Uçan ekonomi
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Yeni Ekonomi Programı hedeflerini açıkladı. Bu hedefler üzerine konuşmaya gerek var mı? Açıkçası ben ciddiye alınıp üzerinde vakit harcamaya değer bir yan olduğunu düşünmüyorum.
Çünkü her şeyin sağlamasını bir gün öncesinde Sabah Gazetesi’nin manşetinden okumak mümkün. Sabah Gazetesi’ne göre ‘Türkiye ekonomisi uçuşa geçti.” Esasen Bakan Albayrak’ın anlatmaya çalıştıklarından çok, bunu ele almak lazım.
Sanırım bu kadar bilinen, yaygın olarak düşünülen (tirajlar öyle göstermese de) bir basın kuruluşu, sokağından, halkından bu kadar uzak noktaya uzun zamandır düşmemişti. Yani meseleleri farklı açıdan görmek mümkün.
Bazı rakamları baz alarak, insanlara nispeten bir iyimserlik pompalamaya çalışmak da anlaşılmaz olsa da, göz ardı edilebilir. Ama ülkede insanlar geçim derdiyle boğuşurken, firmalar ayakta kalmaya çalışırken, işsizlik patlamış, ödemeler zinciri kırılmışken böyle bir başlık atmak, sanırım basın tarihine geçecek cinsten bir yaklaşımdır.
Böylesine garipliği belki 12 Eylül darbesinin ertesi günü ya da 1920’lerde İstanbul basınının attığı manşetlerde veya 90’lı yıllarda düzden ya da tersten görmek mümkündü. Ama hiçbirinin bu kadar cesur olacağını sanmam.
Yani Albayrak değil ama Sabah gazetesi tarihe geçti. 5 – 10 yıl sonra Albayrak’ı ya da AKP hükümetini, siyasetçilerini kimse hatırlamayabilir. Ama Sabah Gazetesi’nin bu manşetini kimse unutmayacaktır.
Örnek mi? İstiklal mücadelesi döneminden İstanbul’daki zevattan kimi hatırlıyorsunuz? Ama aradan 100 yıl geçmiş İstanbul basının yaptığı unutulmuyor değil mi? Uçan ekonomide neler olmuş?
Borsa tarihi rekorlar kırıyormuş. Bırakın sokaktaki adamı, reel sektörün borsadaki işlemlerle ne ilgisi kaldı; dürüstçe söyleyebilir misiniz? Faizler düştü... Peki kimin hayatını nasıl etkiledi? Ödeme problemleri yüzünden insanların yapılandırdıkları kredilere bakarsanız, kendi içinde o insanlara faizlerin yükseldiğini bile söylemek mümkün.
Konutta rekor faiz düşüşü yine kriterlerden biri... Konut sektörü şu an reel sektörün tamamının sorunlarının ne kadarını temsil ediyor? Ekonomi yönetiminin yaklaşımıyla değil, gerçekten olması gerektiği kadarıyla soruyorum. Ayrıca bu düşen konut faizlerine rağmen, halktan kaç kişi gidip kredi alıp, milyon dolarlık biriken rezidans stokundan bir adet eksiltebilir?
TL kredilerin tarihi zirvede olmasından söz ediliyor? Bankaların kredi vermekten imtina ettiklerini biliyoruz. Oldu da verdiler; o krediler nerede kullanılıyor? Mesela insanlar değer üretecek bir yatırım mı yapıyorlar? Yoksa eski borçlarını, daha yüksek maliyetlerle yapılandırmak mı zorunda kalıyorlar?
Berat Albayrak’a gelince, daha açıklamanın olduğu gün elektriğe bir kez daha yapılan yüzde 15’lik zam da, eskinin hesabını vermeden 2020 yılında yenilenmiş bir ekonomiden bahsetmesi de, sürekli dile getirdiği ama bir türlü ulaşamadığımız dengelenme noktası söylemi de, gurbetçinin parasına bir kez daha göz diken ama bunun da ötesinde, söylemin aynı zamanda BES’in içeride işlemediğini anlamına gelen itiraf eden yaklaşımıyla ve diğer detayları da çok da konuşmaya değer bir içerikte değil.