Soner Polat
Soner Polat Köşe Yazısı

Dinime küfreden Müslüman olsa!

Gerçeklerden kaçan hiçbir insan başarıyı yakalayamaz! Çünkü bizler beş duyu organımızla algılayamasak da, aklımızı ve bilimi kullanarak keşfedemesek de gerçekler oldukları yerde dururlar… Bütün hayat damarlarınızı kesmeye ant içmiş birini, siz hâlâ en yakın dostunuz olarak görüyorsanız, ortada ciddi bir sorun vardır! Yapılması gereken en yakın sağlık kurumuna koşmaktır…

KIBRIS’TA DOST KAZIĞI

ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Büyükelçisi Lefkoşe’deki bir otelde bir resepsiyon düzenler. Lütfedip adadaki Türk komutanları da bu faaliyete davet eder… Türk komutanlar da, nezaket gösterip davete icabet ederler. Ama birdenbire adada bir kaşık suda fırtına kopar!

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, GKRY yetkilileri ile sirtaki yaparak Türk komutanların bu davete üniforma ile katılmalarını şiddetle protesto eder!

Dışişleri Bakanı John Kerry planlanan Kıbrıs ziyaretini erteler… Rum kesimi hızını alamaz ve Türk askerinin elini sıkan ABD Büyükelçisi’nin derhal adayı terk etmesini talep eder…

ABD Dışişleri Bakanlığı, zaman kaybetmeden kendine yakışan (!) açıklamayı yapar: “ABD, Kıbrıs’ta Türk güçlerini işgalci olarak tanımlamaya devam ediyor!”

ABD’YE ÜCRETSİZ PROTOKOL DERSİ!

Bu vesile ile bu konuları fazla bilmediği izlenimi edindiğim ABD yetkilerine ücretsiz protokol dersi vermeliyim. Hem paranın lafı mı olur! Stratejik müttefik (!) değil miyiz?

Askeri şahıslar büyükelçiliklerin düzenliği sosyal faaliyetlere daima üniforma ile katılırlar. Örneğin ABD Ankara Büyükelçiliğinin 4 Temmuz Bağımsızlık Günü resepsiyonunda hangi rütbede ve hangi ülkeden olursa olsun bütün askeri ataşeler üniforma giyer. Ayrıca askeri ataşeler dışındaki tüm askeri zevat da üniformalıdır. Eğer Genelkurmay Başkanlığı bu faaliyete 5 general/amiral rütbesindeki subay, 20 diğer rütbelerden subayla iştirak ediyorsa, bu askerlerin tamamı üniforma giyer!

Bu tür davetlere üniformalı değil, üniformasız katılmak abesle iştigal olur! Her koşulda küstahça bir davranış olarak kabul edilir! Askeri ataşelik yaptım; hem Deniz Kuvvetleri hem de Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı olarak bu tür yüzlerce faaliyete katıldım. Sivil kıyafet ile böyle bir davete icabet eden askere rastlamadım!

Bence ABD’li yetkililer bu tür açıklamalar yapmadan önce biraz defter kitap karıştırırsalar iyi olur! Sonradan mahcup olmazlar… Bu iyiliğimi de unutmasınlar!

DİNİME KÜFREDEN MÜSLÜMAN OLSA!

ABD uzmanları (!) “Kıbrıs’taki Türk askerini işgalci” olarak nitelemeye devam edeceklermiş… Hatırlatayım, Türkiye uluslararası hukuktan kaynaklanan garantörlük haklarını kullanarak adaya meşru bir müdahalede bulundu! Bugün adada bir barış ve huzur ortamı varsa, bunu Türk askerine borçluyuz.

Şimdi çok bilen (!), ete süte maydanoz olan ABD sözcüsü Mark Toner’e bir iki soru da biz soralım: ABD hangi uluslararası hukuk kuralına uyarak Irak’ı işgal etti? Irak’ta Nükleer Biyolojik Kimyasal (NBC) silahlar olduğu gerekçe göstermiştiniz! Hem Genelkurmay Başkanlığı hem de Dışişleri Bakanlığı yapan Emekli Org. ColinPowell, “bu tür bir iddiada bulunduğum için kendimi kötü hissediyorum!” dedi mi, demedi mi? Bu koşullar altında Irak’taki ABD kuvvetleri neci oluyor? Barış havarileri mi??

Irak’ta terörist örgüt dediğiniz PKK’ya niçin müdahale etmiyor, birlikte dümenler çeviriyorsunuz? Bu yaptıklarınızın yasal olduğu hangi kitapta yazıyor?

Peki, Suriye’ye hangi uluslararası kurala dayanarak terörist gönderiyorsunuz?Bu ülkede istediğiniz yerleri havadan bombalama hakkını size kim veriyor?

Listeyi uzatırsam, ansiklopedi olur! Bizde bir söz vardır: “Dinime küfreden Müslüman olsa!” Ayrıca Ziya Paşa’nın şiirindeki şu sözleri de çok severiz: “Herkesi kör, âlemi sersem mi sanıyorsunuz?”

AMAN DİKKAT

Şimdi bu uyanık müttefik (!) Suriye’de bizi Rusya’nın üzerine sürmeye çalışıyor… İçimizde kendisine çanak tutanların sayısı hiç de az değil! Hani derler ya “semer vuran çok olur!” Plağı pikaba takmış, durmadan çalıyor: “Yürü arslanım, kim tutar seni! Ben sana havadan destek vereceğim… Postalayalım şunları Moskova’ya!”

Alman düşünür Goethe’nin sözüdür: “Pusulanın sana doğru yol göstermesini mi istiyorsun, öyleyse onu yanındaki mıknatıslardan koru!” Biz de “kılavuzu karga olanın…” deriz…

Bir taraftan ABD’nin kara gücünün kafasını kopartırken, diğer taraftan onun postalı olmak, herhalde açıklanabilir bir şey değildir…

Amiral Soner Polat

ulusalkanal.com.tr

Müslüman olsa