Ege'de karasuları
Sözcü’de Rahmi Turan’ın Tokmak adlı köşesinde 21 Temmuz 2018 günü Türkiye’de 9 şiddetinde deprem etkisi yaratması gereken bir haber yer aldı. “Gel de üzülme!” başlıklı yazıda şu bilgiler yer alıyordu:
12 MİL KARASULARI İLAN EDİLDİ Mİ?
“Yunan Parlamentosu bir süre önceEge Denizi’ndekarasularını ve hava sahasını 12 mile çıkarma kararı aldı. Güya kırmızıçizgilerimiz vardı. Hani, nerede bu kırmızıçizgiler? Elin oğlu Ege Denizi’nin tamamını işgale kalkışıyor, bizimkilerin ise sesi soluğu çıkmıyor.”Yunanistan’ın böyle bir girişimi Türkiye için savaş nedeni (casus belli) olduğundan, bence bu haberi gazete dev puntolarla ilk sayfadan vermeliydi. Ben de köşeyi okuyunca heyecanlandım. Ama kendi yaptığım araştırmalar sonucunda böyle bir bilgiye ulaşamadım. Türk devletini ve Türk milletini yakından ilgilendiren bu konunun mutlaka açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Peki, karasuları tartışmaları tarihsel süreçlerde nasıl bir yol izledi?
3 MİLDEN 6 MİLE!
Bu konuda sürekli olarak arayış içinde olan ve çıkan her fırsattan istifade ederek karasularını genişletmek isteyen Yunanistan’dır. Lozan’da açık bir hüküm olmamasına karşın karasularının genişliğinin 3 deniz mili olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Ancak Yunanistan, 1936 yılında tek taraflı olarak karasularının uzunluğunu 6 mile çıkarmıştır. Türkiye uzun yıllar karşılık vermeyerek, ortak bir noktada buluşmak istemiş ama bir sonuç alamayınca, 1964 yılında karasularını 6 mile genişlettiğini ilan etmiştir. Böylece Ege’de bugün de geçerli olan statüko doğmuştur.
DENİZ HUKUKU KONFERANSI VE 12 MİL TARTIŞMASI
Yunanistan daha sonra 1982 yılında imzalanan Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni (BMDHS) kendi çıkarları doğrultusunda yorumlayarak, karasularını yeniden genişletme arayışı içerisine girmiştir. Bu sözleşmede karasularının 12 mile kadar uzatılabileceği belirtilmekteyse de tartışmalı alanlarda uzlaşma ile çözüm bulunması gerektiği, kötü niyetle hareket edilemeyeceği de özellikle vurgulanmaktadır. Türkiye her türlü istismara açık bu anlaşmaya taraf olmamıştır. Yunan Parlamento’su bu çerçevede, Yunan Hükümeti’ne uygun gördüğü anda karasularını 6 milin üzerine çıkarmak üzere yetki vermiştir! TBMM ise Yunanistan’ın böyle bir girişimini, 6 Haziran 1995 günü rahmetli Kamer Genç’in yönettiği oturumdakabul etmeyeceğini ilan ederek, Türk Hükümeti’ne her türlü karşı tedbiri alma yetkisi vermişti.
12 MİL İLAN EDİLİRSE NE OLUR?
Peki, iki ülke de karasularını 12 mile çıkarırsa ne olur? Böyle bir durumda, adaların da karasuları olduğundan, Yunan adalarının çokluğu nedeniyle Yunanistan, Türkiye’ye karşı çok büyük bir avantaj sağlar. Kabaca Türk karasuları Ege geneline göre yüzde 7,5’tan yüzde 8,5’e çıkarken, Yunan karasuları yüzde 43’ten yüzde 70’e yükselir.En önemlisi, Ege’deki açık denizalanı yaklaşık yüzde 50’den, yaklaşık yüzde 20’ye düşer! Bu ise Türkiye’nin Ege’deki ekonomik, ticari ve stratejik hareket alanının daraltılması anlamına gelir! Ayrıca karasularının üzerindeki saha, hava sahası olarak kabul edildiğinden, böyle bir yaklaşım hava sahası konusunda ayrı bir tartışmayı da tetikler! Özetle Türk gemileri Anadolu’ya hapsolur ve Yunan Karasularından geçmeden Akdeniz’e açılamaz!
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Yunan Hükümeti’nin şu aşamada 12 mil kararı alması pek mümkün görülmemektedir. Çünkü hiçbir Türk Hükümeti böyle bir karara kayıtsız kalamaz! Böyle bir karar alınması, Türkiye’ye Ege’deki her soruna müdahale hakkı verir ki Yunanistan bunun altında kalır. Türkiye, istediği şekilde kendi karasularını ilan eder ve askeri gücü ile Yunanistan’ı bu sulara sokmaz. Tarih dimyata pirince giderken evdeki bulgurunu kaybedenlerin acı hikâyeleri ile doludur.Türkiye’yi Anadolu’ya hapsetmeyi hayal edenler, acı gerçeklerle uyandığında iş işten geçmiş olur. Yunanistan’ın Türkiye ile deniz sorunlarında adil ve hakkaniyetli bir çözüm için çaba sarf etmesi gerekir. Jeopolitik dünyaya geri döndü. Dünya büyük bir değişim ve dönüşümün arifesinde! Yetenekleri hırslarının ötesinde olanları ağır bir fatura bekliyor. Türkiye’nin sonsuza dek bu saçmalıklara tahammül edeceğini düşünenler şiddetle yanılır!
Amiral Soner Polat
ulusal.com.tr