisi Bahri Humayun bir yanda, 7 tane koleje sahip yapısı diğer tarafta, madencilik, şarapçılık, ihracat odaklı takı ustalığı, arıcılık, kunduracılık bir yanda, tarihte buğday ithal edip, un yapıp tekrar ihracat yapan niteliği, en eski din okuluna sahipliği diğer tarafta… Ada ekonomisiyle, çok kültürlü insan yapısıyla, eğitim ve turizm özellikleriyle tam bir hazine…
İşte akademik çalışmalar da bu hazinenin üzerine kurulacak. Adanın dağılan insan yapısının tekrar düzelebilmesi için eğitim çalışmaları da temel teşkil edecek. Eğitimlerin gerçekleştirileceği mekân hazır… Dört adanın kendine özgü kültürünü yansıtan, ilk planda meslek yüksekokulları hedefleniyor. Önümüzdeki senenin ilk çeyreğinde YÖK’e önerilecek bir projeden bahsediliyor.
Akademi müzik, takı, arıcılık, spor gibi konulardaki profesyonellerin de sahip çıkmasıyla yol alacak. Ayrıca yatay geçişle dört yıllık üniversitelere geçişin de yolu açılacak. En önemlisi burada yetişenlerin kendi okullarında akademisyen olma şansı da bulunacak.
Büyükada mimarlık, restorasyon ve restorasyon yapı ustalığı, Heybeliada deniz sporları konusunda eğitmen, Burgazada turizm, ticaret, gıda ve gastronomi, Kınalıada moda, takı, tasarım gibi konularda uzmanlaşacak. Buna müzikten arıcılığa farklı ama adaya uygun özellikte meslek dalları da dahil olacak. Akademi her biri 15 kişilik sınıflarda her yıl, ada başına 60 mezun vermeyi hedefliyor.
Yapı, geleneğine uygun ve çok kültürlülük temelli yapısıyla öne çıkacak. Akademisyen, sanat ve kültür insanları da bu yolla adaya çekilerek demografik dengesi eskiye uygun olarak sağlanacak.
Çalışmalar yoğun bir biçimde sürüyor. YÖK’e önerilecek eğitim programlarının taslaklarının önümüzdeki ay ortaya çıkması, en kısa sürede de tamamlanması amaçlanıyor. Tam bir beyin fırtınası içinde gerçekleşen toplantıda konuşulanlar, kısır siyasi dedikoduların bir kenara atılıp, geleceğe ilişkin çözüm konuşulması beni ayrıca mutlu etti ve umutlandırdı.
Sonuçta İstanbul’un incisi adalarda çok güzel, eğitim odaklı ve buram buran insan kokan bir yapıyla, umut dolu bir proje gelişiyor. Umarım yetkililer de bu fırsatı kaçırmadan, Ada Akademi’ye sahip çıkar ve Türkiye’de eğitimle kültürün, ekonomi ile istihdamın, geleneksel ile geleceğin teknolojilerinin harmanlanarak oluşumuna destek verirler.
Çünkü katılımcılarından amaçlara kadar her şey umut, bilim, aydınlık ve ışık saçıyor. Teşekkürler Adalar, teşekkürler Adalılar… Ülkede her şey kokuşmuşken, ucuzlaşmışken, sadece umut dolu bu duyguyu bile yaşatmanız, benim adıma her şeye değerdi. Bu süreci büyük bir dikkatle takip edeceğim.
Çetin Ünsalan