Çetin Ünsalan
Çetin Ünsalan Köşe Yazısı

Elektrikte 1 Kasım açmazı

Elektrik faturalarına zam gelecek mi? Herkesin kış aylarına girerken en çok merak ettiği konuların başında bu geliyor. Hatırlayacaksınız Ekim 2021 itibariyle yüzde 15’lik bir zam konuşulmuş, akıbeti belirsiz halde ortada kalmıştı.

Oysa çeyrekler bazında yapılan düzenli artışların söz konusu olması gerekiyordu. Benzer bir durumun 2018’de de sapmayla önümüze geldiğini, sonrasında 2019 itibariyle çok daha büyük zamlarla muhatap olduğumuzu görüyoruz.

Özellikle elektrik üretimindeki paylara baktığımızda tedarikçilerde yüzde 15 ile ithal kömürün, yüzde 35 ile de doğalgazın payı olması dikkat çekiyor. Neden? Çünkü bu alanda yüzde 40’lık bir zam ihtiyacı belirdiği ve yerine getirilmezse sıkıntı yaşanacağı konuşuluyor.

Tek üniteye kadar düşen bazı tedarikçiler de bunun en büyük kanıtı. Muhtemelen tedarikte kesintiye gidemeyecekler. Ama Kasım itibariyle arıza gerekçesiyle elektrik kesintileriyle karşı karşıya kalmamız muhtemel gözüküyor.

Çünkü böylesi bir zam oranının, alım gücünün tüketici nezdinde düştüğü, üreticide de maliyetlerin yansıtılamadığı bir ortamda yapılması zor. Bundan sonraki süreç nasıl yönetilecek orası da tam bir muamma.

Şimdi işin bu boyutu nasıl sonuçlanacak bilemeyiz. Ama bir fiyat artışının kaçınılmaz olduğu çok açık. O zaman kritik soru şu: Zam kime gelecek ve sonuçları ne olacak? Tekrar altını çizmek gerekirse tüketicinin de üreticinin de bunu karşılamaya tahammülü yok.

O zaman bu konudan ayrı olarak bir ilkeyi ortaya koymamız gerekiyor. Birim fiyatlar üzerinden meseleye baktığımızda ticarethane ve sanayici tarifesinin, tüketici tarifesinin çok üzerinde olduğu gözleniyor.

Doğrusu bu mu? İlk planda baktığınızda doğru gelebilir. Ama ortada bir yaklaşım hatası olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir tarafta direkt tüketimden, diğer tarafta değer yaratmak için yapılan üretimde bir girdiden söz ediyoruz.

Bu durumda sanayinin daha ucuz tarifeden elektrik kullanması ve yaratacağı refah, istihdam gibi çıktılarla tüketiciyi maddi olarak güçlendirmesi gerekmez mi? Ben böyle olduğunu düşünüyorum ama konunun uzmanlarına da durumu sormak gerekiyor.

Bu konuyla ilgili tablolar hazırlayarak, önemli bir çalışmaya imza atan encazip,com Kurucusu Çağada Kırım’a kulak verdim. Yaptığı araştırmalar tezimin haklılığını ortaya koyuyordu.

Bulgulara göre Avrupa’da reel sektör, hanelere oranla yüzde 57 daha ucuz enerji kullanıyor. Bizde ise tablo tam tersi. İşyerleri, hanelere göre yüzde 22 daha çok pahalı alım yapar halde.

Belli bir yere kadar artışların da tüketici ve ticarethanede dengeli gittiği gözleniyor. Ta ki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar. O süreçte ihtiyaç olan zamlar, sanayi ve ticarethanelere yansıtılmaya başlanınca makas açılıyor.

Bir başka grafikle sağlamasını yaptığınızda da gayri safi yurt içi hasılanın sanayideki elektrik fiyatlarının artmasına paralel düştüğü, enflasyonun da azdığı gözleniyor. Tüm grafiği doğru okuduğunuzda aradaki bir aylık düşüşün, enflasyonda da terse doğru ivmelenmeyi hareketlendirdiği gözleniyor.

Ayrıca bu seçimlerde sonra zam sıklığının da değiştiği göze çarpıyor. Önceden 4 çeyrek bazında yapılan artışların, ara zamlarla çok daha yüksek artışları beraberinde getirdiğine şahit oluyorsunuz.

2019’dan sonra bu uygulamadan vazgeçilmiş. Fakat uygulamanın aynısının bugün de devrede olması ve enflasyonun da yükselmesi ilginç bir bulgu. Arzu edenler Çağada Kırım’dan tüm detayları öğrenebilir.

Ama benim dinlediğim bu resmi verilerden yola çıkılarak hazırlanan sunum iki noktayı kesinleştiriyor. Zenginleşen bir ekonomi için tüketicinin daha çok ödemesi değil, ticarethane ve sanayinin birim fiyat olarak onun altında elektrik kullanması gerekiyor.

Aksi takdirde enflasyondan gelir kaybına kadar bir dizi problemi zincirleme yaşıyorsunuz. Ayrıca fiyatların içindeki vergileri de ayrıca hatırlatırım. Şimdi tüm bu gerçekler önümüzdeyken, marketlerde fırsatçılık arayan ekonomi yönetiminin enerji politikasını gözden geçirmesi gereği açıkça gözüküyor.

Ama alım gücünü tamamen kaybeden tüketici ve henüz fiyatlarına maliyetlerinin yüzde 25 oranındaki enflasyon farkını yaratamamış reel sektör varken, tedarikçilerin de zam ihtiyaçları yüzde 40’lara dayanmışken açmaz şu:

Bu zam yapılabilecek mi? Yapılırsa kime uygulanacak, yapılmazsa arz sorunu nasıl aşılacak? Anlayacağınız Kasım ayı elektrikte çok bilinmezli bir denklemle önümüze gelmeye hazırlanıyor.

ekonomi zam piyasa elektrik enflasyon Asgari ücret sektör suç süreç kırım