Kalkınmayı unutan büyümeciler
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, enflasyonda istenen noktada olmadığımızı belirtti. Bu konuda kurumların üzerine düşeni yapması gerektiğini hatırlatan Bakan’a sormak lazım: Hangi kurumlar üzerine düşen görevi yapmıyor?
Şayet bundan Merkez Bankası’nın zorlama bir faiz düşüşüyle ülkeyi dolar bazında fakirleştirmesi geliyorsa, bu talebin geldiği adres belli. Bakan Elvan bunu kuruma değil, talepte bulunana anlatmak durumundadır.
Enflasyon verilerini, gerçekle tamamen ilgisini kopartarak açıklayan, zorlama bir düşük enflasyon peşinde koşan TÜİK’I mi kast ediyor? Şayet onu kast ediyorsa, orada da muhatabın ve talepte bulunanın adresi belli.
Regülatör kurumların oyuncu olmasına mı; denetleme yapması gereken kamunun fiyat artışlarının bir numaralı nedeni olmasına mı atıfta bulunuyor? Kimdir bu görevini yapmayan kurumlar?
Acaba istenen büyümeyi yakalamanın yolu fiyat istikrarından geçiyorsa, Hazine ve Maliye Bakanlığı gerekeni yapıyor mu? Fiyat istikrarını salt rakamlar manzumesi olarak görür ve günün sonunda elde ettiğiniz büyümenin rakamıyla övünür hale geldiyseniz, bence kurumları sorgulamaya başında bulunduğu bakanlıktan başlamalı.
Çünkü bu ülkede değer kaybeden TL karşısında faiz lobisi, artan fiyatlar gündeme geldiğinde fırsatçı, bozulan dış ilişkiler kaynaklı ekonomik kopukluk yaşandığında da dış güçler arıyorsanız işin içinden çıkamazsınız.
Bu ülkede tarımdan sanayiye üretim maliyetleri artarken, üretici henüz yansıtamadığı yüzde 26 enflasyon farkıyla ayakta durmaya çalışıyorsa, bir sektör dışında diğer sektörleri yok sayan bir ekonomi politikası sergileniyorsa, üretici dış pazarda dahil fiyat ve vade baskısıyla karşılaşıyorsa, acaba sorunu nerede aramak gerekir?
Şimdi sene sonunda yaklaşık yüzde 9 bir büyüme yakalamamız öngörülüyor. Ben bugün duyarlılıkla bu konulara dikkat çeken Bakan Elvan’ın o günkü konuşlamalarda aynı olgunlukla davranmasını bekliyorum.
Yüksek çıkmış ve sadece bir rakamdan ibaret olan, baz etkisiyle yakalanmış bir büyüme karşılık, alım gücünü yitiren vatandaşınız, rekabet gücü ortadan kalkan üreticiniz, maliyetlerini karşılayamayan bir üretim yapınız varsa ve her seferinde ithalat yoluyla terbiye edilmeye kalkıyorsa o büyüme rakamıyla da övünmemek gerekiyor.
Bu sadece aklıselimin değil, sorunları okuyarak çözüme giden yolun da başlangıcıdır. Kalkınmayı unutmuş bir büyüme anlayışla övünürken cömert, paylaşırken cimri davranan bir ekonomi yönetimiyle gideceğimiz tek yol, daha büyük açmazlara ve tıkanmalara neden olan bir ekonomi fotoğrafıdır.
Bakan Elvan mesela geçtiğimiz günlerde cari açık meselesinin kendi konuları olduğunu söylemişti. İşe buradan başlayalım. Gerçekten işi tersine çevirecek ne yaptınız? Gerçekten hangi kurumlar görevini yerine getirmiyordu?